Karantinada Noel: Çok mu hüzünlü?
Bütün Avrupa yüksek vaka sayılarıyla boğuşuyor. Geçtiğimiz haftalarda her yerde önlemler sertleştirildi. Birçok insan Noel'i alıştığı şekilde kutlayamayacak. Köşe yazılarında, bayram günleri için çeşitli öneriler yer alıyor.
Dijital bayramdan korkmayın
Hıristiyan alemi dijital Noel ayinleri fırsatından yararlanmalı, diyor hayırsever işadamı Adeem Younis, The Independent'teki yazısında:
“Sanal bayram kutlamaları kimsede kaygıya neden olmamalı. Bu tür kutlamalar fiziksel yakınlığın eksikliğini, pekala ruhani kardeşlikle telafi edebilir. Hayatlarındaki en anlamlı ve özel günlerinin, 2020 yılının ramazan ayı ve bayramı olduğunu söyleyen sayısız Müslüman tanıyorum. Şu anda önemli olan, bu sanal kutlamaları hepimizin yüreğine basmasıdır. Kriz zamanları her zamankinden fazla birlik duygusuna ihtiyacımız var. ... Elbette gönüllerin ve hislerin birleşmesi için fiziksel yakınlık gibisi yok. Bir gün gelecek yine kilise sıralarında yan yana oturacak, camide saf tutacağız ama o zamana kadar dijitalleşme, inancımızı hayatta tutmaya yardım edebilir.”
Konuşacak konu çok
Tygodnik Powszechny, Noel ağacı gölgesinde hassas konulara girmekten kaçınılmamasını öneriyor:
“Son aylarda yaşadıklarımız, Jarosław Kaczyński'nin bir dahi ve siyasi bir vizyoner olduğu konusundaki tarih kadar eski görüşlerin köhnemiş olduğunu açıkça gösterdi. ... Siyasetle yatıp kalkan bizler bunu açıkça ve elbette Noel gecesi de söylemeliyiz. Bu yarayı deşmek kolay iş değil ama gelecek için son derece yararlı. ... Farklı dünya görüşlerine sahip fertlerden oluşan Polonyalı aileler Noel'de akşam yemeğine oturduklarında, konuşulacak son derece ilginç konu ve meselelerin olacağı muhakkak.”
Elle yazılmış kartpostalların kalıcılığı
Hollanda posta idaresi bu sene Noel tebrik kartları gönderiminde rekor sayıya ulaşıldığını açıkladı. NRC Handelsblad, yazar Katherine Mansfield'den alıntıyla, bir kartpostal bir kucaklaşmaya bedeldir, diyor:
“İnsanların bunca kucaklaşma gereksinimi olması hiç de şaşırtıcı değil gerçekten. Bu nedenle bir mektup ya da kartpostal bu konuda bir çözüm getirecektir. ... Elle yazılmış her mektup, her kart beklenmedik, üstüne üstlük de elle tutulabilir bir hediye. Bir WhatsApp mesajından, SMS ya da e-postadan daha fazla üzerinde kafa yorulmuş, bunun için boş kağıt aranmış, zarf bulunmuş, pul satın alınmış... Daha da önemlisi, mektubu gönderen, alıcıya hangi hislerini anlatmak istediğini öncesinde düşünmüş olması belki de. Zira ne 'gönder' butonuna aceleyle basabilir ne de sonradan mesajı silebilirsiniz.”
Çok daha kötüsü olabilirdi
Le Temps geçmişe bakmayı öneriyor:
“Sona ermekte olan yıla yoğunlaşırsak şikayet etmekte haklıyız. Ama yakın geçmişe bakıp bir karşılaştırma yaparsak, olaylara göreceli bakmamız ve cesaretimizi geri kazanmamız gerekir, çünkü zorluklarla başa çıktığımız birçok örnek var. Avrupa 100 yıl önce 18 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği, hemen her aileye acı tattıran korkunç bir savaşın ardından toparlanıyordu. Bütün bu acılara rağmen bu dönem 'Kükreyen Yirmiler' diye anılan coşkulu yılların ve benzersiz bir ekonomik kalkınmanın başlangıcı olmuştu. ... O halde Noel'i vakur kutlayalım. Ölüm mesajı değil, aksine, doğumu müjdeleyen bir Noel. Tüketimin mesajı değil, sevinç ve umut getiren bir mesaj olsun bu.”
Atkı ve bereyle kamp ateşinin başında
Estonyalılar sert iklime alışıktır ve bu bayramı açık havada geçirmekten rahatsız olmayacaktır, diyor Eesti Päevaleht:
“Estonyalı birçok aile Noel zamanını kırsalda geçirmeyi sevdiğinden, kutlamalar için [DSÖ'nün] açık hava tavsiyesine uyacaktır. Havanın nasıl olacağını henüz bilmesek de Yaz Bayramı'nın da her zaman harika bir havada geçtiği söylenemez. Doğru kıyafet ve sağlam bir kamp ateşiyle Noel pekala dışarıda da kutlanabilir - eğer hava çok da kötü olmazsa. Noel'i her zamankinden daha mütevazı kutlamak, yani alışveriş merkezlerinde daha az hediye ve Noel yemeği avına çıkmak, daha az akraba ziyareti yapmak ve yakın temastan kaçınmak akıllıca olacaktır.”
