Hollanda iltica sistemi sistematik eşitsizlik içeriyor
Devlet tarafından görevlendirilen, Nijmegen Üniversitesi'nden bir uzmanlar grubu, Hollanda iltica sistemini keskin bir dille eleştirdi. Araştırmaya göre insanlar haksız yere sahtekarlıkla suçlanmış ve bu yüzden ikamet izinlerini kaybetmiş. Son yıllarda çıkarılan yasalar, iltica başvurusunda bulunanların durumunu giderek zayıflatmış. Yorumcular çözüm üretilmesini istiyor.
Kurumsallaşmış güvensizlik
İltica başvurusunda bulunanların da insanca muameleye hakkı var, diyen NRC Handelsblad, yaşananlar ile son çocuk yardımı skandalı arasında paralellikler görüyor:
“Görünen o ki, iltica politikasındaki insanilik ölçütü kaybolmuş durumda. ... Adil olduğu sürece katı bir sistem temelde yanlış değil elbette. Burada bireyler örneğinde denetim için geniş bir alan bırakmak gerekiyor. Grubun yaptığı araştırmanın raporu, devletin zayıf toplumsal grupları başka alanlarda da olumsuz etkileyen bir sistem yarattığını gösteriyor. ... Birinci ve ikinci sınıf yurttaşlar, 'biz' ile 'onlar' arasında ayrım yapan bir sistem bu. Bireysel vakalara bakmaya gerek görmeden esnemez yasalarda ve sahtekarların tespitinde ifadesini bulan kurumsallaşmış güvensizlik, yabancılar politikasında da birçok kişinin hayatını yıktı.”
Dürüst değerlendirmeye ihtiyaç var
De Volkskrant mevcut yasama döneminde değişiklikler yapılmasını istiyor:
“Memurların ve denetleyici yargıçların inisiyatiflerine katı kurallar hakim olduğunda, insan hayatları çabucak zora giriyor. O zaman da yüksek adalet, büyük bir adaletsizliğe dönüşüyor. ... Her geçen gün daha da katı kuralların getirilmesi, en ufak bir hatanın dahi iltica başvurusunun reddine yol açtığı, güvensizlikle bezeli bir sistemin önünü açtı. ... Anlaşılan o ki, çocuk yardımı skandalı hükümeti dürüst bir muhakeme yapmak konusunda cesaretlendirdi: Siyaset ne zaman haksız bir politikaya dönüşür? Aklımızla duygumuzu nasıl aynı paydada buluşturabiliriz? Koalisyon görüşmeleri sırasında ortaya konan iyi niyetli ilkeler, iltica politikasında da unutulmamalı.”