Uygurlar: Sincan Polis Dosyaları esareti belgeliyor
Çin'in Uygur Müslüman azınlığına yönelik acımasız uygulamalarına dair bir veri sızıntısı dünyayı şok etti: Fotoğraflar ve belgeler, Çin üzerine çalışan bir araştırmacıya sızdırıldı ve detaylı incelemenin ardından uluslararası medyada yayınlandı. Sincan bölgesindeki toplama kamplarında keyfi tutuklamaların ve sistematik şiddetin yaygın olduğu gözler önüne serildi. Batı hangi tedbirleri hayata geçirmeli?
Pekin rejimine halkla ilişkiler zaferi kazandırmayın
Expressen, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’nin Çin’e gerçekleştirmekte olduğu ziyarette net bir duruş sergilemesi gerektiğini söylüyor:
“Zorla kısırlaştırma, yeniden eğitim kampları, camilerin yıkılması ve Uygur çocukların ailelerinden ayrılarak Çinli yatılı okullarda eğitim görmeleri - hepsi de Uygur kültürünü yok etme planının birer parçası. ... Ancak Bachelet’nin ziyareti kapsamında bunları görmesi pek olası değil. Başında olduğu ofisin aralık ayında Sincan’daki insan hakları ihlallerine dair bir rapor yayınlaması gerekiyordu. ... Nerede bu rapor? Michelle Bachelet, Çin’in iğrenç suçlarını yerinde kınamalı. Bu fırsat kaçırılırsa, Komünist Parti'ye bir halkla ilişkiler zaferi armağan edilmiş olur.”
Şirketler baskı uygulamalı
Frankfurter Allgemeine Zeitung, Batılı şirketleri de sorumlu tutuyor:
“Pek çok kampta, mahkumların yabancı şirketler için de çalışmaya zorlandığından şüpheleniliyor. Bu şirketler şimdi geç de yapılanların olası sonuçlarının ne olacağı sorusunu kendilerine sormalılar. Çin, AB ile yaptığı yatırım anlaşmasında, zorla çalıştırmaya karşı uluslararası sözleşmeleri onaylamak için ‘çaba sarf edeceği’ taahhüdünde bulunmuştu. Sincan’daki kampların kapılarının açılması bunun için bir başlangıç olabilir.”
Yeni bir cezasızlık çağı mı?
Le Monde’a göre, Çin’in Uygurlara uyguladığı şiddete tepki verme konusunda Batı’nın şimdiye kadar çekingen davranması kabul edilemez:
“Bu, Pekin’in uluslararası sistem üzerindeki yeni nüfuzunun bir kanıtı. ... Aynı zamanda da uluslararası ilişkilerin bilinçli olarak vahşileştirilmesinin bir ifadesi ve yeni cezasızlık çağının emaresi. ... Çin en az bir milyon Uygur’u tutuklamışken, bu insan hakları ihlallerinden ötürü ülkeye yaptırım uygulamayı ciddi bir şekilde düşünen kimse yok. Hangi büyük Batılı marka, devasa Çin pazarına sırt dönmek ister ki? Ancak Sincan Polis Dosyaları, Pekin’in tüm ortakları ve muhatapları için son bir uyarı olmalı: Çin’de yaşanmakta olan gerçeklik yakından takip edilmeli.”
Baskıların bedeli olmalı
Dagens Nyheter de ifşaatlar ışığında şu ana kadar Çin'e yönelik uygulanan tedbirlerin yeterli olmadığına inanıyor:
“AB, bir dizi Çinli yetkiliye sınırlı düzeyde yaptırımlar uygulamış ve bir yatırım anlaşmasını askıya almıştı. ABD de sene başında yapılan Pekin Olimpiyatları'na diplomatik boykot uygulamıştı. Ancak bugün, Başkan Trump'ın ABD ile Çin arasındaki ticaret dengesinden hoşnut olmadığı için uyguladığı gümrük vergileriyle dahi karşılaştırılabilecek düzeyde herhangi bir tedbir bulunmuyor. Çok uluslu şirketlerin Sincan'da hâlâ fabrikaları var. Tarlalarda insanların zorla çalıştırıldığına dair çıkan haberlere rağmen, giydiğimiz kıyafetlerde bu bölgeden gelen pamuk kullanılıyor. Bu böyle devam edemez. Yaptığı baskının rejim için bedeli olmalı.”