Almanya'da eyalet seçimleri: CDU bozgununun boyutu ne?
Almanya'nın Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde yapılan seçimlerde Alman Hıristiyan Demokrat Birliği CDU, bugüne kadarki en düşük sonuçları aldı. Baden-Württemberg eyaletinde Yeşiller Partisi yüzde 32,6 ile birinci parti olurken CDU yüzde 24,1'de kaldı. Rheinland-Pfalz eyaletindeyse SPD yüzde 35,7 ile en güçlü parti konumunu korurken, CDU yüzde 27,1'e geriledi. Avrupa basını, Almanya'daki süper seçim yılı 2021'in bu ilk aşamasına epey önem biçiyor.
Sonbahar için kötü bir alamet
BBC'nin Almanya muhabiri Damien McGuinness'e göre CDU içinde alarm zilleri çalıyor olmalı:
“Bu sonuç CDU açısından beklenenden çok daha kötü. Gerekçe olarak da pandemiyle mücadele politikası gösteriliyor. Giderek artan enfeksiyon sayıları ve ağır aksak ilerleyen aşılama süreci, ülkedeki ruh halini olumsuz yönde etkiledi. Üstelik bazı muhafazakar milletvekillerinin, hükümetin maske tedarikinde devasa provizyonları cebe indirmiş olması da öfkeye sebep oldu. Angela Merkel'in kendisi popülaritesini koruyor; ancak son görev süresinin dolmasına sadece altı ay kaldı ve bu son seçimde alınan sonuçlar, partisinin federal parlamento seçimlerinde alacağı sonuç açısından hiç de iyiye alamet değil.”
Skandalların faturası çıkıyor
Dnevnik'e göre yenilginin sebepleri aşikar:
“Seçim sonuçlarının suçlusu, Korona önlemlerine uymayan siyasetçilerin yanı sıra koruyucu maske tedarikinden ciddi provizyon geliri elde eden milletvekilleri. CDU ve [Bavyera'daki Hıristiyan Sosyal Birliği] CSU, nihayetinde istifa etmek zorunda kalan milletvekillerinin günahlarına tutarlı bir tepki vermiş olsa da, her iki partinin de imajı onarılması imkansız hasara uğradı. Bunun sebeplerinden biri de kuşkusuz, tespit edilen bu vakaların gerçekten münferit vakalar olup olmadığının bilinmemesi. CDU'nun yılın başlarında sonbahardaki seçimlere iyimser bakabileceği tahmin ediliyordu ve tek soru, 'Almanya'nın yeni başbakanı Armin Laschet mi yoksa CSU'lu Markus Söder mi olsun' şeklindeydi. Şimdiyse durum tümüyle değişti.”
Post-Merkel dönemine zor geçiş
Die Presse, CDU'nun seçimdeki başarısızlığının sonuçlarını ele alıyor:
“Bu bozgunlar ... [Genel Başkan] Armin Laschet ve partinin federal teşkilatını da olumsuz etkiliyor. Zira CDU zaten bir dizi fiyasko ve skandalların gölgesinde kalmış durumda. ... Yüzeye çıkan bu karanlık balçığın ne kadar derine indiğini kimse bilmiyor. ... Altı ay sonra yapılacak federal meclis seçimleri öncesinde muhafazakar kanadı şiddetli çalkantılara itecek dinamikler oluşabilir şimdi. Kuzey Ren-Vestfalya başbakanının [Laschet], partinin doğru başbakan adayı olup olmadığı sorusu, her zamankinden acil hale gelecektir. ... Bu kötü seçim gününün ardından muhafazakarların, Merkel sonrası döneme geçişi hiç de kolaylaşmadı.”
Yeşiller nasıl yapılır gösteriyor
Dagens Nyheter, Yeşiller Partisi'nin Baden-Württemberg eyaletindeki başarısını, özellikle Eyalet Başbakanı Winfried Kretschmann'a bağlıyor:
“Yeşiller'in Almanya'daki başarısı, Almanya Sosyal Demokrat Partisi SPD'nin çöküşü ve kuşkusuz iklim sorunlarıyla alakalı. Ancak 'realistler' kanadının, köktenci kadroları saf dışı bırakmasıyla da partinin büyüdüğünü unutmamak lazım. Serbest ticarete karşı çıkan, bunun yasaklanmasını isteyen bir kesim hala var elbette ama Yeşiller artık ekonomik büyümeden korkmuyor. Ve bunu kimse Kretschmann kadar iyi sergilemiyor. ... Kretschmann, iklim konusundaki kaygıları, Alman otomotiv sanayinde yüz binleri bulan istihdamın bugünden yarına dönüştürülemeyeceği bilgisiyle birleştiriyor. ... Yeşiller ve CDU, Baden-Württemberg eyaletinde -ve belki de yakın zamanda Berlin'de- ortaklaşa iktidara gelebiliyorsa, İsveç'teki partililer için aynısı geçerli olabilir.”