(© picture-alliance/dpa)

  Covid-19 aşısı

  61 yorum

Çekya Sağlık Bakanlığı aşı karşıtlarını ikna etmek için korkunç fotoğraflar kullanıyor: Kampanyadaki fotoğraflarda, yoğun bakımda ölen bir hastanın ceset torbasına konuluşu ve altında da şu metin yer alıyor: Çok bahanesi vardı. Bir başka fotoğrafta bir tabut ve yanında şu cümle: Aşıyı sürekli erteledi. Bu kampanya Çek halkını ikna eder mi?

AB'li yurttaşların yaklaşık yüzde 65'inin Koronavirüs aşıları tam. Ancak AB sınırları içindeki dağılım farklılık arz ediyor ve delta varyantının sınırlandırılması için gerekli oranlara nispeten yüksek aşılanma oranına sahip ülkeler de ulaşabilmiş değil. Avrupa basını, aşı kuşkuculuğunun sebeplerini, aşı kuşkucuları ve aşı karşıtlarına nasıl muamele edilmesi gerektiğini tartışıyor.

Youtube, çarşamba günü Almanca yayın yapan Rusya'ya ait RT Deutsch’un kanallarını erişime kapattı. Gerekçe olarak kanalın yanlış bilgiler yayması gösterildi. Teknoloji devi ayrıca resmi olarak izin verilmiş aşılar aleyhine propaganda yapılan videoların da silineceğini açıkladı. Yorumcular Google'a ait Youtube'un silme ve engellemede işin kolayına kaçtığını düşünüyor.

AB'nin aşılama hızı sıklıkla eleştirilirken AB Komisyonu tarafından belirlenen yaz sonuna kadar yetişkin nüfusun yüzde 70'inin aşılanması hedefine ulaşıldı. Ancak aşı oranı üye ülkelerde alabildiğine farklı. Örneğin Bulgaristan'da yüzde 17, Romanya'da yüzde 27 düzeyinde. Ancak köşe yazılarına hakim olan karamsar tablonun tek nedeni bu değil.

Avrupa'da yeterli miktarda Korona aşısı olmakla beraber aşı olmak isteyenlerin sayısının giderek azalmasıyla birçok ülkede siyaset, aşı olmayanlar üzerindeki baskıyı artırıyor. Aşı olmuş kişiler, virüs bulaştırabiliyor olmakla beraber testlerden neredeyse tamamen muaf tutuluyor. Buna karşın aşısızlar, Slovenya'da bu hafta sonundan itibaren benzin istasyonlarında bile zorunlu olacak testleri kendi ceplerinden karşılamak zorunda.

Kimi öğrenciler için yeni "Korona" ders yılı başlarken Avrupa toplumları yeni bulaş dalgasından nasıl korunabileceklerini tartışıyor. Bazı ülkelerde öğretmenlere aşı zorunluluğu düşünülürken diğerleri genç insanlara zorunlu olmamakla birlikte daha yoğun olarak aşılanma olanağı sunulmasını ele alıyor. Köşe yazarları bütün yükün çocukların omuzlarına yüklenmemesi konusunda hemfikir.

ABD'li şirketler Moderna ve Biontech'in Comirnaty aşısını üreten Pfizer, Financial Times'ın bir haberine göre AB'yle pazarlıklarda mRNA aşılarının fiyatlarını yükseltti. Bunun sonucunda bir doz Comirnaty eskisi gibi 15,50 değil 19,50 avro, Moderna'nın Spikevax aşısıysa 19 yerine 21,50 avro tutacak. Her açıdan olumsuz bir gelişme, diyor yorumcular.

Fransız hükümeti kitlesel gösterilere rağmen sağlık pasaportunu uygulamaya başladı. Geçtimiz haftadan beri restorana ve bazı alışveriş merkezlerine gidenler ya da uçağa ve uzun mesafe trenlerine binenler için 'Pass Sanitare' zorunlu. İtalya da dahil kimi ülkeler bu adımı daha önce attı, ama hala tereddüt eden ülkeler var. Bu uygulamanın doğruluğu konusunda Avrupa medyasında farklı görüşler var.

