AB'nin silahlanma hamlesi ne getirir?

Brüksel'de düzenlenen özel bir zirvede AB üyesi ülkeler savunma harcamalarını büyük ölçüde artırmayı ve kitlesel olarak silahlanmayı kararlaştırdı. Bu amaç doğrultusunda, savunma yatırımlarına gidilebilmesi için borçlanma kuralları gevşetilecek ve AB 150 milyar avroya varan tutarda krediler sağlayacak. Ukrayna’ya desteğin sürdürülmesine ilişkin bir deklarasyon ise Macaristan'ın katılımı olmaksızın kabul edildi. Basından farklı tepkiler var.

Tüm alıntıları göster/kapat
Diário de Notícias (PT) /

Seçmenler borçlanmaya seyirci kalmayacaktır

Diário de Notícias, halktan yetki alınmadan AB’nin savunma harcamalarında önemli bir artışa gitmesinin meşruiyetini sorguluyor:

“Ursula von der Leyen’in Avrupa Birliği üyesi her ülkenin daimi askeri harcamasını GSYH’sinin yüzde 1,5’i oranında artırması amacıyla 800 milyar avro sunmak istemesi öncesinde dahi, AB silah ve askerlere Rusya’nın üç katı harcama yapıyordu. ... Alınan bu kararla ülkelerinin borçları ve türlü sosyal yardımların geleceği tehlikeye atılmış olan Avrupa yurttaşlarına danışmadan askeri harcamaları alelacele artırmak siyaseten meşru mudur?”

Webcafé (BG) /

Önce bölgesel ordular kurmalı

Webcafé, uzun vadeli bir AB ordusu hedefine yönelik bir ön adım öneriyor:

“Müşterek bir Avrupa düzeyinde koordinasyonu sağlayabilmek uzun ve karmaşık olacağından, komşu ülkelerin yerel savunma ittifakları kurması bir çözüm sunabilir. Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan’ı (ve belki başka bazı komşu ülkeleri de) ortak sınırlarını koruma çabalarını koordine etmekten, birlikte silah satın almaktan ve bunları ihtiyaç duyulan yerlere konuşlandırmaktan alıkoyan ne? Bu yolla NATO’nun savaş birlikleri örneğinin izinden gidilerek müşterek muharip gruplar oluşturulabilir.”

Új Szó (SK) /

Avrupa kimseyi durup beklemeyecek

Új Szó, Macaristan ve Slovakya'nın ortak girişimlere dahil olmamaları halinde zarar görebileceklerini düşünüyor:

“Pek çok Avrupa ülkesi durumun ciddiyetinin farkına varmış, uyum sağlamış ve stratejilerini değiştirmişken, bazı hükümetler boş boş durmayı sürdürüyor. ... AB ve NATO çerçevesi dışında yeni ittifaklar kuruluyor. ... Ancak ne yazık ki Slovakya ve Macaristan Avrupalı devlet ve hükümet liderleri tarafından davet dahi edilmiyor, bu da güvenilir ortaklar olarak görülmediklerini gösteriyor. ... Otomatik güvenlik garantileri mazide kaldı ve Avrupa kimseyi durup beklemeyecek. Şimdi harekete geçmeyenleri ileride çok daha ciddi sonuçlar bekliyor olması muhtemel.”

La Libre Belgique (BE) /

Avrupa uyandı

La Libre Belgique, AB'nin güncel gelişmelerle başa çıkma becerisinden övgüyle bahsediyor:

“Fransa ve Almanya, özellikle bütçe politikasıyla ilgili bazı çekinceleri aşarak, gerçek bir dönüm noktasına işaret eden bir dinamiği hayata geçirmeyi başardı. AB, ilk kez askeri açıdan zayıf bir ekonomik güç olmanın ötesine geçerek güvenilir stratejik aktör pozisyonunu aldı. Açıklanan 800 milyar avro yalnızca finansal kaynak değil, aynı zamanda güçlü bir mesaj olma özelliği taşıyor: Avrupa, jeopolitik rüzgârların yönlendirdiği bir piyon olmayı reddediyor; değerlerini savunmak ve yurttaşlarını korumak istiyor. ... AB, temel değerler söz konusu olduğunda hâlâ birlik içinde hareket edebildiğini gösterdi.”

