BM Genel Kurulu Rusya'nın işgalini kınadı
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu büyük bir çoğunluk oyuyla Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınadı ve askerlerin derhal geri çekilmesi çağrısında bulundu. Karar beşe karşı 141 oyla kabul edilirken, 35 üye de çekimser kaldı. Daha önce Rusya'nın vetosu yüzünden BM Güvenlik Konseyi'nde bağlayıcı bir karar alınamamıştı. Putin'in etkisi daha nerelere varabilir?
Putin gittikçe yalnızlaşıyor
Politiyka'ya göre Rusya kendini kalıcı olarak izole etti:
“Putin'in yerinin tarihin çöplüğü olduğu zaten kesindi. Orta Asya'dakiler dahil olmak üzere Rusya'nın geleneksel müttefikleri olarak görülen diğer ülkelerin liderleri, onun yanında durmak istemiyor. Asker göndermediler, Donbass'taki ayrılıkçı cumhuriyetleri tanımadılar ve mümkün olduğunca tarafsız kalmaya ve çekingen durmaya çalışıyorlar.”
Batı her şey demek değil
Corriere della Sera, Rusya'nın göründüğünden daha az izole olduğu analizinde bulunuyor:
“Çin'in yanı sıra Hindistan ve Pakistan da çekimser kaldı. Hindistan ve Pakistan gibi iki ezeli düşmanı neyin birleştirebileceğinin açıklaması Rusya'dan satın alınan silahlar. Dikkat çeken bir diğer şey ise Londra ve Zürih'ten gönderilen oligarkların bir sonraki sığınağı olabilecek Birleşik Arap Emirlikleri'nin çekimser kalması. NATO üyesi Türkiye de ekonomik yaptırımlara katılmıyor. Batı birleşmiş olabilir, ama her şey demek değil. Pekin ya da Delhi'den, Karaçi ya da Basra Körfezi'nden bakıldığında, krizin Moskova için açıkça yıkıcı olduğu belli ki o kadar net görünmüyor.”
Rusya'yı Güvenlik Konseyi'nden çıkarın!
Der Tagesspiegel Rusya'ya karşı daha da sert yaptırımlara gidilmesini istiyor:
“Hiçbir şey taşa kazınmış değil. Taş bile parçalanabilir. Duvar da yıkılmadı mı? Dolayısıyla: Rusya neden Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olmak zorunda? Sovyetler Birliği'nin yerine orada oturması, bu statünün dokunulmaz olduğu anlamına gelmez. Yasalar da değişir. Diğer ülkelerin, süper güç arzularına teslim olmuş ve SSCB'yi yeniden kurmak isteyen bir savaş kışkırtıcısının hükmettiği ülkeye sabrının bir sonu olmalı.”
Filistinliler ve Uygurlar ne olacak peki?
Dünyanın diğer bölgelerindeki başka rejimler tarafından işlenen vahşetlerin de kınanması gerektiğini söylüyor The Irish Times:
“Bir saldırgana karşı duracaksak, tüm saldırganlara karşı durmalıyız. ... Ukraynalıların işgale direnme hakkını tanıyorsak, Filistinlilere de bu hakkı tanımalıyız. Ukrayna'da çocukların öldürülmesi bizi dehşete düşürüyorsa, Suudilerin Batı'nın silahlarıyla çocukları bombalamasına da aynı hassasiyeti göstermeliyiz. Suriye'nin diktatörü Esad'ın varil bombalarından Çin'in Uygur Müslümanlarına uyguladığı baskıya kadar, Batı karşıtı diğer rejimler tarafından işlenen vahşetleri de aynı şekilde kınamalıyız.”