Aşılananlara ayrıcalıklar, hatta aşı zorunluluğu: Bazı Avrupa devletleri, aşılanma oranlarını arttırmak amacıyla bu yolda ilk adımları atarken kısmen büyük protestolarla da karşılaştı. Zorunlu Covid aşısının adil olup olmadığı ve bunun yerine nasıl bir yol izlenebileceği konularında Avrupa basınında da farklı görüşler ve yeni fikirler yer alıyor.

Avrupa ülkeleri şu anda tüm dünyada aşılanma oranlarının en yüksek olduğu ülkeler. Ancak son günlerde birçok ülkede aşılama hızı yavaşladı. Aşı karşıtı olmayanlar bile randevularına gitmiyor, yaz mevsimi ve düşük vaka sayıları yüzünden tereddüt ediyor. Siyaset dünyasının kısmen sert önlemlerle aşı kuşkuculuğuna karşı durmaya çalışması kimi köşe yazarları tarafından övgüye değer bulunurken, diğerlerini dehşete düşürüyor.

Yunanistan'da genç yetişkinler ilk doz Korona aşılarını olduktan sonra 150 avro tutarında bir hediye çeki alacak. Karta yüklenecek para, örneğin toplu taşıma, konaklama ya da etkinliklere giriş bileti için kullanılabilecek. 18 ile 25 yaşları arasındaki 940 bin insanı kapsayacak uygulama için hükümet bütçeden 141 milyon avro ayırdı. Yunanistan bu yolla temmuz ayı sonuna kadar yaklaşık yüzde 60'lık bir aşılanma oranına ulaşmak istiyor.

Mayıs ayı sonundan bu yana Korona aşısı gençlerin de erişimine açıldı: Biontech/Pfizer'ın ürettiği Comirnaty, on iki yaşından büyüklere uygulanabilecek. Moderna da genç yaş grupları için kendi ürettiği aşıya onay verilmesi için başvuruda bulundu. Bu gelişme yeni tartışmaları alevlendirdi.

Slovakya, AB'de henüz onaylanmayan Rus aşısı Sputnik V'i Macaristan'dan sonra kullanmaya başlayan ikinci AB ülkesi oldu. Şubat ayının sonunda Moskova'dan 200 bin doz Sputnik V sipariş eden dönemin Başbakanı Igor Matoviç bu yüzden koltuğundan olmuştu. Sputnik aşısı uygulanacak 18-60 yaş arası nüfusta aşı olmak isteyenlerin sayısı umulandan çok az.

Avrupa'da siyaset yeni bir sorunla karşı karşıya: Aşı olabilecek herkes aşı olmuyor. Danimarka'da Halk Sağlığı Müdürlüğü, çoğunluğu Müslüman ülkelerden gelen kişilerin oturduğu semtlerde yapılan test ve aşı sayılarının düşüklüğü nedeniyle İslam kuruluşlarıyla işbirliğine gidip bilgilendirici bir broşür hazırladı. Ancak basın durumdan hiç de hoşnut değil.

Kıbrıs'ta bu hafta halkın kamuya açık alanlara girmesini mümkün kılacak Safepass (Korona pasaportu) uygulaması başlıyor. Pasaport kişinin ya hastalanıp iyileştiğinin, ya en az bir doz aşı olduğunun ya da son 72 saatte hızlı testinin negatif çıktığının kanıtı. Baro kararın anayasaya aykırı olduğunu öne sürüyor. Ülke medyası da kararı eleştiriyor.

Estonya’nın başkent Tallinn’deki acil servis merkezi, çalışanlarına ültimatom verdi: Mayıs ayı ortasına kadar Covid’e karşı aşılanmayanlar işten çıkarılacak. Aşı olmak istemeyen çalışanlardan biri konuyu medyaya taşıdı. Estonya basını böyle bir aşı zorunluluğunun haklılığını tartışıyor.

