AfD'nin desteklediği tasarı kabul edildi: Bu ne anlama geliyor?

Alman Federal Meclisi milletvekillerinin çoğunluğu, CDU/CSU grubunun göç politikasının katılaştırılmasına yönelik yasal bağlayıcılığı olmayan tasarısı lehinde oy kullandı. Tasarı, Almanya’ya daimi sınır kontrollerinin getirilmesini öngörüyor. Çoğunluğun, Anayasayı Koruma Dairesi’nin halihazırda şüpheli aşırı sağcı vaka olarak sınıflandırdığı AfD sayesinde sağlanması dolayısıyla oylama tartışmalı geçti. Avrupa basını gelişmeyi değerlendiriyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Tageblatt (LU) /

Merkezde derin çatlaklar mevcut

Tageblatt'a göre tüm demokratik partiler sorumluluklarını yerine getirmek konusunda başarısız oldu:

“Aşırı uçların güçlenmemesi için siyasi merkezdeki sorunların çözülmesi gerekiyor. Halkın tam olarak beklediği de bu. Yaz aylarında bunun başarılamamış olması, şansölye ve koalisyon hükümetinin başarısızlığı olsa da Merz’in seçim kampanyasındaki tutumuyla ülkeye hiç iyilik yapmadığı da ortada. Zira çarşamba günü artık cin şişeden çıktı. Korkunç şiddet eylemleri bir uyarı niteliği taşıyor. Ancak demokratlar arasındaki çatlaklar da derinleşti. Umalım da seçim kampanyasının ardından bu çatlaklar giderilebilsin.”

Der Standard (AT) /

Dünde kalmış sözler

Der Standard, Merz'e güvenmiyor:

“'AfD ile asla koalisyon kurulmayacak': Pek çok kişi Merz'e güvenmekte artık çok daha fazla zorlanıyor. Haklı olarak. İnsanlar Merz'in Davos'ta, Avusturya'daki mavi-siyah müzakereleri nasıl 'felaket' olarak nitelendirdiğini ve kasım ayında Federal Meclis'te rastgele dahi olsa asla AfD'nin desteğiyle çoğunluğa ulaşılmaması gerektiğini söylediğini hatırlıyor. Ancak görünen o ki, bunlar artık kimsenin dikkate almaması gereken dünde kalmış sözlerden ibaret.”

Lidové noviny (CZ) /

Yasal bir partinin oylarıyla

Lidové noviny, Merz’in yaptıkları üzerine koparılan yaygaranın, AfD’nin şimdiye değin dışlanması kadar ikiyüzlüce olduğu kanısında:

“AfD gerçekten de matah bir parti değil. … Ama demokratik bir ortamda faaliyet gösteriyorlar ve mahkemelerce yasaklanmadılar. Anayasa Mahkemesi bunu yapmış olsaydı, her şey daha net olurdu. Şimdi çıkıp da parti sekreterliklerinden ya da gazete editörlerinden müteşekkil bir mahkeme kuruluyorsa, bir şeyler ters gidiyor demektir. Friedrich Merz bu laneti kırmak istedi. AfD’yle işbirliğine gitmedi, sıradan bir siyasi enstrüman olarak ondan istifade etti. Meclise bir öneri getirdi ve herkesi bunu desteklemeye çağırdı. Her ne kadar solcular beğenmese de oluşan çoğunluğun desteğini aldı.”

Tygodnik Powszechny (PL) /

Almanya'nın politikalarında öngörülebilirlik tarih oldu

Tygodnik Powszechny Polonya için ciddi sonuç doğmasından endişe ediyor:

“Yasadışı göçmenlerin bir bölümü Polonya-Belarus sınırından ya da Litvanya, Slovakya veya Çekya’dan gelip Polonya üzerinden Almanya’ya geçmeyi sürdürüyor. Peki ya şimdi Almanya-Polonya sınırından geri çevrilirlerse? Böylesine duygusal meseleler kolaylıkla bir sınır krizine ve daha geniş anlamda Almanya ile Polonya arasında bir anlaşmazlığa yol açabilir. Ayrıca, önümüzdeki seçimlerden Berlin’de ülkeyi yönetecek net bir çoğunluk çıkmayabilir. Hal böyle olursa, salt Angela Merkel’in göç politikası değil, Almanya’yı sadece Merkel dönemiyle sınırlı kalmayıp seleflerinin yönetiminde de karakterize eden siyasi istikrar ve öngörülebilirlik günleri de artık tarihe karışabilir.”

