Romanya'da yolsuzlukla mücadelede önemli başarı
Yurttaşların Romanya'da yolsuzluk ile mücadelesi, bugünden yarına olacak bir şey değil. Bu çarşamba günü bir kez daha yüzlerce insan sokaklara döküldü ve bir ara zafer elde etmiş oldu. Senatonun adalet komisyonu, yolsuzluk nedeniyle hüküm giymiş kişilerin de faydalanabileceği bir af yasası tasarısı konusundaki kararını geri çekti. Rumen gazeteciler, yurttaşların bu kararla henüz mücadeleyi kazanmadığı görüşünde.
Parlamento işin peşini bırakmayacak
Parlamentoya güvenmeyenler arasında yer alan Hotnews, insanları daha fazla protesto gösterisi yapmaya çağırıyor:
“Parlamentonun tek bir taktiği var, o da gerçekten istediklerini elde edebilmek için çabasını arttırmak. ... Parlamenterleri bu yasayı gündemden düşürmeye zorlamazsak, tıpkı bu çarşamba adalet komisyonunda olduğu gibi her an yeniden korkunç bir karar alınabilir. Bu parlamento af yasası konusunu iyi niyetli biçimde gerçekleştirmek niyetinde olduğunu hala kanıtlayabilmiş değil. Bilakis, parlamenterler her zaman yaptıkları gibi bir kez daha siyasetçi meslektaşlarını hapisten çıkarma derdinde olduklarını göstermiş oldu. Buna benzer nahoş durumların gerçekleşmesini engellemek içinse mümkün olduğunca çok sayıda insan sokaklara dökülüp gösteriler yapmalı. Aksi halde parlamenterler, çeşitli gündem değiştirme yöntemiyle af planlarını düşündükleri haliyle hayata geçirecek.”
Romanya dışlanma tehlikesiyle karşı karşıya
Romanya yolsuzlukla mücadelede başarısız olacak olursa AB içinde daha da yalıtılmış bir konuma düşecek, diyor Ziare:
“Sosyaldemokratların (PSD) lideri ve Temsilciler Meclisi Başkanı Liviu Dragnea siyasi olarak hayatta kalmaya [ve hakkında süren bir ceza davasından kurtulmaya] çalışsa da başarılı olamayacak. Çünkü Romanya yolsuzlukla mücadele yasalarından vaz geçip bunun sonucu olarak Avrupa Birliği içinde yalıtımdan kaçamaz. Popülist Macar lider Viktor Orbán'ın başına gelene, Brüksel'den gelen baskı karşısında tüm otoritesinin nasıl dökülmeye başladığına bir bakın. Üstelik Macaristan'ın ekonomisi Romanya'dan daha güçlü ve 1990'lı yılların başında Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri için bir demokrasi rol modeliydi. ... Dragnea ve diğerleri iki ateş arasında kalmış durumda, zira Avrupa Birliği fonları olmadan siyasi yaşamlarını bir gün daha sürdüremezler. Ancak hapis cezası korkusuyla hırsızlar diyarını andıran ülkelerini, yasanın egemenliğindeki bir ortama dönüştürmeye de cesaretleri yok.”