Polonya: Mahkeme seçim sonuçlarına itirazı reddetti
Polonya Yüksek Mahkemesi muhalefetteki Sivil Platform'un (PO) yaptığı itirazı reddetti ve cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını geçerli saydı. Mahkeme, devlet aygıtının ve özellikle kamu medyasının görevdeki Duda'nın lehine çalıştığına dair yeterli delil olmadığına hükmetti. Kimi köşe yazarları karara öfkelenirken, diğerleri rahat bir nefes almış görünüyor.
Yargıçlar fırsatı değerlendiremedi
Yargıçlar Rzeczpospolita'yı hayal kırıklığına uğratmış:
“Mahkeme devlet kurumlarının ve medyanın seçimlerde tarafsız kalmasının genel olarak 'yerinde bir uygulama' olduğunu bile hatırlattı. ... Mahkemenin 'kötü uygulamaları' dile getirmeye cesaret edememiş olması çok yazık. Oysa cesaret etseydi, Duda yeniden yemin ederken oluşan bayram havası bozulmuş olurdu. Yüksek Mahkeme yargıçlarının [ki hepsi siyasallaşmış Ulusal Yargı Konseyi'nin katkısıyla tartışmalı bir sürecin ardından atanmıştı] seçim yasasını yorumlayış şekilleri, inanılırlıklarını zedeledi. Halbuki aldıkları bu kararı daha ikna edici gerekçelerle beslemiş olsalardı, inanılır olma şansları vardı.”
Siyasallaşmış bir yargı
Yargı kararı Frankfurter Allgemeine Zeitung'a göre bir noktayı netleştirdi:
“Medyada adaylara eşit davranılmadığı yönündeki itirazın reddedilme gerekçesi, PiS hükümeti döneminde yargının siyasallaşmasının Polonya demokrasisi için ne kadar tehlikeli olabileceğini ortaya koydu: Seçim öncesinde kamu medyasının Trzaskovski aleyhine yürüttüğü karalama kampanyasını dürüst habercilik olarak yorumlayan yargıçlardan ciddi bir durumda muktedirleri denetlemesi beklenemez.”
En azından daha fazla karışıklık olmadı
Polityka'ya göre başka bir karar mümkün değildi:
“Mahkeme sadece hükümetin seçtiği yargıçlardan oluşmasaydı başka bir karar çıkar mıydı? Seçimi iptal edip yenilenmesi için baskı yapmaları gerekir miydi? Hayır. Hataları seçimden önce düzeltmeleri gerekirdi: Seçim Komisyonu seçimin 10 Mayıs'ta yapılmamasını dikkate alarak yeni seçimlerin anayasanın öngördüğü sürede, ama 6 Ağustos'tan sonra, Andrzej Duda'nın görev süresinin bitiminden sonra yapılacağını söyleyebilirdi. Bu gerçekleşmediğine göre daha fazla karışıklık yaratmanın gereği yok, çünkü anayasada bu duruma bir çözüm yok.”