Kleine Zeitung (AT) /

Rotayı artık başkaları belirliyor

Kleine Zeitung, AB'nin kenara itilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu konusunda uyarıyor:

“Her adım, zorlukla varılabilen bir uzlaşı gerektiriyor; her öneri, ortak karar mekanizmasından geçmek zorunda. Her cümle diplomatik terazide tartılıyor. ... Tüm bunlar zayıflık işaretidir. ... Sonuç olarak: İnisiyatif AB’nin değil, Londra’da şekillenen ve NATO ile AB ülkelerinin ortak bir amaç doğrultusunda birleştiği ‘Gönüllüler Koalisyonu’nun elinde. AB en iyi ihtimalle silahlanma için finansman paketleri, Ukrayna’ya daha fazla destek ve Brüksel’deki gibi zirvelerin düzenlenmesi gibi çerçeve koşulları sağlayabilir.”

Aargauer Zeitung (CH) /

Daha fazla dürüstlük zamanı

Aargauer Zeitung, artık ikiyüzlülük sona erdi, diyor:

“Avrupalılar, yıllarca kendilerini güvende hissettikleri refah devletlerinde rahat yaşamlar sürdüler. Dünyanın kötülüklerine güvenli bir mesafeden tepki gösterirken, müttefikleri ABD’nin güvenlik için daha fazla katkı yapmaları yönündeki çağrılarını görmezden geldiler. Dünyanın en güçlü askeri gücü arkanızdayken, kendi savunma zafiyetleriniz için endişelenmenize mahal olmaz. ... Ancak kendi gücünü inşa etmek, kendi kaderini tayin etmek anlamına gelir. ... Peki, askeri olarak daha güçlü bir Avrupa’nın kendi sesiyle konuşmaya başlaması, Donald Trump yönetimindeki ABD’nin hoşuna gider mi? Elbette ki hayır. Ancak hiç değilse daha az ikiyüzlülük gerektirir.”

444 (HU) /

Bu muhtemelen son vetosuydu

444.hu Viktor Orbán’ın ileride artık işlere bu kadar kolay taş koyamacağını belirtiyor:

“Son zamanlarda Avrupa’da alternatif bir işbirliği yaklaşımı beliriyor ve bu AB zirvesinde Orbán muhtemelen gerçek bir sıkıntı çıkarabileceği son fırsatı yakaladı. ... Avrupa’nın geleceğini belirleyecek temel meselelerde, yeni oluşum [Gönüllüler Koalisyonu] inisiyatifi tam konsensüs gerektiren Avrupa Konseyi’nden devralabilir. Böylece, Orbán’ın veto tehditleri gücünü yitirebilir. Fakat bugünkü AB zirvesinde durum öyle değildi ve Orbán veto hakkını kullanarak gerçek bir hasara sebep oldu.”

TVXS (GR) /

Rusya'yla uzun vadeli işbirliği şart

TVXS web portalı, Avrupa düzeyinde agresif bir silahlanma atılımına gidilmesini eleştiriyor:

“Avrupa yurttaşlarının gerçekten yararına olan tek çözüm, önce Ukrayna’da barışın sağlanması ve akabinde de Rusya’nın Avrupa’daki yeni kolektif güvenlik sistemine entegre edilmesi olur. Bu çözüm de AB liderlerinin planladığı üzere silahlanmayı artırmayı değil, azaltmayı gerektirir. Askeri harcamaların GSYH’nin yüzde üçüne çıkarılmasının -ki bu Trump’ın NATO ülkelerinden istediği yüzde beşten az bile- halktan tepki toplayacak kesintilere ve aşırı sağın daha da yükselmesine yol açacağı gerçeği külliyen gözden kaçırılıyor.”