Avusturyalı askerler, European Union Force adına bulundukları Bosna-Hersek'te. (© picture alliance/AP Photo/Kemal Softica)

  Avrupa savunma politikası

  43 yorum

Letonya ve Romanya savunma bakanlıkları, pazartesi günü Rusya’dan geldiği düşünülen insansız hava araçlarının izin almadan hava sahalarına girdiğini duyurdu. NATO Genel Sekreter Yardımcısı Mircea Geoană hadiseyi “sorumsuzca ve tehlike potansiyeli taşıyan” diyerek kınarken, bunun kasıtlı bir saldırı olduğuna dair ellerinde kanıt bulunmadığını belirtti. Medyadan NATO ve farklı muhataplardaki sakinliğe tepki var.

Perşembe günü sona eren NATO zirvesinde odak konu, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşa karşı neler yapılacağıydı. Kiev’e gelecek yıl, F-16 savaş uçakları ile beş adet hava savunma sistemini de kapsayacak şekilde 40 milyar avroluk askeri yardım sunulması kararlaştırıldı. Rusya artık “en büyük ve en yakın tehdit” sayılırken, Çin de onun “önemli bir destekçisi” şeklinde tanımlandı. Zirveye resmen davet edilmeyen Ukrayna’nın NATO yolu için ise “geri döndürülemez” ifadesi kullanıldı. Basında farklı tepkiler var.

Washington’daki NATO zirvesinden, Rusya’ya karşı verdiği mücadelesinde Ukrayna’ya daha fazla destek sözü çıktı. Kiev’e önümüzdeki yıl içinde ilave hava savunma sistemleri ve F-16 savaş uçakları dahil olmak üzere 40 milyar avro tutarında askeri yardım sunulması planlanıyor. Yorumcular, İttifak’ın geleceğine endişeyle bakıyor.

Macaristan ve Slovakya’nın ardından perşembe günü Romanya da Mark Rutte’nin NATO’nun yeni genel sekreteri olmasını desteklediğini duyurdu. On yıllık görev süresi dolan Jens Stoltenberg’in yerine aday olan isimlerden biri de Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis’di. Avrupa basını, eski Hollanda Başbakanı’nın bu makam için doğru isim olduğundan emin.

Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Fakt gazetesine verdiği bir mülakatta, savunma ittifakının doğu kanadını Rusya'ya karşı güçlendirmek için NATO'lu müttefiklere ait nükleer silahları ülkesine konuşlandırmaya hazır olduğunu ifade etti. Görünüşe göre bu hamle hükümetin kararı değildi, ancak Başbakan Tusk konuyu Duda ile istişare edeceğini söyledi. Ülke basınına eleştiri hâkim.

NATO, Washington'da Kuzey Atlantik Antlaşması'nın imzalanmasıyla 4 Nisan 1949'da kuruldu. O zamanlar on iki olan üye ülke sayısı bugün 32'ye yükseldi. Avrupa basını, kuruluşunun 75. yıldönümü vesilesiyle ittifakın başka çıkması gereken zorluklara ışık tutuyor.

2004 yılında yedi Doğu Avrupa ülkesi -Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Bulgaristan, Slovenya ve Slovakya- NATO'nun ikinci kez doğuya doğru genişleme sürecinde Batı askeri ittifakına katılmıştı. Söz konusu ülkelerin medyaları o dönem atılan bu adımı öngörülü olmakla överken, savunma ve ittifaka bağlılık konusundaki eksikleri eleştiriyor.

Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis, NATO Genel Sekreteri olma niyetinde. İttifaka üye önde gelen devletler, Jens Stoltenberg’in yerine geçecek isim olarak Hollanda Başbakanı Mark Rutte’yi desteklediklerini açıkladığında, bunun emareleri duyulmuştu. Iohannis geçtiğimiz hafta adaylığını resmileştirdi. Romanya basını, Iohannis’in güçlü ve zayıf yönleri ile başarı şansını tartışıyor.

