Almanya: AfD Avrupa Parlamentosu adaylarını belirledi
AfD, hafta sonu toplanan kongresinde 2024 Avrupa Parlamentosu için liste başı adaylarını belirledi. Partinin aşırı sağ kanadını temsil eden AP Milletvekili Maximilian Krah, liste başı aday seçildi. Federal Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Thomas Haldenwang, anayasa karşıtı hareketlerin güçlendiği uyarısında bulundu. Ilımlı kanadın zayıfladığını düşünen yorumcular durumu irdeliyor.
Aşırıcı tutumlar başarı getiriyor
Stuttgarter Zeitung, partideki ılımlı cepheden eser kalmadığını belirtiyor:
“Geçtiğimiz yıl Riesa’da gerçekleştirilen parti kongresi, AfD Thüringen sözcüsü Björn Höcke’nin etrafındaki aşırı sağcı ve milliyetçi grubun ne denli etki kazandığını göstermişti. Bu izlenim, Magdeburg’daki buluşmada da teyit edilmiş oldu. Parti, apaçık sağcı bir isim olan Krah’ı liste başı aday seçti. ... AfD’deki aşırı sağcıların giderek güç kazandığının başka bir emaresi daha var: Parti şu an, hiçbir zaman olmadığı kadar başarılı. Bu çizgiden sapması için bir neden de yok.”
Çelişkilerin partisi
Tageblatt, Avrupa Parlamentosu liste başı adayı Maximilian Krah'ın AfD ile ilgili bazı çetrefilli sorulara yanıt vermekte zorlanabileceğini söylüyor:
“Örneğin AfD'nin AB'yi feshetmek, yeniden yapılandırmak veyahut yeni bir AB kurmak isterken, neden Avrupa kaynaklarından faydalanmak için yanıp tutuştuğu sorusu. Ya da Almanya'nın avrodan ayrılmasının ve NATO'dan çıkmasının neden iyi olacağının düşünüldüğü. Batı'dan kopuş ve Rusya'yla yakınlaşma yalnızca aşırılık yanlısı bir azınlığa, yani Putin'in dostlarına izah edilebilir. AfD'nin bu ve diğer pek çok çelişkisi, seçmenler tarafından bu sefer göz ardı edilemeyecek denli bariz hale gelebilir. En azından umut bu yönde. ”
Ötekileştirme kutuplaşmayı büyütüyor
Rzeczpospolita, politik doğruculuğa hapsolmuş partilerin bunu aşmaları gerektiğini yazıyor:
“Partinin cazibesi ve artan desteği, genel olarak bugün pek çok sıradan Alman’ın zihnine yer eden, ancak politik doğruculuk döngüsüne saplanıp kalmış geleneksel siyasi partilerin kabul etmek istemediği şeyleri açık ve yüksek sesle dile getirmesiyle izah edilebilir. Bu hakikat, yurttaşların alternatif fikirlerinin reddedildiği ve siyasetin daha fazla kutuplaşma ile istikrar kaybına sürüklendiği, kendi kendini besleyip büyüten bir mekanizmayı harekete geçiriyor.”