ABD Başkanı Joe Biden'ın Korona aşılarının patentinden geçici olarak feragat edilmesi yönündeki çağrısı küresel bir tartışmaya yol açtı. Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen AB'nin tartışmaya açık olduğunu açıklarken, önceliğin ihracata izin verilmesi olduğunu söyledi. Avrupalı köşe yazarları aşıyı adil bir şekilde dağıtmanın en doğru yöntemini tartışıyor.

Pandemiyle mücadelenin darboğazlarından biri hala aşı bulunabilirliği. Buna paralel olarak toplumun belli kesimlerinin korunmasına yönelik önceliklerle ilgili tartışmalar da sürüyor. Avrupa basını, konuyla ilgili farklı görüşler içeren tutkulu bir tartışma yürütüyor.

Polonyalı piskoposların Astrazeneca ve Johnson & Johnson'a ait aşılar konusunda "ciddi etik çekinceleri" var. Polonya Piskoposlar Konseyi Biyoetik Kurulu Başkanı Józef Wróbel çarşamba günü Katolikleri, üretiminde fetüs hücreleri kullanıldığı gerekçesiyle bu aşıları kullanmayı reddetmeye çağırdı. Ülke basını kararı sorguluyor.

Zengin ülkeler zaten yetersiz olan aşıları satın aldığı için, Covax yardım programına rağmen henüz tek bir doz aşı alamayan ülkeler var. Çin ve Rusya aşılarını başından beri bütün dünyaya satıp, hatta kısmen bağışlarken, AB gelişmekte olan ülkelere bağış yapmayı bugüne dek geri çevirdi. Köşe yazarları, aşı bağışının küresel dengesizliği zaten değiştiremeyeceğini düşünüyor.

Avrupa İlaç Ajansı EMA Astrazeneca aşısını yeniden inceledi ve sınırlama olmaksızın aşının kullanılmaya devam edilmesini tavsiye etti. Beyinde nadir rastlanan pıhtılaşma vakalarıyla aşının bir bağlantısı olabileceğini söyleyen EMA, bir taraftan da aşının faydalarının olası risklerden daha ağır bastığını vurguladı. Avrupa basını bu açıklamanın aşıyla ilgili şüpheleri gidereceği konusunda kuşkulu.

AB Komisyonu ocak ayı ortasında iddialı hedefler koymuştu. Buna göre mart ayına kadar 80 yaş üzeri, sağlık sektörü çalışanı ve sosyal mesleklerde çalışan nüfusun en az yüzde 80'i aşılacaktı. Mevcut durumdaysa 80 yaş üstünün ancak yüzde 60'ı, aşının sadece ilk dozunu alabildi. Bu başarısızlıktan bürokrasiyi sorumlu tutmak, mantıklı olmakla beraber haklı bir gerekçe mi?

Aşılama yarışının birincileri İsrail, ABD, Büyük Britanya ve Sırbistan. Bu ülkelerin hepsi Koronaya karşı yurttaşlarını AB ülkelerinden çok daha hızlı aşılamayı başarıyor. Avrupa Birliği'nin neden geride kaldığına kafa yoran köşe yazarları, temponun ve aşı olmayı kabul edenlerin sayısının nasıl artırılacağına dair çözümleri tartışıyor.

Federal Almanya hükümeti, AB tarafından Rus aşısı Sputnik V için sipariş ön görüşmelerinin başlatılması çağrısında bulundu. Sputnik V'nin henüz Avrupa İlaç Ajansı EMA'dan onay almadığı ama diğer aşılarda da ön görüşmelerin yapıldığı dile getiriliyor. Yorumcular bu inisiyatifi destekliyor ve ideolojik farklılıkların bir kenara bırakılmasını öneriyor.

