Brexit faturasında uzlaşma
Brexit kapsamında Britanya'nın AB'ye yapacağı ödemeler yüzünden aylardır süren kavgada uzlaşma sinyalleri. Medya Londra'nın 45-55 milyar avro ödemeye hazır olduğunu bildiriyor. Köşe yazarları Britanya halkının Brexit'in maliyeti hakkında kandırıldığını ve Başbakan May'in kan kaybetmeye devam ettiğini düşünüyor.
Britanyalıların başka şansı yok
The Evening Standard, Britanya'nın AB'ye şimdiye kadarkinden daha fazla katkı payı ödemek zorunda olmasına öfkeli:
“Bugüne kadar en azından dünyanın en büyük pazarına üye olduğumuz için katkı payı ödüyorduk ve AB'nin rotasını belirlerken bizim de söz hakkımız vardı. Şimdi ise AB ile az çok bugünkü hacimde bir ticaret anlaşması yapabilmek umuduyla bu kadar büyük miktarlarda ödeme yapacağız. Başka çaremiz yok, aksi takdirde AB ile uzlaşamayız. Brexit taraftarları AB'den çıktığımızda paramızı alacağımızı ve sağlık sistemine her hafta 350 milyon sterlin aktarabileceğimizi söylüyordu. Oysa bugün biliyoruz ki, bu Britanya siyasi tarihinin en büyük katakullisiydi.”
Bırakın Britanyalılar bir daha sandığa gitsin!
Politiken de 2016'da sandığa giden Britanyalı seçmenin kandırıldığını düşünüyor:
“Brexit taraftarları, AB sözleşmelerinden kurtulduğumuzda, her gün 400 milyon Danimarka kronunun [54 milyon avro] Britanya sağlık sistemine akacağını iddia ederken yalan söylediklerini biliyorduk. Bunu kendileri de kabul etti. Brexit'in ekonomiyi harekete geçirmesinin sadece bir hayal olduğunu da biliyorduk. ... Demek ki bu bir seçim hilesiydi. Britanya seçmeninin kendini aldatılmış hissetmesi için haklı sebepleri var. İşte bu nedenle Britanya'nın AB'den ayrılması hususunda yeni pozisyonlarını belirleyebilmeleri adına ona bir fırsat daha verilmeli: Ayrılma koşulları masaya konsun, ondan sonra bir daha oy kullanılsın. ... Yeni bir referandum, hileli bir seçime dört elle sarılmaktansa, aydınlıkçı demokrasinin kanıtı olur.”
Birinci raundun kazananı Brüksel
La Vanguardia'ya göre, zaten bir darbe yemiş olan Britanya başbakanı ikinci bir darbe daha aldı:
“Britanya hükümetinin Brüksel'in önüne koyduğu faturayı kabul etmekten başka çaresi kalmadı. Oysa Theresa May pek çok kez büyük miktarlar ödemektense müzakere masasından kalkacağını vaad etmişti. Britanya gelecekte kimbilir başka hangi ödünleri vermek zorunda kalacak? Ama şu anda elini attığı her şey geri tepiyor. AB, ayrılmanın bedeli için çok sıkı bir pazarlık yaptı ve Britanya'nın ödeyeceği tazminatın miktarı belli olana kadar gelecekteki ticari ve finansal ilişkiler için müzakere masasına oturmayarak akılcı bir strateji uyguladı. ... Bütün bunlar Downing Street 10 numarada ikamet eden, darbe yemiş kişi için iç açıcı haberler değil. Brexit'in birinci bölümü bitti. Birinci raundun kazananı Brüksel oldu.”