İsveç Demokratları kamu televizyonuna savaş açtı
Milliyetçi-muhafazakar İsveç Demokratları kamu yayıncısı radyo televizyon kurumunu tarafsızlık ilkesine uymamakla suçladı ve kurumun yöneticilerini hesap vermeleri için parlamentoya çağırmaya çalıştı. Parlamentonun çoğunluğu bunu reddetti. İsveç medyasının tamamı basın özgürlüğünü tehdit altında görüyor.
Gerçek İsveçli olmayan milliyetçiler
Dagens Nyheter, İsveç Demokratları'nın, sonuna kadar İsveçli bir kuruma müdahale etmek istediğini yazıyor:
“Milliyetçi-muhafazakar SD'nin saldırısının ironik bir yanı, toplumun neredeyse hiçbir kurumunun basın özgürlüğü kadar özbeöz İsveçli olmadığı. [İsveç'te] Basın özgürlüğü 1766 yılında resmileştiğinde, yazılı sözü koruyan dünyadaki ilk kanun olma özelliğini taşıyordu. Bu yasa siyasetçiler ile onları eleştirenler arasındaki güvenlik mesafesini garantiliyor. Yasa eleştirildi, kaldırıldı, sonra yeniden getirildi, üzerine yazıldı çizildi ama yasa koyucular her defasında yasayı bir sonraki kuşağa miras bıraktı. Nitekim bu son saldırı, aşırı hassas, antidemokratik ve popülist olmaktan başka asıl İsveçli olmanın temel değerlerine karşı olarak da nitelendirilebilir.”
Merkez sağ dayanışması gözden geçirilmeli
Expressen'e göre Hıristiyan demokratlar ve muhafazakarlar, sırf İsveç Sosyal Demokrat Partisi ile Yeşiller Partisi azınlık hükümetini devirmek için İsveç Demokratları (SD) ile işbirliği yapıp yapmamayı iyi düşünmeli:
“SD diğer partilere benzemez. SD'nin göç ve suç politikalarının uzun süre göz ardı edildiği bir dönemde en güçlü parti haline gelmiş olması, durumu daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. ... Muhafazakar Parti (M) ve Hıristiyan Demokrat Parti (KD) uyanık olmak zorunda. SD yardımıyla iktidara gelmek istiyorlar, işin aslı bu. SD'nin de onlardan beklentisi ve talepleri aynı derecede yüksek olacaktır. Bu nedenle SD'nin baskılarına dayanabilmek için önemli siyasi konuların etrafına güvenlik setleri çekilmesi gerekiyor. ... İlişkileri normalleştirmek başka, aşırı müdahalelere sesini çıkartmamak başka.”