Artık tamam: İki yıla varan sürüncemenin ardından İsveç perşembe günü resmen NATO’ya dahil oldu. Ulusal basındaki yorumlarda da görüleceği üzere, yeni üye ülkeye coşkudan başka hisler de hâkim. Peki haklı olabilirler mi?

Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz hafta Avrupa savunma sanayiine yönelik strateji ve mevzuat teklifini takdim etti. Bu doğrultuda, savunma sektörüne öncelikle 1,5 milyar avro yatırım yapılmak isteniyor. Bugüne kadar AB'nin silah ve mühimmat harcamalarının %20'si Avrupa'daki üreticilere giderken, bu oranın on yılın sonunda %50'ye yükseltilmesi planlanıyor. Teklif, sınır ötesi silah tedarikinin de artırılmasını öngörüyor.

Artık resmileşti: İsveç, NATO’nun 32. üyesi olacak. Pazartesi günü Macaristan Parlamentosu’nun onay vermesiyle son engel de aşıldı. İsveç Başbakanı Kristersson’un cuma günkü ziyareti esnasında, Macaristan silahlı kuvvetleri için dört adet İsveç üretimi JAS 39 Gripen tipi savaş uçağının satın alınacağı kesinleşince, Budapeşte ayak diremeyi bıraktı. Peki bu katılım İttifak ve düne kadar bağlantısızlığını koruyan İsveç için ne anlama ifade ediyor?

Münih Güvenlik Konferansı’nda bu yıl yine ağırlıklı olarak Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü taarruz savaşı konuşuldu. Konferansa katılan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, savunmadaki başarısızlıkları silah ve mühimmat eksikliğiyle gerekçelendirdi. Avrupa basını bir an önce harekete geçilmesi gerektiği kanısında.

Donald Trump'ın mutabık kalındığı üzere yalnızca savunma harcamalarına bütçenin yüzde 2'sini ayırma hedefine uyan NATO ülkelerinin ittifakın korumasından faydalanması gerektiği yönündeki tehditleri Avrupa'yı karıştırdı. Yorumcular, ABD'nin güvenlik garantörü olmayı gerçekten bırakması halinde doğması muhtemel türlü faktör ve gereklilikleri irdeliyor.

Finlandiya’da da askerlik hizmeti tartışmaları sürüyor: Savunma Bakanı Antti Häkkänen, geçtiğimiz hafta kendisiyle yapılan bir mülakatta yedek askerlikten ayrılmayı önlemenin bir yolunun bulunması gerektiğini söyledi. Fakat bu ifadeleri geri tepti: Yedek askerlikten ayrılmalar bir anda tavan yaptı. Ülke basın başka tedbirler alınmasını öneriyor.

Romanya Genelkurmay Başkanı Gheorghiță Vlad, ülkedeki birliklerin acil bir durum için yeterli olmadığı uyarısında bulundu. Ordudaki personel açığının yanı sıra pek çok yedek askerin de yeterince genç olmadığının altını çizdi. Dolayısıyla, Putin'e karşı hazırlıklı olma amacıyla da 35 yaşına kadarki yetişkinlerin gönüllü temel askeri eğitim almalarına izin verilmesi gerektiğini söyledi. Başbakan Marcel Ciolacu derhal tepki göstererek durumu yatıştırdı.

Macaristan Başbakanı Viktor Orbán'ın partisi Fidesz ve müttefiki Hıristiyan Demokrat KDNP, İsveç'in NATO üyeliğini oylamak üzere muhalefetin yaptığı çağrıya parlamento oturumunu boykot ederek yanıt verdi. Ankara'nın onaylamasının ardından Macaristan, beyanlarının aksine İsveç'in üyeliğinin önündeki son engel olmayı sürdürüyor. Yorumcularda hoşnutsuzluk hâkim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde salı günü yapılan açık oylamada İsveç’in NATO’ya katılmasına onay verildi. Türkiye, uzun süre Finlandiya’nın üyeliğine karşı çıktığı gibi İsveç’in katılımına da bir buçuk yıldır yeşil ışık yakmıyordu. Üyelik için geriye bir tek Macaristan’ın onayı kaldı.

