Gentiloni İtalya'yı düze çıkaracak mı?
İtalyan Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni istifa eden Başbakan Renzi'nin görevini devraldı. Cumhurbaşkanı Mattarella, Gentiloni'yi geçtiğimiz pazar günü başbakanlığa atadı. Yorumcuların öngörüleri, yeni başbakanın tatsız bir erken seçimin de olası olduğu zor bir 2017 yılında İtalya'ya kaptanlık etmesi gerekeceği yönünde.
Yakında Avro karşıtları iktidara gelecek
The Irish Examiner güçsüz bir teknokrat hükümetin İtalya'da reform sürecini başlatamayacağından endişeli:
“Renzi, İtalya'nın Avro Bölgesi'nde uzun vadede varlık gösterebilmesini garantileyecek ve kalkınmayı sağlayacak reformları hayata geçirebilecek AB dostu liderlerin en iyisi, belki de sonuncusuydu. Güçsüz bir teknokratlar hükümetiyle debelenmek, kötü kaderi beklemekten başka bir şey değil. Aşırı sağ Kuzey Ligi ve eski başbakan Silvio Berlusconin'nin Forza İtalia'sı da Avroya karşı oldukları için Avro karşıtı bir hükümetin iktidara gelmesi sadece bir zaman meselesi. Nitekim belki de 2018'de yapılması planlanan ilk seçimlerde bu durum gerçekleşir. Ne var ki, seçimlerin önümüzdeki ilkbahara alınması da olası. İşte o zaman her şey olabilir.”
Yeni seçimlerin tarihi belirsiz
La Stampa için hayati soru, Gentiloni kabinesinin ömrünün ne olacağı:
“Son kullanma tarihine birkaç hafta kalmış yoğurt gibi bir hükümetimiz mi olacak? Yoksa hükümet, parlamentoda yeterli sayıya sahip olduğu sürece devam edecek mi? Bunlar henüz bilinçaltımızdaki sorular olsa da, Gentiloni'nin Renzi'ye tüm sadakatine rağmen bu sorular yakında sesli sorulacak. Bu konu kaçınılmaz bir çelişkiyi barındırıyor, çünkü görevine devam etmek istemeyen bir başbakan tabiatına aykırı davranır. PD genel sekreteri [Renzi] ise, en kısa zamanda seçime gitmek istiyor ve arzu ettiği seçim tarihi, Pentekost yortusuna gelen 4 Haziran Pazar günü. Gentiloni bu kadar çabuk istifa etmeye razı olacak mı? Daha da önemlisi Cumhurbaşkanı Mattarella, mayıs sonunda İtalya başkanlığında yine İtalya'da yapılacak G7 zirvesi öncesi parlamentonun feshedilmesine ve zirvenin seçim kampanyasına girmiş bir ülkede yapılmasına razı olacak mı?”
Renzi zaferle geri dönüşü planlıyor
Süddeutsche Zeitung, İtalya'da Gentiloni'nin başbakanlığa atanmasının, selefi Matteo Renzi'nin zekice bir planı olduğu görüşünde:
“Renzi, daha önce söz verdiği gibi anayasa referandumunda kaybettiği için siyasetten çekilimiyor. İstifasının hemen ardından bir sonraki seçimlere hazırlanmaya başladı bile. Yasama dönemi sonunda yapılması gereken seçim, muhtemelen öne çekilip 2017'de yapılacak. O zamana kadarsa [hükümet binası] Chigi Sarayı'nda, Renzi'yi ne ihtirası ne de karizmasıyla zorlayabilen bir vekil oturuyor olacak. Ancak bunun zaferle dönmek için yeterli olup olmayacağı açık. Renzi'nin genel sekreteri olduğu partisinde hesaplaşmalar yapılmaya başlandı. Kimileri Renzi'yi zaten hiç sevmemişti, kimileri ise sandıktaki mağlubiyetten sonra onu güvence olarak tutuyor. Öte yandan tüm anketler, ülkedeki parti üyesi hiçbir siyasetçinin, Renzi kadar sevilmediğini gösteriyor. Tutarlı davranıp istifa etmesi son günlerde bu oranı daha da arttırdı.”
Geçiş dönemi başbakanı için zor dönem
İtalya'daki kronik hükümet edemezlik hali, El Mundo'ya göre bilhassa bugünlerde büyük dert:
“Gentiloni hata yapmak istemiyorsa, Avrupa'yı etkisi altına alan popülizm dalgası içinden dikkatlice geçmek zorunda. Aksi halde Beş Yıldız Hareketi'nden komedyen Beppe Grillo'nun ve yabancı düşmanı Kuzey Ligi'nin ekmeğine yağ sürer. Güvensizlik ve istikrarsızlık, önümüzdeki iki yıl her şeyin riske girdiği bir AB'nin alameti farikası oldu. Avrupa projesinin üç sacayağı ülkesinde, yani İtalya'daki olası seçim ve Fransa ile Almanya'daki seçimler, Avrupa değerlerini yıkmayı programlarına almış partilerin tehdidi altında.”
Gentiloni Renzi'nin kopyası olmamalı
Corriere della Sera'ya göre, Gentiloni'nin esas görevi, siyasetçilerin vereceği zararları engellemek:
“Gentiloni şimdi (kimilerinin daha şimdiden yakıştırdığı gibi) Renzi'nin bir avatar'ı olmadığını göstermek ve bekleyen sorunları çözmeye yetkin bir hükümet kurmak zorunda. Partiler ve onlardan ayrılan küçük partilerin daha şimdiden dile getirdiği talepler kesin bir dille geri çevrilmeli. Siyasilerin kredi notu zaten yeteri kadar düşükken, bu tabloyu yeni hatalarla daha da kötüye sürüklemenin alemi yok. Seçim yasasını yenileyecek ve ülkeyi yeni bir seçime götürecek hükümetin aldığı parlamento desteğinin, kriz öncesine kıyasla daha büyük olması arzu edilirdi. Ancak muhalefetin, referandum sonuçlarını kendi lehine kullanmaya karar vermesi, bunun olmasını engelledi.”