Özgürlük, zorunluluğun bilincine varılmasıdır
Kleine Zeitung, yurttaşların aklıselimine vurgu yapıyor:
“Noel gecesi 'on haneden on kişinin' bir araya gelmesine yasal olarak izin çıkmış olsa da bunu yapmanın olağanüstü büyük bir ahmaklık olduğu aşikar. En mantıklısı, temkinli davranıp bu sevgi şenliğini evde, çekirdek aileyle beraber, yani herhangi bir akraba ziyareti ya da başka misafirler olmadan geçirmek. Terbiyesizce bir teklif gibi mi görünüyor? Kuşkusuz öyle. Hangi sebeple olursa olsun böyle bir araya gelmeleri önlenemeyecek aileler var. Bunlar da o halde buluşsunlar bu Noel. ... Hegel'in dediği gibi 'özgürlük, zorunluluğun bilincine varılmasıdır', o yüzden gelin özgür olalım.”
Bir sanayi ülkesine yakışmıyor
Neue Zürcher Zeitung'a göre Almanya, son aylardaki özensizliğinin korkunç sonuçlarını şimdi hissediyor:
“Test kapasitesi hala ... yeterli değil, test stratejisi düzensiz. ... Kasım ayındaki 'hafif kısıtlamalar' doğru dürüst kontrol edilmedi. Almanya'nın pandemi politikasındaki başarısızlığının bir simgesi de, dünyanın en büyük sanayi ülkelerinden biri, yaz aylarından istifade ederek, eğitim sistemini az da olsa pandemi koşullarına uygun hale getiremediği için, öğrencilerin karda kışta açık pencereli sınıflarda bere, kaşkol ve kalın paltolarla oturmak zorunda kalması. Almanya'nın, yeni bir dalganın yanı sıra ağır bir insani ve ekonomik bedel ödeyecek olmasının sebebi küçümsenen virüs değil, bu ihmaller olacaktır.”
Kurallara uygun alışveriş gizlice buluşmaktan iyidir
Slovenya'da iki aydır sert önlemler uygulanıyor, ancak bu önemlerin etkisi giderek azalıyor. Delo rota değişikliği çağrısı yapıyor:
“Artık insanların alışverişe gitmesine izin verilmesinin zamanı geldi de geçiyor. Sadece acil tamirat yaptırmak ya da sezonluk giysi almak için değil, insanlar bulaş riskinin muhtemelen düşük olduğu kontrollü bir ortamda 1-2 saat geçirebilsin diye. Evde oturup sıkılıp da gizliden gizliye komşuyla kahve içmek yerine insanların alışverişe çıkabilmeleri daha iyi olacaktır. ... Yetkili makamlar insanların açık havada, doğada, hatta karda dolaşıp hareket etmelerine izin veren kurallar koymalı, sadece ciddi kısıtlamalar getirmektense vatandaşı virüsün yayılma hızını azaltmaya teşvik etmeli.”
Kafası karışık yurttaşın çelişkisi
La Repubblica, vatandaşın Noel alışverişini yapıp akşam televizyon karşısında yeni ölüm rakamlarını duyduğunda ne hissettiğini betimliyor:
“Vatandaş endişeleniyor. Görüntülere bakılacak olursa, [şehir merkezleri] fazlasıyla kalabalıktı. Bu işin altından bu şekilde kalkamayacağız, diye düşünüyor. Artık kim olduğunu bilmiyor; adeta bir tür ayaklı çelişki yumağı. ... Nihayet Noel ikileminin derin sularına gömüldü şimdi. Tedbirli olunması yönündeki uyarılar ile ticareti ayakta tutma çağrıları arasında kendini hem suçlu hem suçsuz hissediyor. ... Birinin ona yanlış mı yoksa doğru mu yaptığını söylemesini bekliyor. Hem biraz haklı, hem biraz haksız olması da onun suçu değil.”
Gelin hakiki bir Noel kutlamaya cesaret edelim!
İlahiyatçı Arnaud Join-Lambert, La Libre Belgique'deki yazısında, Noel'i bir fırsat olarak gördüğünü dile getiriyor:
“Yakınlarımız muhtemelen uzaklarda bir yerde evlerinde kapalı kalacak, bu yüzden gelin olağan olmayan bir Noel kutlamayı göze alalım: Komşular 1,5 metre mesafeyle kutlama yapabilir, birbirlerine çorba, turta, kebap, çörek ya sıcak şarap sunabilir. İster büyük, ister küçük her evde bir mum yanabilir, böylece bu hüzünlü karantina günlerinde ışıklı bir umut zinciri oluşturulur. ... Bu sıradışı 2020 Noel'ini kutlamak, tüm sadeliğiyle ve akrabalarımızı ve komşularımızı düşünerek, paylaşmak olabilir. Batı toplumlarında aşırı tüketimin ötesinde bu bayramın anlamını yeniden keşfetmek için de bir fırsat doğar, ki bu da asıl normalliğe, hakiki bir Noel'e geri dönüş olur.”