Cumhurbaşkanı Maia Sandu, Moldova'nın başlangıçta Rusya'nın etkisi altındaki ayrılıkçı Transdinyester olmadan AB'ye "kademeli" katılması seçeneğini değerlendirdiğini ifade etti. Alman ve Fransız uzmanlarca yayınlanan en son AB genişleme ve reform raporunda da ihtilaflı bölgelerin katılım sürecinin dışında tutulması seçeneği tartışılıyordu. Kulislerde NATO'ya kısmen katılım önerileri de konuşuluyor. Yorumcular, tartışmaları çeşitli açılardan irdeliyor.

Norveç’teki Verdens Gang gazetesinin aktardığına göre, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in özel kalem müdürü Stian Jenssen bir panelde, kaybettiği toprakları Rusya’ya bırakması karşılığında Ukrayna’ya NATO üyeliği verilmesini önermiş. Ama müzakerelerin hangi koşullarda başlayacağına Ukrayna karar verebilirmiş. Kiev, açıklamaları kabul edilemez buldu. Yorumcular Jenssen’in sözlerini değerlendiriyor.

NATO, Vilnius’ta somut bir üyelik senaryosu üzerinde değilse de Ukrayna’ya kapsamlı destek verilmesinde uzlaşıya vardı. Süreç, yeni kurulan NATO-Ukrayna Konseyi’nin yanı sıra G7 ülkeleriyle yapılacak ikili anlaşmalar aracılığıyla işletilecek. Ayrıca, NATO üyeleri gelecekte GSYİH’lerinin en az yüzde ikisini savunmaya ayıracak. Basında farklı tepkiler var.

Haber, 11 Temmuz'da Vilnius'taki NATO zirvesinin başlamasına kısa bir süre kala geldi: Türkiye, engellemeden vazgeçerek İsveç'in savunma ittifakına katılmasının yolunu açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile yaptığı uzun istişarenin ardından katılım protokolünü en kısa sürede onaylanmak üzere TBMM'ye sunacağı açıklandı. Yorumcular Türkiye'nin tutumuna ışık tutuyor.

Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta salı günü başlayan NATO zirvesinde, Ukrayna’ya yönelik perspektifler masaya yatırıldı. Devlet Başkanı Zelenskiy’nin acil üyelik verilmesi talebini dillendirdiği konuşmasının ardından, İttifak savaşın sona ermesi ve demokratikleşmenin sağlanması gibi koşulların karşılanması halinde ve bir takvime bağlı kalınmaksızın katılım perspektifi sunulması güvencesini verdi. Yorumcular, kararın taşıdığı anlamı analiz ediyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba günü iki ülke heyetlerinin Ankara'da bir araya geldiği toplantıda, İsveç'in NATO üyeliğini bir kez daha sorguladı. İsveç, terörle mücadele yasasını sertleştirmiş ve Yüksek Mahkeme de kısa bir süre önce, PKK destekçisi olduğu iddia edilen bir kişinin Türkiye'ye iadesini onaylamıştı. Ancak Erdoğan yine de Türkiye'nin taleplerinin karşılanmadığını düşünüyor. Yorumcular, Erdoğan'ın asıl derdinin ABD olduğu kanaatinde.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in görev süresi eylül sonunda doluyor. Halefi temmuz ayında gerçekleştirilecek NATO zirvesinde seçilebilir ve pek çok üye devlet kadın bir isimden yana. Öte yandan, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen bu pazartesi günü Joe Biden’ın davetiyle ABD’ye gidiyor. Yorumcular, ziyaretin görev değişikliğiyle ilgili olup olmadığını irdeliyor.

