İspanya yargı kilitlenmesinden nasıl çıkacak?
İspanya'da yargı bağımsızlığının teminatı olan ve yüksek yargı pozisyonlarına yargıç atayan Yüksek Yargıç Kurulu'ndaki kadro değişikliği, sırf büyük partilerin ortak bir aday üzerinde anlaşamaması nedeniyle iki yıldan uzun süredir kilitlenmiş vaziyette. Şimdi de Pedro Sánchez hükümeti, beşte üçlük bir çoğunluk yerine salt çoğunluk gerektiren bir düzenleme getirmek istiyor.
Varşova her şeyi gören gözlerini Madrid'e dikti
Avrupa Adalet Divanı eski başsavcısı ve İspanya Anayasa Mahkemesi eski başkanı, anayasa hukukçusu Pedro Cruz Vaillalón, El País'deki yazısında Brüksel'den şiddetli bir tepki gelebileceği uyarısında bulunuyor:
“Polonya'nın, [hukuk devleti ilkesi bağlamındaki ithamlara karşı] kendini savunmak amacıyla tüm AB ülkelerindeki yargı durumunu yakın takibe alması kimseyi şaşırtmamalı. Elbette AB kurumları hiçbir koşul altında, üyelerine farklı muameleler yaptıkları izleniminin oluşmasına izin veremez. Bu şartlar altında hiçbir üye devlet, yargıçların ve mahkemelerin bağımsızlığını teminat altına alan kuralları alenen daha kötü hale getirme fikrine kapılmamalı.”
Uzlaşı yerine partilerden ucuz hesaplar
Ancak El Mundo için yazan yargıç Fernando Portillo Rodrigo'ya göre mevcut durum da anayasaya uygun değil:
“Anayasa Mahkemesi, partilerin mahkeme üyelerini parlamentodaki koltuk sayılarına göre paylaşmadığı sürece [yargıçlar kurulu üyelerinin atamasının ancak parlamento kamaralarında beşte üçlük bir çoğunlukla mümkün kılan] mevcut sistemin anayasaya uygun olduğuna hükmetti. Ancak görülen o ki 1985'ten bu yana bu atamalar partilerin koltuk sayısına göre yapılıyor. Partiler ortak adaylar üzerinde değil, hep kendilerine kaç üye düştüğü üzerinde uzlaştı. ... Burada anayasal kurallara aykırı davranılıyor: Anayasanın uzlaşı gerektirdiği yerlerde partiler sadece ucuz hesaplar peşinde koşuyor.”