Belarus'a yeni yaptırımlar: AB baskıyı artırıyor
AB dışişleri bakanları Belarus'a yeni yaptırımlar konusunda anlaştı. Siyasete araç edilen göçmenleri taşıyan havayolu şirketleri ve bu kişilere bilet satan seyahat acenteleri para cezasına çarptırılacak. Almanya Başbakanı Angela Merkel, cumhurbaşkanlığı uluslararası tanınmayan Belarus lideri Aleksander Lukaşenka'yla telefonda görüştü. Bu girişimler sınırdaki trajediyi bitirmeye yetecek mi?
Soğuktan donan göçmenlere yardımı olmaz
AB sınırda mahsur kalan sığınmacıların akıbetini anlaşılan düşünmüyor, diyor La Stampa:
“Josep Borrell, Brüksel'in baskısıyla hemen hemen tüm Minsk uçuşları bloke edildiği için göçmen akınının 'tekrar kontrol altına alındığını' söylüyor. Ortadoğulu havayolu şirketleri ve seyahat acenteleri kendilerini Avrupa pazarından silecek yaptırımlar yüzünden rota değiştirdi. ... Brüksel'in stratejisinin amacı, krizin tırmanmasını önlemek; anlaşılan bu strateji meyve de veriyor. Hatta ABD bile yeni yaptırımlara hazır, ama bu, Polonya ile Belarus sınırında soğukta bekleyen göçmenlerin sorunlarını çözmüyor.”
Lukaşenka rakiplerini istediği gibi eğip büküyor
Blog yazarı Alexander Gorny Echo Moskvy'deki yazısında, Başbakan Merkel'in, Batının devlet başkanı olarak tanımadığı Lukaşenka'yla telefonda görüşmesi, Belarus başkanının gücünü gösterdiğini söylüyor:
“Lukaşenka partnerlerini eğip bükme sanatına sonuna kadar hakim. ... Önce kendisinin yarattığı en çetin durumlardan kendini kurtarır, sonra sorunun galibi olarak ortaya çıkar. Avrupa ne kadar burun kıvırsa da Merkel onunla görüşmek zorunda kaldı. ... Aslında herkes bu konudan bıktı ve bitirmenin zamanı çoktan geldi. Putin telefon ahizesini alıp, Rusya ve Belarus Birlik Devleti'nde kimin patron olduğunu gösterebilir. Aksi takdirde Lukaşenka er ya da geç onun kolunu da bükecektir.”
Brüksel Minsk'e bir şeyler sunmalı
Die Welt'e göre, AB'nin diktatöre itibarını kurtaracağı bir çözüm sunmaktan başka çaresi yok:
“Mevcut durum dikkate alındığında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den Rusya'nın yanı sıra Lukaşenka'nın, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in ve Avrupa Konseyi Bakanı Charles Michel'in arabulucu olarak katılacağı bir zirve yapmasını istemek anlamına geliyor bu. Bu zirvenin amacı taviz vermek değil, sadece Lukaşenka'yı özlemini duyduğu uluslararası sahneye davet etmek olmalı ki, itibarını kaybettiğini ... gizleyebilsin. Lukaşenka, göçmenleri kendi ülkelerine geri göndereceğini açıklayabilir. Bunun karşılığındaysa ilerde yaptırımlardan vazgeçilebilir.”
Komşuları bir ara çözüme ikna etmek
Contributor, AB iltica başvurularını incelerken komşu ülkelerin göçmenleri geçici olarak kabul etmesini öneriyor:
“Belarus sınırına gelip AB topraklarına geçmeyi başaran göçmenler, Ukrayna, Moldova Cumhuriyeti veya Gürcistan'a gönderilip buradan iltica başvurusu yapmaları sağlanabilir. Tabii bu ancak bu üç ülke ile yapılacak anlaşmalara bağlı. AB mali ve siyasi desteğini artırma sorumluluğunu üstlenmeli. ... En ideal çözüm bu değil elbette. Ancak, sinizm ve gaddarlıkta eşi benzeri olmayan bir meydan okumaya tepki vermek için kısa vadeli bir çözüm olabilir. Bu arada AB ve doğudaki komşuları da ilişkilerini pekiştirmiş olur.”
Planlı bir oyalama taktiği
Postimees, Belarus'a göç akınının, Rusya'nın Ukrayna sınırına asker yığmasını örtbas etmeye yaradığını söyleyen ABD Dışişleri Bakanı Blinken'e katılıyor:
“Minsk ve Moskova ele ele vermiş durumda, öyle ki, bir yerde gerilimin azalması başka bir yerde daha da büyük bir sorunun uç vermesi anlamına gelebilir. Dünya siyasetini şekillendirenlerin bildiği tek şey şu: Ukrayna'sız bir Rusya, imparatorluk olamaz. Belarus'un ipleri son 30 yılda olduğundan çok daha fazla Rusya'nın elinde, ama asıl belirleyici olan Ukrayna. Bu yüzden de AB, NATO ve bölgedeki bütün devletler Ukrayna'yı savunmak için ellerinden geleni yapmalı ki 2014 yılında Kırım'ın ilhakına benzer bir sürprizle karşılaşmasınlar.”