Compact dergisinin yasaklanması ne anlama geliyor?
Almanya Federal İçişleri Bakanlığı, aşırı sağcı Compact dergisini yasakladı. İçişleri Bakanı Nancy Faeser, karara gerekçe olarak derginin Yahudilere, göçmen kökenlilere ve parlamenter demokrasiye karşı ağza alınamayacak biçimde nefreti körükleyen aşırı sağcı çevrelerin sözcüsü haline gelmesini gösterdi. Yorumcular, kararın negatif yönlerine de dikkat çekiyor.
Madalyonun iki yüzü
De Morgen şu değerlendirmede bulunuyor:
“Compact’in yakaladığı başarı, kimlikçi ve radikal sağcı güçlerin Avrupa genelinde kendi medya ağlarını ördüğü bir sürece karşılık geliyor. ... Buna da yerleşik medyaya yönelik saldırılar eşlik ediyor. Compact, Avrupa’yı ne gibi zorlukların beklediğinin bir göstergesi. Basın özgürlüğünü güvence alma görevini üstlenirken, aşırılık yanlılarının gazetecilik kisvesi altında barışımıza, özgürlüğümüze ve bir arada yaşam kültürümüze zarar vermesine izin veremeyiz.”
Geç bile kalındı
Der Spiegel yasağı destekliyor:
“Elsässer, faaliyetlerinin hedefini şöyle formüle etmişti: ‘Biz bu rejimi devirmek istiyoruz.’ Genel Yayın Yönetmeni, Haziran 2023’te medya kuruluşlarını ‘eşsiz’ kılanın da bu olduğunu söylerken haklıydı. Başka hiçbir gazeteci böyle laflar etmez - çünkü bu gazetecilerin değil, popülistlerin ve gerilla savaşçılarının dili. Fakat demokratik bir ülkeyi devirme niyetinde olan biri basın özgürlüğünün arkasına saklanamaz. Asıl devrilmesi gereken kendisidir. Dolayısıyla bugün sorulması gereken soru, Federal İçişleri Bakanlığı’nın ‘Compact’i neden yasakladığı değil. Asıl soru, bunun neden bugüne bırakıldığı.”
AfD mağduru oynuyor
Tages-Anzeiger’e göre yasak en çok AfD’ye yarar:
“Tartışmalı ve siyaseten çok sakıncalı bir yasak bu. Aşırı sağcı medya kuruluşu ‘Compact’ ile Alternative für Deutschland (AfD) yakından ilişkili. ... ‘Compact’ yasağı siyasi bakımdan ters etki doğurur, çünkü AfD’nin kullanmayı pek sevdiği mağdur rolünü teyit etmiş olur. Hukuken de büyük bir risk var. Leipzig’deki idari mahkeme, Karlsruhe’deki Anayasa Mahkemesi ya da Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yasağı iptal ederek AfD’ye bir zafer daha kazandırabilir.”