Merkel-Putin yakınlaşması
Kremlin lideri Putin ve başbakan Merkel Salı günü iki yıllık aradan sonra yeniden bir araya geldi. Soçi'deki buluşmada iki lider de Minsk Anlaşması'nın ve AGİT'in Doğu-Ukrayna'daki izleme misyonunun önemini vurguladı. Kimi köşe yazarları bu ifadelerden bir yakınlaşmanın işaretini almadıklarını söylerken, diğerleri Suriye ve Ukrayna sorunlarının çözülmesi için pragmatik bir yol izlendiğini ifade ediyor.
Soçi'den de çözüm çıkmadı
Polityka gazetesi, Almanya başbakanı ile Rusya devlet başkanı arasındaki buluşma karşısında heyecanlanmıyor:
“Avrupa'nın hükümet başkanları, Rusya'ya karşı tutum konusunda anlaşmaya varmış değil. Kırım'ın Rusya tarafından hukuka aykırı biçimde ilhak edilmesi karşısında uygulanan yaptırımları herkes desteklemiyor. Angela Merkel bu konuda sert bir politika izlenmesini destekleyenler arasında. Soçi'de Putin ile sadece hazirandaki G20 zirvesini konuşmakla kalmayıp Ukrayna, Suriye ve insan hakları ihlallerini, yani Müslüman Çeçenistan'da eşcinsellere uygulanan baskıları da gündeme taşımak istiyordu. ... Bu buluşma hakkında bugüne kadar bildiğimiz, her iki ülkenin de çıkarına olmasına karşın Suriye, Ukrayna ve insan hakları konusunda herhangi bir gelişme sağlanamamış olması.”
Müzakere olanakları tükenmiş değil
Merkel-Putin buluşmasının ardından Alman-Rus ilişkilerinde pragmatizme geri dönüldüğünü belirten Handelsblatt gazetesi bunu doğru bularak, Ukrayna ve Suriye'deki sorunların Rusya'yla uzlaşmadan çözülemeyeceğini söylüyor:
“Merkel Putin'e, Ukrayna'nın Minsk Anlaşması'ndan doğan ve affedilemez biçimde ihmal ettiği sorumluluklarını yerine getirmeye zorlanacağı sözünü vermeli ve bunda inandırıcı olmalı. Avrupa'nın Ukrayna üzerinde etkili olma potansiyeli var, hele de ABD'nin Trump'ın göreve başlamasıyla Ukrayna sorununa mesafeli durmaya başlamasından sonra. Almanya'nın Suriye konusunda nüfuzu daha kısıtlı, ama bunun nedeni Moskova ve Berlin arasındaki karşıtlıklar da olabilir. ... Rusya Suriye'de siyasi geçiş döneminin koşulları belirlenirken Esad'tan vazgeçebileceğini vurguladı her zaman. O halde Merkel'in açıklığa kavuşturması gereken konu, bu yaklaşımın ne kadar doğru olduğu ve Rusya'nın Şam'da bir iktidar değişiminin ardından Suriye'deki askeri üslerinin dışında bir şey isteyip istemeyeceği. ”
Merkel dünya lideri imajını tazeliyor
Letonya'nın Moskova'ya sadık Uyum Merkezi Partisi'nin grup başkanı Jānis Urbanovičs Neatkarīgā için kaleme aldığı yazısında Merkel'in Putin'le buluşmasının öncelikle iç politikayla ilgili olduğunu söylüyor:
“Başbakan Almanları efsunlamayı deniyor. Sadece Alman halkının ve AB'nin değil bütün dünyanın annesi olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. ... Ama kötü çocuklar Trump ve Putin ile ilişkiye geçmeden dünya lideri unvanının hakkını vermek mümkün değil. Merkel işte bu yüzden Soçi'ye gitmek üzerine bavulunu hazırladı. Şu anda pek çok riskli mesele var ve başbakanın temmuz başında Hamburg'ta yapılacak G20 Zirvesi'nde iki süper gücün liderlerinin kendisini ziyaret edeceklerinden emin olması lazım. ... Sonuç ne olursa olsun, Merkel'in Soçi'ye gitmesi büyük güçlerin liderlerinin ulusal ihtiyaçlara dış politikadan daha fazla önem atfettiğini kanıtlıyor. ”