Yeni güvenlik stratejisi: ABD nereye koşuyor?
Donald Trump, pazartesi günü ilk kez hükümetinin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'ni açıkladı. Belgede rakip ve "revizyonist güçler" olarak tanımlanan Rusya ve Çin ile, ABD çıkarlarıyla örtüştüğü sürece işbirliği vurgusu var. Avrupalı yorumcular belgeye kuşkuyla yaklaşıyor.
Eski stratejiye yeni ambalaj
Belge temelde yeni bir şey içermiyor, diyor siyasetbilimci Vladimir Yeveyev, Izvestia gazetesinde:
“Washington dünyanın çok kutupluluğa doğru gittiğini asla ve kata kabul etmek istemiyor. Oysa Beyaz Saray'da da kanaat getirildiği üzere ekonomide Çin'le, askeri alanda ise Rusya'yla çekişme giderek artıyor. ... Trump'un yeni ABD ulusal güvenlik stratejisinde yeni olan hiçbir şey yok. Gerçekte demokrat Obama yönetiminin Rusya ve Çin'i durdurmayı öngören çevreleme [containment] politikasını sürdürüyor. Peki ama bu strateji, küresel sorunları nasıl çözecek ve Amerikalıların güvenliğini nasıl arttıracak? Yeni strateji sorun çözmekten çok ABD için yeni sorunlar getireceğe benziyor.”
ABD kendisini cüceleştiriyor
Frankfurter Rundschau, ABD'nin yeni ulusal güvenlik stratejisini endişe verici bulduğunu belirtiyor:
“Ekonomik ve askeri baskıların Pekin ve Moskova hükümetlerini hizaya getireceğini düşünmek abesle iştigaldir. ... ABD'nin nükleer silah donanımını gözdağı potansiyeli olarak nitelendirmek çok tehlikeli. Trump dünyayı iyi ve kötü diye ayıran Soğuk Savaş döneminden biri gibi. ... Öncüllerini uluslararası işbirliğini gereğinden çok önemsemekle itham etmesi, Başkan Trump'ın ve yandaşları açısından kulağa hoş gelebilir. Ama Paris İklim Sözleşmesi'nden ayrılmak gibi başına buyruk hareketler, ülkeleri her zaman yalnızlaştırmıştır ve öyle de olmaya devam edecektir. Trump yönetimindeki ABD'nin yalnızlaşması da kesindir ve ülke, uzun vadede kendi kendini cüceleştirecektir.”
Strateji sözcüğü sadece kağıt üzerinde
Neue Zürcher Zeitung'a göre, strateji ile Trump'ın yaptıkları son derece çelişkili:
“Belge Rusya'yı, Amerika'nın güvenliğini tehdit eden rekabetçi bir güç, komşu ülkelerde istikrarı bozan ve ABD ile müttefikleri arasına nifak sokan bir ülke olarak tarif ediyor. Bu tarif ABD'de yaygın bir kanıyla örtüşüyor. Oysa Trump'ın kendisi konuşmasında bu konuya sadece kısaca değindi ve bir gün önce Kremlin lideriyle yaptığı iyi görüşmeden övgüyle söz etti. Açıklanan stratejiyle çelişen bir başka nokta da Trump'ın Rus tehdidiyle ilgili henüz bakanlarıyla tek bir görüşme dahi yapmamış olması.”
Ankara için haberler kötü
Karar gazetesine göre ulusal güvenlik strateji belgesi, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini yeniden düzenlemesi gerektiğini gösteriyor:
“Türkiye'nin son dönemdeki stratejik tercihlerinin neredeyse tamamı da hedefe konmuş durumdadır. Suudi Arabistan ve Mısır'ın yeni stratejik ortaklar olarak tanımlanması, Trump yönetiminin bu ortaklığı kağıt üzerinden sahaya yansıtması, yani abartması halinde endişe verici olabilir. Çünkü, bu iki ülkenin bölgeye yönelik yaklaşımları ve tercihleri de Ankara’nın hareket alanını daraltacak özellikler arzediyor. ... Amerika ile açık kalan dosyaları kapatmak önemliyse o zaman Ankara'yı daha yoğun ikili ilişkiler mesaisi bekliyor demektir.”