Dördüncü Korona zirvesinden uzlaşı çıkacak mı?
AB devlet ve hükümet başkanları, perşembe günü (yarın) Korona kriziyle mücadele kapsamında yeni bir zirve için buluşacak. Zirvede pandemi önlemlerini gevşetmeye ve ekonomik yükleri hafifletmeye yönelik ortak stratejiler görüşülecek. Ancak anlaşmazlıklar son haftalarda pek de azalmadı. Yorumcular acil ve temkinli adımlar bekliyor.
Daha fazla gecikme olmamalı
Ta Nea'ya göre, AB'nin hızla karar vermesi gerekiyor:
“Zaman çok önemli. Yunanistan ve Almanya gibi zamanında önlem alan ülkeler virüsün yayılma hızını yavaşlatmayı başardı. Fransa, İtalya ve İspanya gibi bekleyenler ise çok ağır bedeller ödedi. Aynı prensip ekonomi için de geçerli. Zaman çok değerli. Avrupa devlet ve hükümet başkanları zamanında harekete geçerse, Avrupa ekonomisinin göreceği zarar da sınırlı kalacaktır. Harekete geçmekte gecikirlerse, ödenecek bedel çok ağır olacaktır. Geçtiğimiz on yılda yaşanan ekonomik krizin aşılmasında, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi ortak para biriminin varlığını güvenceye alacak ve güçlendirecek kararlar alana kadar çok zaman kaybedildiğini unutmamalıyız.”
Merkel'in dediği olmasın
La Repubblica'nın Berlin muhabiri Tonia Mastrobuoni'ye göre, şu anda ne hızla karar verileceği Başbakan Merkel'e bağlı:
“Özellikle İtalya için en büyük risk, Angela Merkel'in yarın yine oyalarak en iyi bildiği şeyi yapması ve AB zirvesinde isteğini kabul ettirerek Korona tahvillerine ilişkin kararı erteletmesi. Bir sonraki AB zirvesine kadar geçecek haftalarda pandemi de geriler, krizle baş edebilmek için olağandışı kaynakların sağlanması baskısı da. Hatta bu iş, İtalya'nın etrafında bir araya gelen ve tek tek devletlerin borçlarını arttırmayacak ortak bir tahvil çıkarılmasında ısrar eden cephenin dağılmasına kadar varabilir. ”
AB uzun vadede dağılabilir
Kaleva'ya göre, Güney Avrupa ülkelerini ekonomik sorunlarıyla baş başa bırakmak, AB için büyük bir tehlike içeriyor:
“İtalya, İspanya ya da mesela Portekiz'in kendi ekonomilerini düzeltme sorumluluğunu tek başlarına üstlenmelerini istemek kolay olur. ... Ama madalyonun öbür yüzünde, yıllarca sürecek bir resesyona girmesi muhtemel bir İtalya var. Avrupa'nın en büyük ikinci sanayi üretimine sahip ülkesi olması nedeniyle İtalyan ekonomisinin sarsılmasının AB üzerindeki etkisi, problem çocuk Yunanistan'ın krizinden çok daha büyük olur. ... İtalyan ekonomisi batarsa, AB'den ayrılmak isteyen popülistler iktidara gelebilir, ki bu da hem Avro Bölgesinin hem de bizzat AB'nin dağılmasına yol açabilir.”