İsveç'te bugün yeni bir terörle mücadele yasası yürürlüğe giriyor. AB düzeyinde PKK örgütünün de dahil olduğu terör gruplarının her türlü örgütlenmesi, desteklenmesi ve finansmanı bundan böyle suç teşkil edecek. Stockholm, bunun Ankara'nın İsveç'in NATO'ya katılımına ilişkin muhalefetini bertaraf edeceğini umuyor. Yorumcular şüpheli.

Dokuz AB üyesi ülkeden oluşan bir grup, daha hızlı uzlaşıya varılabilmesi amacıyla veto hakkının kaldırılması ve dış politika ile savunma politikasını ilgilendiren meselelerde çoğunluğun oyunun geçerli olması için bir çalışma başlattı. Macaristan ve Polonya buna karşı gözüküyor, onları izleyecek başka ülkeler de çıkabilir.

Finlandiya artık resmen NATO'nun 31. üye ülkesi oldu. Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, katılım belgesini ittifakın kurulduğu Washington'da muhafaza edecek olan ABD'li mevkidaşı Antony Blinken'a salı günü Brüksel'de takdim etti. Bu arada, İsveç'in üyeliği Türkiye tarafından engellenmeye devam ediyor. Avrupa basınında NATO'nun genişlemesiyle ilgili farklı değerlendirmeler mevcut.

Macaristan Parlamentosu, sekiz aydır süren ötelemelerin ardından pazartesi günü Finlandiya’nın NATO üyeliğini 182’ye karşı 6 oyla onayladı. Ancak, İsveç’in katılımı meselesinde herhangi bir karar alınmadı. Türkiye de aday iki Kuzey ülkesinin katılımına henüz izin vermiş değil. Yorumcular, ortaya çıkan ara tabloyu değerlendiriyor.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö, Finlandiya'nın NATO'ya katılım başvurusunun onaylanmasının önünde hiçbir engel bulunmadığını kendisine iletmesi beklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere bu cuma günü Türkiye'ye gidiyor. Hükümeti şimdiye kadar onay sürecini erteleyen Macaristan Başbakanı Orbán da perşembe günü Türkiye'ye gitmiş, Erdoğan ile konuyu müzakere etmişti. Yorumcular, hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

Macaristan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımını onaylamayı aylardır erteliyor. Macaristan Ulusal Meclisi Başkan Yardımcısı Csaba Hende liderliğindeki bir Macar müzakere heyeti, meseleyi istişare etmek üzere bu hafta iki ülkeye gönderildi. Yorumcular, Orban'ın oyalama stratejisinin arka planında neler olduğunu ve bu stratejinin başarılı olup olmayacağını irdeliyor.

Devlet Başkanı Zelenskiy, cuma günkü AB-Ukrayna zirvesi öncesinde yaptığı açıklamada “Ukrayna’nın AB’ye üyelik müzakerelerine bu yıl başlamayı hak ettiğini düşünüyorum,” demişti. Zirve, katılım takvimi belirlenmeden sona erdi. Köşe yazarları, arzu edilen perspektifleri ve gerçekçi beklentileri tartışmaya devam ediyor.

İsveç ve Finlandiya, NATO'ya katılım için hâlâ Türkiye'nin onayını bekliyor. Geçtiğimiz cuma günü, Stockholm'de bir grup aktivistin belediye binası önünde gerçekleştirilen bir gösteride Erdoğan'ın maketini asması, tartışmayı yeniden alevlendirdi. İsveç hükümeti, yaşanan olaydan ötürü özür diledi.

Finlandiya ve İsveç, mayıs ayında NATO'ya katılım başvurusunda bulunmuştu. Bu süreçte, NATO üyesi 30 devletten 28'i başvuruları onayladı. Terör örgütlerine destek olduğu gerekçesiyle, özellikle İsveç'le ilgili endişelerini dile getiren Türkiye başvuruları bekletiyor. Ayrıca Macaristan'dan da henüz bir evet gelmiş değil. Peki bundan sonra neler olacak?

