Ordu Sudan Devlet Başkanı el Beşir'i devirdi
Sudan'da ordu, iktidara karşı aylardır süren protestoların ardından Ömer el Beşir'i devirdi. Savunma Bakanı Avad bin Avf yeni askeri konseyin başına geldi. Ülkede protestolar devam ediyor, göstericiler sivil bir konsey istiyor. ABD ve AB de bu talebi destekliyor. Sudan'da 30 yılın ardından demokrasinin şansı var mı?
Ezilenler demokrasi peşinde
Libération genel yayın yönetmeni Laurent Joffrin'e göre, Cezayir'den sonra Sudan da gösterdi ki, Arap Baharı henüz bitmiş değil:
“Biraz umutsuzca düşünecek olursak, Suriye ya da Mısır'daki İslam dünyasının [Yunan mitolojisinin canavarları] Skylla ile Charybdis arasında, yani İslamcılar ve askeri rejimler arasında seçim yapmaya lanetlendiklerini söyleyebiliriz (Sudan'daki ise, İslamcı bir askeri rejim). Son gelişmeler üçüncü bir aktörün daha varlığını gösteriyor: Yolsuzluklara ve baskıya daha fazla tahammülü kalmayan ve bıkmadan, yorulmadan dürüstlük ve özgürlük çağrısı yapan halk. Eski hukuk devletlerindeki demokrasi metal yorgunluğu işaretleri verirken, askerin ve köktendinciliğin kasıp kavurduğu ülkelerde etkin ve çekici bir referans noktası oluşturuyor.”
Göstericilerin umutları yok edildi
Ordunun yönetimi ele geçirmesi Rzeczpospolita'yı hayal kırıklığına uğratmış:
“Diktatörün iktidara geldiği gibi askeri darbeyle de gideceği belliydi. Ama gösterilerin liderleri ordunun geçiş döneminde sivillerle birlikte bir hükümet konseyi kuracağını umuyor, çok sayıda göstericinin ölümüne neden olanların ve birkaç yıl önce Darfur'da işlenen savaş suçlarından sorumlu olanların hükümete giremeyeceğini düşünüyorlardı. Ama düşündükleri olmadı. Resmi kanalların sabah saatlerinde bildirdiği halka seslenişi kimin yapacağı belli değildi. Bu konuşmayı eli kana bulaşmamış bir askeri liderin yapacağı umuduyla saatlerce beklendikten sonra, konuşan, Savunma Bakanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı General Avad bin Avf oldu.”
Darbenin menşei: 'Made in China'
Jeopolitika uzmanı Fabia Carminati Avvenire'deki yazısında, darbenin perde arkasında güçlü bir azmettirici var, bu yüzden Batı iktidarın sivillere devredilmesini daha çok bekler, diyor:
“Asla itiraf etmeyecekler ama bu işin arkasında Çin var. Sudan 1980'li yılların sonlarında Pekin'in Afrika'daki ilk limanıydı. ... Şimdi bunlar tarih oldu; tıpkı Kasım 2017'de Zimbabve'deki ilk gerçek Made in China darbesi gibi tarihe karıştı. ... O dönemde Çin'in Afrika'ya ikinci bir çıkartmasından, yani bölge politikalarına müdahale edeceğinden söz ediliyordu. Şimdi bu tahmin iyice güçlendi, çünkü herkes biliyor ki, Pekin ülkenin hiyerarşisindeki önemli noktaları ve borsayı elinde tutuyor.”