Asıl sorunlar gözden kaçıyor
Tunus içinde bulunduğu kötü koşulların tek sorumlusu değil, diyor Der Standard:
“Arap dünyasında kadın haklarıyla ilgili atılan örnek adımlar gibi burada da büyük reformlar planlanıyor. Ama bir yandan da insanlar sabırsızlıklarını giderek daha çok gösterdikleri için otoriterlik yasal yavaş geri dönüyor. Pek çok sorun ülkenin kendisiyle ilgili, ama uluslararası toplumun da Tunus'taki duruma katkısı var. Tunus, ABD'nin gözünde terörizmle mücadeleden ibaret. Radikalleşme ile sosyal sorunlar, hayal kırıklıkları, kötü ekonomi ve yolsuzluk arasındaki bağlantı hiç dikkate alınmıyor. Bütün bunlar Mısır'dakine benzer bir karşı devrim özleminin artmasına neden oluyor.”
Sert koşullar yerine gerçek yardım
Financial Times da Batı'nın Tunus'taki demokrasiyi hayatta tutabilmek için daha çok çaba harcaması gerektiğini vurguluyor:
“Devrimin taleplerine yalnızca Tunus hükümeti çekingen yaklaşmadı, durgun ekonomik büyüme nedeniyle yardım istenilen Uluslararası Para Fonu da çekingen davrandı. IMF olağanüstü sosyal adaletsizliğin olduğu ve zor bir siyasal değişimden geçen bu ülkeye yapısal reformlar gibi acı bir reçete yazdı. Tabii ki IMF'nin Tunus'u diğer hastalardan farklı bir şekilde tedavi etmesi beklenemez. Ancak Avrupa ve ABD Tunus'un özel bir durumu olduğunu kabul ediyor, sert teknokratik tepkilerin devrimin taleplerine yanıt olmadığını biliyorlarsa, daha fazla destek vermeleri gerekir.”
Hiçbir parti kamu çıkarını gözetmiyor
Siyasi danışman Hakim El Karoui L'Opinion'daki yazısında Tunus'taki siyasi partilerin halkın sorunlarına duygusal bir ana gibi yaklaştığını ifade ediyor:
“Toplumun geleceği hakkında başarılı bir tartışma yürütemiyorlar. Böylece çıkar grupları kendi servetlerini kurmak için mücadele etmeye başlıyor. Mevkilerini kaybeden maaşları düşük devlet memurları, görevi kötüye kullanmakla suçlanmak korkusuyla karar veremiyorlar. Bu da ülkeyi durma noktasına getiriyor. Bu arada halk büyük bir beklenti içinde, popülistlerse vaat yarışında. ... Tunus'ta siyasi partiler kendi çıkarları yerine kamu refahı için çalışmaya ikna edilemediği takdirde her şeyin yeniden rayına girmesi için yeni kurumlara gereksinim olacaktır.”