Cenevre’deki ABD-Rusya buluşmasından kısa bir süre sonra, üst düzey Rusya ve NATO temsilcileri iki yıllık aranın ardından çarşamba günü ilk kez bir araya geldi. Ancak Ukrayna ve NATO’nun doğuya genişlemesi meselelerinde mesafe kat edildiğini söylemek zor: NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg “önemli fikir ayrılıkları” olduğuna değindi. Avrupa nasıl bir tutum alacak?

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, göreve seçildikten sonra AB'nin 'iktidarın dilini öğrenmek zorunda' olduğunu belirtmişti. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bunun üzerine Stratejik Pusula'yı önerdi. AB Dışişleri Bakanları, Borrell'in güvenlik politikası doktrini taslağını önümüzdeki hafta görüşecek. Basın çatışma çıkabilecek alanları işaret ediyor.

Avustralya, planlanmış denizaltı satışını iki hafta önce iptal ettiğinde Paris'te yaşanan öfke büyük oldu. Şimdi Macron'un yüzü yeniden gülüyor. Yunanistan -yüksek kamu borçlanmasına rağmen- 'stratejik ortaklık' çerçevesinde Fransa'dan üç fırkateyn satın alıyor. Yunanistan basını anlaşma nedeniyle bölünmüş durumda.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ikinci kez yıllık "Birliğin Durumu" konuşmasını yaptı. Von der Leyen konuşmasında toplumu uluslararası rekabetin arttığı yeni çağa hazırladı ve Avrupa Savunma Birliği'ne destek aradı. Kimi gözlemciler konuşmanın yeni bir başlangıç fikriyle dolup taştığını söylerken, diğerleri Avrupa Komisyonu'nun nihayetinde hep elinin kolunun bağlı olmasından duydukları üzüntüyü dile getiriyor.

NATO'nun Afganistan misyonu tam 20 yıl sürdü. Günümüzde uzmanlar askeri destekle demokratik bir devlet kurma stratejisinin başarısız olduğunu söylüyor. NATO bünyesindeki 3 bin 500 kadın ve erkek asker Hindukuş'ta öldü. Kimi köşe yazarları bu fiyaskodan sadece ders çıkarmaya çalışırken, diğerleri özeleştirinin dozunun kaçtığını düşünüyor.

Büyük Britanya Brexit'in ardından dış ve savunma politikalarını yeniden düzenliyor. Başbakan Johnson, Küresel Britanya [Global Britain] adını taşıyan stratejiyi salı günü Avam Kamarası'na sundu. Stratejiye göre Birleşik Krallık yeni tehditler nedeniyle daha fazla nükleer silah edinmek ve dünyanın "jeopolitik ve ekonomik çekim merkezi" haline gelmiş Hint-Pasifik bölgesindeki nüfuzunu artırmak niyetinde.

Paris ve Berlin hükümetleri Avrupa'nın güvenlik politikalarının rotasını tartışıyor. İki ülke Joe Biden'lı bir ABD'nin de uluslararası arenada eskisinden daha az etkin olacağını düşünüyor. Ama Macron, NATO ve ABD olmadan da kendini savunabilen, egemen bir Avrupa'ya yatırım yapmak isterken, Almanya Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer Avrupa'nın bu konudaki bağımsızlığının hayal olduğunu düşünüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, nükleer silah doktrini hakkında yaptığı ilkesel konuşmada, nükleer caydırıcılığın önemini vurguladı ve Avrupalı ortaklarını stratejik bir diyaloğa ve Fransa'nın askeri tatbikatlarına katılmaya çağırdı. Yorumcular Paris yönetiminin Avrupa güvenliğini ABD'den devralıp alamayacağı konusunda birbirinden farklı görüşlere sahip.

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel Avrupa ordusu kurulması için çağrıda bulundu. Köşe yazarları, liderlerin bu konuya neden yakınlık duyduklarını tartışıyor ve yakında kararlılıkla planlarını hayata geçirmelerini umuyor.