Ursula von der Leyen, AB'de hala devam eden aşı sıkıntısı nedeniyle ihracatın durdurulabileceği uyarısında bulundu. Brüksel'in verilerine göre şubat ayından bu yana AB'den - 10 milyonu Britanya'ya olmak üzere- en az 41 milyon doz aşı ihraç edilmiş. Britanya-İsveç ortaklığı olan Astrazeneca ise bu yılın ilk çeyreğinde planlanan miktarın sadece yüzde 30'unu AB'ye göndermiş. Avrupa basını ihracat yasağının anlamını ve faydasını tartışıyor.

Avrupa İlaç Ajansı EMA, Astrazeneca aşısının kullanımının devamına yeşil ışık yaktı. Aşı ile beyinde nadir rastlanan kan pıhtılaşması vakaları arasında ilişki olmadığı kanıtlanamadığı için bazı AB ülkelerinin aşının kullanımını durdurması üzerine, EMA bir inceleme başlatmıştı. Köşe yazarları incelemeden ve çıkan sonuçtan övgüyle söz ederken, olaydan bir trajedi yaratılmaması konusunda da uyarıyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen uzun zamandır beklenen "yeşil sertifikayı" çarşamba günü tanıttı. Buna göre Covid geçirenler ve aşı ya da test yaptıranlar, 1 Haziran'dan itibaren verilecek belgeyle seyahat edebilecek. Sertifika sahiplerinin hangi avantajlara sahip olacağına AB üyesi ülkeler karar verecek. Avrupa basını plana şüpheyle yaklaşıyor.

Başbakan Igor Matovič'in şahsi kararıyla Rus Sputnik aşısı alması Slovakya'da hükümet krizine yol açtı. Koalisyon ortakları başbakanının istifasını istiyor; köşe yazarlarının umudu da aynı yönde. Cumhurbaşkanı Zuzana Čaputová, krize çözüm bulmak için salı günü Matovič'i ve Başbakan Yardımcısı Richard Sulík'i görüşmeye çağırdı.

Kervana son olarak İsveç'in de katılmasından sonra Astrazeneca aşısının kullanımını geçici olarak durduran AB üyesi ülkelerin listesi genişliyor. Avrupa İlaç Ajansı EMA perşembe gününe kadar çok nadir görülen kan pıhtılaşması vakaları ile aşı arasında bağlantı olup olmadığını inceleyecek. Farklı yaklaşımların tartışıldığı Avrupa basını bir ikileme işaret ediyor.

Önce tedarik süreci eleştirilmişti, şimdiyse aşının AB içindeki paylaşımı tartışılıyor: Avusturya, Bulgaristan, Letonya, Slovenya, Çekya ve Hırvatistan, AB Komisyonu'na hitaben yazılmış bir mektupta, sipariş sisteminin büyük eşitsizliklere yol açtığı eleştirisini getirdi. Bütçeden Sorumlu AB Komiseri Hahn, kullanılmamış kotalara ve Astrazeneca'yla ilgili sorunlara atıfta bulundu. Yorumcular da eleştirilerin tümüne katılmıyor.

İtalya, Rus aşısı Sputnik V'nin üretileceği ilk AB ülkesi olmaya aday. İtalya-İsviçre ilaç firması Adienne, temmuz ayından itibaren Lombardiya'da, Caponago'daki tesislerinde -AB iznini beklemeden- aşıyı üretmek istediğini açıkladı. Köşe yazarları İtalya'nın hamlesine kuşkuyla yaklaşıyor.

Rusya, Sputnik V aşısına erken resmi onay verdikten sonra yeniden aşılamada kendi yolunda ilerliyor: Sputnik V aşısı - en azından büyük kentlerde - öncelik gözetilmeden isteyen herkese yapılacak. Yine de vaka sayıları yüksek olsa da aşıya hücumdan söz etmek mümkün değil. Anketler de, nüfusun en fazla yarısının aşı olmak istediğini gösteriyor. Rusya'da neler oluyor?