Daha kararlı bir yönetim lütfen!
Vaka sayılarının hızla arttığı Hollanda'da halihazırdaki kısıtlamalar Noel tatilinde de kaldırılmayacak. Gazeteci Marcia Luyten De Volkskrant'taki köşesinde hükümetin cesur adımlar atmamasını eleştiriyor:
“Şirketleri kurtarmak için masaya onlarca milyar avro koymaya kararlı olan devlet, iş pandemiyi kontrol altına almaya gelince pek belirsiz ve cömert ifadeler kullanıyor. ... [Başbakan Mark] Rutte, vatandaşlara kendilerini kontrol etmeleri çağrısı yapıyor ve kurallara yeterince uyulmamasına karşı uygulanan yetersiz yaptırımları 'pragmatik' olarak nitelendiriyor. Ama bir pandemide pragmatik olmak, herkesin gönülsüzce kendini kontrol etmesi değil, pandeminin kararlı bir şekilde yönetilmesidir. Rutte ve kabinesi, aldırmazlığı cezalandırabilecek ve ahlaki riskleri azaltabilecek tek merci.”
Tuhaf bir zihniyet dönüşümü
Noel tatilinde kısıtlamaları kaldırmayacak bir başka ülke de Macaristan. Magyar Hang, resmi bir gerekçe açıklanmamasına da şaşırmış:
“Kararı, önce uzmanlarla görüşen Viktor Orbán verdi. Oysa kısa bir süre önce parlamentoda yaptığı bir konuşmada, uzmanların sözlerine inanıp inanmamanın kişinin keyfine göre değişebileceğini söylemişti. Bu yüzden Orbán'ın şimdi bu kararı vermesinin nedeni yoruma açık. [Sonbaharda] kısıtlamalarda geç mi kaldı acaba? ... Yoksa keyfi ona virologlara inanmasını mı söyledi? Yoksa [hükümete yakın düşünce kuruluşu] Századvég tutup pandemiyle mücadele anketleri yapmaya mı başladı?”
Bu saatten sonra tek çare ciddi bir darbe
Alman Leopoldina Ulusal Bilimler Akademisi, siyaseti yoğun, kısıtlayıcı önlemler almaya çağırdı: Okullar önümüzdeki haftadan itibaren kapatılsın, 10 Ocak'a kadar sert kısıtlamalar yürürlüğe sokulsun... Tagesspiegel tek çarenin bu olduğunu söylüyor:
“Tekrar soruyoruz: Doğrusu bu mu? Daha iyi, başka bir yol yok mu? Aslında var ... [Ama] şimdiye kadar ölçülü, dengeli, esnek, dayanışmacı, bilime dayanan, bilimin eksiklerini kabul eden, lojistik ve teknolojik olarak etkili ve güvenilir bir iletişim içinde tepki vermeyi beceremediğimiz apaçık ortaya çıkıyor. İnsanlar kendilerini güvende hissetmek istiyor artık, keza ekonomi de öyle. Bu hedefe akıllıca ulaşamazsak, Noel'i bir kenara bırakıp salgına ciddi bir darbe indirmeliyiz.”
Alın size Noel hediyesi
Új Szó, Slovakya'da pandemiyle mücadeledeki belirsizliklerin Noel'e kadar değişeceğini düşünmüyor:
“Bütün Slovak basını, halk, hatta Başbakan Zuzana Čaputová bile altı ayı aşkın bir süredir önlemlerin her beş dakikada bir değiştirilmemesini, bu kararları uzmanların alması gerektiğini söylüyor. Ayrıca şeffaf ve açık bir iletişim istiyorlar. ... Ama hükümetin Noel arifesinde Aziz Nikolaos gününde verdiği hediye kaos ve hayal kırıklığından ibaret. Görünüşe göre Noel'de de yeni kısıtlamalar gelecek.”
Benzin var, ama cam silmek için su veremeyiz
Letonya'da birkaç gündür öncelikle mağaza ve dükkanlarla ilgili yeni kurallar yürürlükte. Hafta sonlarında belli ürünlerin satılması yasak. Neatkarīgā bu kısıtlamanın mantığını anlayamamış:
“Son kısıtlamalar her yer için geçerli, taşranın en ücra köşesindeki küçük bir dükkan için bile. Neyse ki kısıtlamaya tabi olmadan hayvan yemi, gazete ve bilet satmak mümkün. ... Ama eldivenlerin, çorapların, çizmelerin üstü kocaman naylonlarla kapatılmış. Dezenfektan bile satın alamamak çok saçma. Benzin istasyonlarında otomobil ürünleri satılamıyor. Nasıl yorumlamak lazım bunu? Oto cam temizlik ürünü biten ya da farları için yeni bir ampule ihtiyacı olan biri benzin aldıktan sonra yola çıkıp karanlıkta ağaca mı toslasın yani? ... Oysa fren hidrolik sıvısı satın almak sadece bir dakika sürer.”