BM'nin Suriye yardımı kısıtlı olarak uzatılıyor
Zorlu pazarlıkların ardından BM Güvenlik Konseyi, Suriye'ye yapılacak insani yardımın sürdürülmesi üzerinde uzlaşıya vardı. Hükümet kontrolünde olmayan bölgelere de yardım yapılmasının önünü açan 2014 tarihli kararın geçerliliği cumartesi günü sona ermişti. Ancak şimdiye dek yapılan önerileri geri çeviren Rusya ve Çin çekimser oy kullandıkları için yardımlar tek bir yerden bölgeye ulaştırılabilecek.
Berlin'in memnuniyeti, aczinin göstergesi
Varılan mutabakat Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ı rahatlatmış görünüyor. Bild gazetesi ise sonucu başarılı bir uzlaşı olarak değerlendirmiyor:
“Gerçek şu: Putin bir kez daha sözünü geçirdi. Suriye'de yerinden edilmiş milyonlarca insana yardım edilebilecek tek bir sınır kapısı açık olacak artık. ... Uluslararası toplum yıllardır Putin'in herkesle alay eder gibi oynadığı acımasız oyunlara izin veriyor. Putin ve müttefiki Esad önce ülkeyi bombalayarak yüz binlerce Suriyeliyi mülteci kamplarına gitmeye zorluyor, şimdi de BM yardımını engelliyor. BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olmak, Rusya'ya, Suriye'de müsebbibi olduğu kan gölünü örtbas etme ve milyonlarca sivili mülteciye dönüştürme imkanı veriyor. Evrensel insan hakları hakkında konuşmayı seven ve uluslararası kurumların önemini vurgulayan Almanya'nın bunları sineye çekmesi, aczinin göstergesidir.”
... ve sonunda Ruslar kazanacak
De Standaard, Rusya ile Çin'in güç oyunlarıyla bir kez daha galip geldiklerinden yakınıyor ve Güvenlik Konseyi'nin reformu çağrısı yapıyor:
“Moskova kaybetmesi imkansız olan kirli bir strateji oyunu oynadı. ... Bütün bu tiyatro, BM'nin en yüksek organının çözümsüz zaaflarını ortaya çıkardı. ... Bu güç oyunu bir taraftan Batı'yla olan gerilimlerin, diğer taraftan Rusya ile Çin arasındakilerin yansıması. Putin ve Şi oyunda sonsuz güç kazanmış durumdalar. Trump da sistematik olarak Güvenlik Konseyi'nin kuyusunu kazdığı için Avrupa'daki güçler çoğu zaman yalnız kalıyor. ... Bir çözümün hızlıca müzakere masasına gelmesi olasılığı çok düşük. Putin ve Şi güçlerini sınırlandıracak bir öneriyi neden kabul etsinler ki?”