Hala rakipsiz
Český rozhlas için yazan Robert Schuster, Merkel'in duraksız çabaları karşısındaki hayranlığını gizlemiyor:
“Koronayla mücadelede sergilediği yoğun çaba düşünüldüğünde, emekliliğe ayrılıyormuş havası vermiyor. Üstelik mevcut AB bütçesi engelini aşacak olan da yine Merkel olacaktır. Merkel bundan 15 yıl önce başbakanlık makamını devraldığında, [Doğu Avrupa'daki] reel sosyalizmin bağrından gelen bir kadının, ilişkileri ve tanıdıkları sayesinde Batı Alman erkeklerin kuralları belirlediği siyaset dünyasında kendini kabul ettireceğine kimse ihtimal vermiyordu. Bir yıla kalmadan görevi bıraktığı zaman sadece görev başında kalma süresiyle rekor kırmakla kalmayacak, aynı zamanda adı Adenauer, Schmidt ve Kohl gibi büyük liderlerle beraber anılacak.”
Sessiz diplomasinin yılmaz savunucusu
Delo'ya göre asıl etkileyici olan Başbakan Merkel'in yönetim tarzı:
“Karşısında kim olursa olsun ilişki kurmasını bildi. Adabımuaşeretten nasibini almamış ABD Başkanı Donald Trump gibi biri olduğunda bile. Başkaları istediklerini alabilmek için yangına körükle giderken, Almanya Başbakanı sessiz diplomasi taraftarı ve çatışmalara girmekten kaçınıyor. Diğer bir deyişle: Başbakan yemek pişirirken düdüklü tencereyi açmak yerine soğumasını bekliyor. Trump ve Orbán siyasi açıdan kabul edilebilir olanın sınırını tehlikeli olacak bir seviyeye düşürürken, Angela Merkel bizlere, siyasetçi ve siyasetin nasıl olması gerektiğini hatırlatıyor.”
Halefi, Merkel'in gölgesinde kalacaktır
Webcafé'ye göre Merkel'in ardından göreve gelecek ismi oldukça zor günler bekliyor:
“Önümüzdeki sene bu günlerde Almanya'nın yeni bir başbakanı olacağı kesin olmakla beraber bunun kim olacağı belirsizliğini koruyor. Merkel'in parti liderliği için bizzat aday gösterdiği Annegret Kramp-Karrenbauer, Hıristiyan Demokratik Birlik CDU tabanının güvenini kazanamadı; ancak diğer adaylar da daha iyi bir sonuç elde edemedi. Dolayısıyla karşımıza şu soru çıkıyor: 15 yıllık iktidarın ardından Merkel, Almanya için fazla büyük bir siyaset faktörü mü oldu? Peki halefi olacak olan kişi, hangi partiden olursa olsun, 'anne'nin gölgesinden çıkabilmeyi başaracak mı?”