Stuttgarter Zeitung (DE) /

Bunun sonuçları olacak

Stuttgarter Zeitung, oluşan çoğunluğun siyasal sistem üzerinde kalıcı izler bırakacağına inanıyor:

“Cumhuriyet bugün öylesine değişti ki, tarihçiler bununla uzun süreler meşgul olacak. İşbirliğine kapı aralayanlar, kapının gün gelip zorla açılacağını bilsinler. Aşırı sağcı AfD kendisini hiç bu hafta olduğu kadar güçlü hissetmemiştir. Bu salt göçmen kökenliler değil, bütün siyaset için kalıcı sonuçlar doğuracak.”

tagesschau.de (DE) /

AB mevzuatı değişmez değil

Tagesschau.de daha pragmatik olunması tavsiyesinde bulunuyor:

“'Güvenlik duvarı' tartışmaları ... siyasi çevreler dışında pek anlaşılmıyor. … Yeşillerin şansölye adayı Robert Habeck gibi kırmızı-yeşil ittifaktan siyasetçiler, bu tartışmanın demokrasi açısından taşıdığı önemi vurgulamakta haklılar. Ancak farklı bir açıdan bakıldığında şu da önem arz ediyor: Yalnızca imkânsız vaatlerde bulunmakla yetinenler demokrasiye duyulan memnuniyetsizliği ve hayal kırıklığını körüklüyor. Örneğin sıkça referans verilen AB mevzuatı gökten zembille inmedi, bizzat siyasetçiler tarafından şekillendirildi ve dolayısıyla yeniden değiştirilebilir durumda. Ülkenin çoğunluğu da tam olarak bunu istiyor.”

La Repubblica (IT) /

Belki de Musk'a verilmiş bir yanıttır

La Repubblica, Almanya’nın üzücü bir şekilde geriye gittiği kanısında:

“Bu adımla birlikte, Almanya’nın olası müstakbel şansölyesi belli ki tarihi nedenlerden ötürü yalnızca Almanya’da geçerli bir tabuyu yıkmış oluyor. Bu da Merz’in en büyük rakibi ve her daim ‘AfD ile asla’ düsturunu benimsemiş Angela Merkel’li uzun dönemden geriye kalan en sağlıklı mirasın silinip gitmesi. Muhafazakârların lideri, daha iki gün evvel Alice Weidel’in mitinginde Almanların geçmişlerinden utanmaya son vermeleri gerektiğini haykıran Trump’ın yeni sağ kolu Elon Musk karşısında adeta secdeye geliyor.”

Aargauer Zeitung (CH) /

Normalliğe dönüş

Aargauer Zeitung Merz’in önerilerini makul buluyor:

“Merz’in aklındakileri hayata geçirmek, Avrupa’nın normalleşmesine geri dönmek demek: Angela Merkel sınırları açmadan evvel Almanya’nın izinden gittiği sorumlu bir iltica politikası. AfD’nin yükselişini durdurmak istiyorlarsa, diğer partilerin iltica politikalarını katılaştırmaktan başka çareleri yok. Merz’in Yeşiller’e gelecekte de bel bağlaması zor: Şimdi dahi Yeşiller aile birleşiminin kolaylaştırılmasını istiyor ve dolayısıyla göç politikasında ters istikamette ilerlediklerini gösteriyorlar. İşte bu yüzden Merz SPD’nin seçimlerden sonra hakikate dönmesini umut etse iyi eder.”

Le Soir (BE) /

Tarihten çıkarılmış dersler ayaklar altında

Le Soir uyarıyor:

“Aşırı sağcılar İtalya, Hollanda, Macaristan, Slovakya ve Finlandiya’da resmen iktidardalar, Avusturya ve Çekya’da ise koltuğa yakınlar. İsveç ve Fransa’da kısmen de olsa hükümetlerin önünü açar konumdalar. ... Şimdi de Alman hükümetinin muhtemel müstakbel şansölyesiyle anlaşıyorlar. Demokrasi yanlısı pek çok parti onlar karşısında panikliyor, onları taklit etmeye ya da onlarla işbirliği yapmaya çalışıyor. Ayağa kalkmak, direnmek, temel değerleri ve insan haklarını savunmak, yabancı düşmanlığı ve nefretle mücadele etmek dururken. ... Oysa tarih bize ısrarla bunları öğretmişti - pek çok demokrat temsilcinin bu hafta hâlâ akıllarında olan tarih.”