Neredeyse iki ayın ardından, Avrupa'daki aşı kampanyaları hala ağır aksak ilerliyor. Ortak satın alınan aşıların AB içindeki sevkiyat temposu ise cok yavaş. AB dışında, Büyük Britanya ya da Sırbistan gibi ülkelerde hızlıca aşılama yapılıyor, Ukrayna gibi bazı ülkeler ise geride kalıyor. Avrupa basını aşı konusundaki organizasyonun nasıl iyileştirilebileceğini tartışıyor.

Bulgaristan hükümeti bugüne kadar uygulanan, ihtiyaç gruplarına göre kademelendirilmiş aşı planını iptal ederek isteyen herkesin hemen aşıya başvurmasının önünü açtı. Ülkedeki aşı kampanyası ağır aksak ilerliyordu. Aralık 2020'den bu yana toplam 120.000 doz aşı yapılırken, yeni uygulama sonucu sadece geçtiğimiz hafta sonu 30.000 doz Astrazeneca aşısı yapıldı. Bulgaristan aşıyla ilgili kuşkulara karşı da başarılı bir adım mı attı?

Britanya, dört milyonu aşan vaka ve 117 binden fazla ölüyle Avrupa'da Koronadan en çok etkilenen ülkelerden biri olarak kriz yönetimi konusunda ciddi eleştirilere maruz kalmıştı. Ama şimdi aşılama konusunda önde gidiyor: 70 yaşın üstündekilerin yüzde 90'i aşılandı. Başbakan Boris Johnson "ihtiyatlı ama geri döndürülemez" bir gevşeme vaat etti.

Hafta sonundan bu yana Letonya'da herkes yeni bir internet portalında Covid-19 aşısı olmak için kayıt yaptırabiliyor. manavakcina.lv sitesinde salı gününe kadar kayıt yaptıranların sayısı 62 bini buldu. Aşılamanın yavaş ilerlediği iki milyon nüfuslu ülkede bugüne kadar yaklaşık 18 bin kişi aşılandı. Ülke basını yeni portalın ciddi bir yararı olmayacağına inanıyor.

Koronavirüse karşı aşılanan insan sayısı yavaş yavaş artıyor. Danimarka'nın planladığı gibi bu insanlar aşı belgesi sayesinde yakında -hatta toplumun başka kesimleri henüz aşı olma fırsatına kavuşmadan- normal hayatlarına dönebilmeli mi? Avrupa basını dayanışmanın bireysel özgürlüklerden daha önemli olduğunu düşünüyor.

Avrupa'nın aşı tedarikinde seçtiği yolla ilgili eleştiriler, Astrazeneca'yla çıkan sorunun büyük ölçüde çözülmüş olmasına rağmen devam ediyor. AB Komisyonu Başkanı von der Leyen hataları kabul etmekle beraber, ortak tedarik stratejisini savunmaya devam ediyor. Avrupa köşe yazarları bu konudaki tartışmayı ele alıyor.

AB verilen sözler ve sevkiyat miktarları konusunda Astrazeneca ile kavga ededursun, maddi güçleri kısıtlı olan özellikle Güney Yarımküre ülkelerinin yeterince aşı alamamak gibi çok daha büyük sorunları var. Aşıda daha fazla adalet yaratmak için ne yapılmalı?

Birçok Avrupa ülkesinde Korona aşıları tam hız devam ediyor - ama aşı yettiği kadar. Ulusal aşı planına bağlı olarak genellikle yaşlılara, huzurevi sakinlerine ve sistemin işlemesi açısından önemli meslek gruplarına öncelik veriliyor. Ancak bir an önce aşı olmak için kuralları ciddiye almayan ayrıcalıklı bir kesime her yerde rastlanıyor. Yorumcular bu durum karşısında öfkeli.

