Trump şimdi de Çin'le mi kavgaya tutuşacak?
Çelik ve alüminyuma ek gümrük vergisi konulacağını açıklamasının ardından ABD Başkanı Trump, Çin'e karşı ithalat vergisi ve yatırımlarda kısıtlama gibi somut ticari önlemler de planlıyor. Trump bu vergilerle ABD'nin Çin'le ticaretten doğan büyük ticaret açığını azaltmak istiyor. Ancak yorumcular bunun ABD ekonomisine fayda sağlamayacağı görüşünde.
Trump ABD'nin en büyük finansörünü cezalandırıyor
taz'ın Çin muhabiri Felix Lee, Trump Çin'e uyguladığı gümrük vergileriyle kendi kalesine gol attığını ileri sürüyor:
“Çin'in ABD'yle ticaretinde her ihracat fazlası, sermayenin geri akması demek. Basit bir ticaret mantığı bu. Ve somut anlamı şu: Amerika Çin malı alıyor ve Dolarla ödeme yapıyor. Çin bu dolarların büyük çoğunluğuyla yine Amerikan devletinin tahvillerini alıyor ve ABD'ye kredi sağlıyor. Çin ihracat fazlasının büyük bir kısmını Amerikan borçlanma araçlarına yatırıyor. ... Şimdi gümrük vergileri yüzünden ticaret fazlası azalırsa, Trump önemli bir devlet finansman kaynağından olacak. Yani bu arada 20 milyar Doları bulan devlet borcu için çok da küçümsenecek bir şey değil.”
Çin buna boyun eğmez
Çin resmi gazetesi Global Times planlanan gümrük vergilerine kendi tarzında bir tehditle yanıt veriyor:
“ABD ticaret açığını azaltmak istiyorsa, yurttaşlarını daha çok çalışmaya zorlamak zorunda. ... Mağduru oynamak akıllıca olmayacaktır. Trump, seçmenlerinin hoşuna gitsin ve onu yeniden seçsinler diye ülkesi için mümkün olduğunca çok avantaj yakalamaya çalışıyor. Ama hesaplaşmaktan kaçınması gerekiyor. Bir ticaret savaşı başlaması halinde, yeterli gücü olan ülkeler ABD'ye boyun eğmeyecektir. Şimdiye kadar Çin ticaret savaşlarını engellemek için elinden geleni yaptı. Ama buna rağmen bir savaş çıkarsa, yatıştırma politikaları çare olmayacaktır. ... Çin, kimsenin kendisini çiğnemesine izin vermez. ABD'yle savaşmaktan geri durmamak, ona bir ders vermek belki de Çin'in kaderidir.”
Ekonominin yasaları görmezden gelindi
Ekonomist Alfonso Tuor Corriere del Ticino'deki yazısında, krizin kökeninde küreselleşmenin şimdiye dek geçerli olan kuralları yattığını ileri sürüyor:
“Küreselleşme eski sanayi ülkelerinde istihdam piyasalarını altüst etti ve sürdürülmesi imkansız eşitsizlikler yarattı. Ücret ve vergi dampinginde önlenemez bir mekanizma yarattı. ... Buradaki ana hedef hep daha fazla rekabet edebilirlik oldu. Bunun sonucunda da iç pazarlar zararlı çıktı. Bir ülkenin ticaret fazlasının başka bir ülkenin ticaret açığına eşlik etmek zorunda olmadığı göz ardı edildi, ki bu da çözümsüz siyasi ve ekonomik gerginliklere yol açtı.”