Üç Deniz Girişimi yeni uçurumlara mı gebe?
Varşova'da yapılan Üç Deniz Girişimi zirvesinin yıldız konuğu ABD Başkanı Donald Trump'tı. İttifakta Baltık Denizi, Adriyatik ve Karadeniz'e kıyısı olan ve ekonomik işbirliğini derinleştirmek isteyen on iki Orta ve Doğu Avrupa ülkesi yer alıyor. Bölge basınında ittifakla ilgili farklı görüşler yer alıyor.
Eski proje tekrar masada
Gândul, girişimin oluşum ve hedeflerini açıklıyor:
“Polonya Cumhurbaşkanı Duda'nın düşüncesi, iki savaş arası dönemde bağımsız Polonya'nın ilk cumhurbaşkanı Mareşal Józef Piłsudski'nin stratejik projesinin ekonomik yeni versiyonu. Pilsudski, Polonya ve Litvanya'yı birleştirmek ve böylece Rusya ile Almanya'nın genişlemeci hedeflerini engellemek istiyordu. Eski intermarium (iki deniz arası) projesiyle karşılaştırıldığında Üç Deniz Girişimi, Orta Avrupa ülkeleri arasında taşımacılık ve enerji konularında bir tür işbirliğini andırıyor. Çoğu analist, girişimi genişletilmiş bir Vişegrad Grubu olarak yorumluyor. Vişegrad'a üye olmayıp yeni girişime dahil ülkeler Romanya, Ukrayna, Baltık ülkeleri, Finlandiya, İsveç ve Norveç. ... Ancak çoğu AB üyesi ülkenin devlet ve hükümet başkanları girişimi, AB ülkelerinin arasını açacak bir gelişme olarak görüyor.”
Bu iş pahalıya patlayabilir
Geçtiğimiz yıl Hırvatistan'da kurulan Üç-Deniz-Girişimi, katılımcı ülkelere ağır yük oluşturabilir, diyor Novi list:
“Trump cömertçe şu sözleri söyledi: Yakıta gereksinimi olan varsa, hemen söylesin, çünkü ABD'nin devasa bir rezervi var. Dünyanın lider ülkesi ve onun gösterişli başkanının Karadeniz'den Adriyatik'e, oradan da Baltık Denizi'ne uzanan eski sosyalist devletleri desteklemesi ne kadar da güzel. ... Ancak bunun mali yükünü kim üstlenecek? ABD'nin elinde büyük yakıt rezervleri bulunduğu bir sır değil. Ancak ABD gazı, Rusya'dan alınandan birkaç kat daha pahalı. Zayıf ekonomimiz ve kötü yaşam standardımızı bir de ABD'den alınacak pahalı yakıtlarla daha fazla yük altında bırakmamalıyız.”
Doğu ile Batı arasındaki köprü: Macaristan
Hükümete yakın Magyar Hírlap gazetesi, Macaristan'ın Orta Avrupa'da anahtar bir rol üstlenme olasılığından coşkuyla söz ediyor:
“Almanya ile Rusya arasındaki bölge giderek önem kazanmaya başladı. AB nüfusunun yüzde 22'sinin yaşadığı 12 ülke, Birlik içindeki en büyük ekonomik kalkınma rakamlarına sahip. Stratejik öneme sahip bu bölge Berlin-Paris ikilisinin yanı sıra siyasi, ekonomik, altyapı ve savunma politikaları açısından da Avrupa'da yeni bir güç odağı olabilir. ... Bölgesel işbirliğinin motoru hiç kuşku yok ki Vişegrad ülkeleri; Macaristan ise bu grubun başrol oyuncusu. Macaristan cesur, akıllı ve sabırlı olursa, Doğu ile Batı arasında önemli bir köprü ve stratejik bir bağlantı noktası oluşturabilir.”