İtalya 250 bin doz Britanya-İsveç aşısı Astrazeneca'nın Avustralya'ya sevkiyatını durdurdu. Böylece ilk kez bir AB ülkesi, ocak ayında kabul edilen ve Avrupa'dan aşı ihracatını izne bağlayan kontrol mekanizmasını kullanmış oldu. Avrupa, aşı üreticileri ve küresel rakiplerle mücadelede o kadar da güçsüz değil mi?

AB'nin aşı üreticisi Astrazeneca ile çekişmesinde hafta sonu da sular durulmaya devam etti. Aşı üreticisi, mart sonuna kadar daha fazla sevkiyat yapacağını açıkladı, ancak bu da daha önce hedeflenen miktarın ancak yarısı. Köşe yazarları AB'nin stratejisini sert bir dille eleştirmekten geri durmuyor.

AB üyesi ülkelerde Korona aşı kampanyasının hızına yönelik eleştiriler artıyor. Nitekim Biontech CEO'su Uğur Şahin de, AB'nin aşı siparişlerinde geciktiğini söylüyor. İsrail, ABD ve Büyük Britanya gibi ülkeler 100 kişiye yapılan aşı sayısında çok daha ilerde. Köşe yazarları AB'nin mi üye devletlerin mi suçlu olduğu konusunu yumurta-tavuk örneğine benzetiyor.

AB devlet ve hükümet başkanları katıldıkları zirvede, Avrupa Komisyonu'nun koyduğu hedefleri destek çıktı: Mart ayı sonuna kadar 80 yaş üzerindeki nüfusun en az yüzde 80'iyle sağlık ve bakım personelinin, yaz sonuna kadar da toplam nüfusun yüzde 70'inin aşılanması planlanıyor. Köşe yazarlarının eleştirileri aşı kampanyasının pek çok yerde yavaş ilerlemesiyle kısıtlı değil.

İlk Korona aşısına koşullu ruhsat verilmesinin ardından AB ülkeleri 27 Aralık'tan itibaren aşılamaya başlamak istiyor. Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen, "Covid-19'la savaşta yeni bir sayfa açıyoruz," dedi. Avrupa basını da gelişmeyi bir dönüm noktası olarak yorumluyor.

Büyük Britanya salı günü yurttaşlarını Koronavirüse karşı aşılamaya başladı. 90 yaşındaki Margaret Keenan, Biontech ve Pfizer tarafından üretilen aşının yapıldığı ilk kişi oldu. Keenan diğer yurttaşları da ülke tarihinin en kapsamlı aşı kampanyasına katılmaya davet etti. Avrupa medyası, Brexit'le ayrılan ülkenin örnek davranışını izliyor.

Avrupa İlaç Ajansı EMA, pazartesi günü (bugün) Biontech/Pfizer'ın ürettiği aşıya ruhsat verilip verilmemesine karar verecek. AB Komisyonu'nun bunu müteakip onay vermesine kesin gözüyle bakılıyor. 2020 yılı sonuna kadar AB çapında bir aşı kampanyasının başlatılması planlanıyor. Yorumcular Avrupa'nın bu uzun aşı onay sürecinde öğrendiklerini ele alıyor.

Büyük Britanya, Biontech ve Pfizer'ın geliştirdiği Korona aşısına acil durum onayı verdi. İlk 800 bin Britanyalıya BNT162b2 olarak adlandırılan aşı gelecek haftadan itibaren yapılmaya başlanacak. Sağlık Bakanı Hancock Birleşik Krallık'ın aşıyı mümkün kılan ilk ülke olduğu için gururlandığını söyledi. Köşe yazarları hızlı onay sürecinin çok önemli bir adım olduğu konusunda hemfikir değil.

AB çapındaki aşı seferberliğinin başlamasının üzerinden haftalar geçmiş olmasına rağmen kullanılan strateji, köşe yazılarında tartışılmaya devam ediyor: Avrupa'da yeknesak bir yaklaşım yok ve gazeteciler her ülkede bir başka konuyu tartışıyor.

Britanya salı günü (bugün) Covid-19 aşısını uygulamaya başladı. Rusya, pazartesi günü kendi aşısını 25 bin gönüllüye uyguladı. Diğer ülkeler de aşı kampanyalarını en kısa sürede başlatmayı planlıyor. Avrupa'da birçok insan şu sorunun yanıtını arıyor: Aşı olayım mı, olmayayım mı? Köşe yazılarında bu soruya farklı yanıtlar var.

AB içinde aşılama kampanyalarının başlamasından sonra basını sadece sürecin ağır aksak ilerlemesi ilgilendirmiyor. Birçok ülkede aşı olma konusundaki isteksizlik tartışma konusu. Ipsos'un yaptığı bir araştırmaya göre AB'de Covid-19 aşısı olmak isteyenlerin sayısı, dünyanın başka bölgelerine göre kısmen çok daha az. Yorumcular bu durumda neler yapılabileceğine kafa yoruyor.

İlaç sanayinden gelen, Covid aşısının etkinliğine ilişkin haberler, pandeminin öngörülebilir sürede biteceği umudunu yeşertiyor. Ancak başta aşının küresel düzeyde adil olarak nasıl dağıtılacağı dahil olmak üzere henüz açıklığa kavuşturulmamış birçok soru var. Medya tartışıyor: Pazar bu sorunları kendi mi çözsün, yoksa dünya sağlığı, aşı üreticilerinin ekonomik başarısından önemli mi?

Biontech ve Pfizer ikilisinden sadece bir hafta sonra ABD şirketi Moderna'nın yüksek etkili Korona aşısıyla ilgili iyi haberlerinin ardından pandeminin geniş kapsamlı bağışıklamayla atlatılabileceğine dair umutlar arttı. Kimi yorumcular neredeyse coşkuya kapılırken, diğerleri hala ciddi engeller görüyor ve şüpheler bulunduğunu ileri sürüyor.

Dünyanın dört bir yanında harıl harıl Korona aşısı üzerinde çalışılıyor. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, cuma günü yaptığı açıklamada "önümüzdeki yılın başında" bir aşının uygulanabilir olacağını tahmin ettiğini söyledi. Ancak yorumcular, virüsün bu sayede kısıtlamasız bir yaşama dönüşü sağlayacak kadar geriletilebileceğinden kuşkulu.

İlaç şirketi Astra Zeneca, deneklerden birinde sağlık sorunları baş gösterdiği için üzerinde araştırma yaptığı bir Covid aşısıyla ilgili klinik çalışmaları durdurdu. Şirketten yapılan açıklamaya göre deneğin hastalanmasının serumla ilgisi olup olmadığı araştırılıyor. Avrupa medyasında düş kırıklığından ziyade memnuniyet görülüyor.

AB Komisyonu ABD'li Moderna şirketinden 80 milyon doz potansiyel Korona aşısı almayı planlıyor. Bu aşı halen klinik test aşamasında olan sekiz aşıdan biri. Komisyon diğer şirketlerden de milyonlarca doz aşı sipariş etmişti. Aşı yarışı nereye varacak?

Rusya, Koronavirüs aşısını onaylayıp herkes için kullanıma sunan ilk ülke oldu. Kremlin lideri salı günü, Sputnik V adlı aşının etkili olduğunu ve kalıcı bir bağışıklık sağladığını söyledi. Ancak bilimsel veriler henüz açıklanmış değil. Gazetecilerin eleştirileri sağlıkla ilgili risklerden ibaret değil.

Fransız ilaç devi Sanofi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Paul Hudson, şirketin aldığı mali yardım nedeniyle Korona aşısı tedarikinde ABD'ye öncelik tanıyacağı ifadesiyle büyük tartışmalara yol açtı. Hudson bu konuda geri adım atmış olsa da üreticilerin yanı sıra siyaset de sağlık ve adalet konularında kafa yormak zorunda.