Danimarka geri gönderme merkezi kuruyor
Danimarka Başbakanı Lars Lökke Rasmussen, Danimarka'da iltica talepleri kabul edilmeyen göçmenlerin gelecekte yurtdışındaki "pek de çekici olmayan" mülteci kamplarına gönderilmesini planladığını açıkladı. Bu kamplarla ilgili planlar aralarında Avusturya'nın da bulunduğu bazı ülkelerle birlikte gerçekleştirilecek. Bazı köşe yazarları bu gelişmeye alkış tutarken, diğerleri Avrupa iltica politikasının net bir rotaya girdiğini söylüyor.
Ortak bir AB iltica politikası için yeni ivme
Berlingske, Danimarka hükümetinin planlarını, ortak bir AB iltica politikasının çabalarındaki duraksamanın üstesinden gelmek için bir ilk adım olarak görüyor:
“Bu iyi bir haber. AB uzun zamandır iltica sisteminin reformunu müzakere ediyor. ... Ama tüm taraflar mevcut sistemin değişmesi gerektiğini kabul etse de, müzakereler çok zorlu geçiyor. ... Birbirinden çok farklı, çok fazla fikir ortak bir çözüme varmalı. Bu nedenle, Danimarka başbakanının ikili görüşmelerle aktif olması sevindirici. ... Hükümetlerarası bir çözüm, AB çapında bir çözüme ulaşmak için gerekli olan unsur olabilir.”
Kopenhag'ın politikası Avrupa ile uyumlu
Danimarka gibi bir ülke bile yabancılar ve mülteciler politikasında kısıtlamalarla örnek bir rol üstlenebiliyor, diyor Die Welt:
“Üç yıl önce göreve başlayan Rasmussen kabinesi, sadece iltica ve göç hukukunda en az 68 değişikliğe imza attı. ... Danimarka liberal ruhunu mu kaybediyor? Mümkün. Ancak çoğu Danimarkalının algısı farklı. Mevcut mülteci hareketliliğini engellemedikleri sürece, kültürlerini, topraklarını ve güvenliklerini kaybetmekten korkuyorlar. İlerici bir bakış açısından bu yanlış olabilir, üzücüdür, hatta kınanabilir. Ama Danimarkalılar sadece Polonyalılar ve Macarların değil, aynı zamanda Avusturyalılar veya Fransızların da çizgisini izliyor. Belki de Danimarka, Almanya'nın hala görmezden gelmeye çalıştığı, Avrupa'nın dönüşümünü belirliyor.”
Yunanistan'daki gibi küçük cehennemler
Görünüşe göre Yunan hükümeti, Danimarka ve takipçilerine, AB-Türkiye anlaşmasının bir parçası olarak Ege Adaları'nda kurdukları tartışmalı erişim noktaları ile ilham verdi, diyor Kathimerini:
“Reçete basit: Küçük cehennemler inşa et. İnsanlar ayrılamayacakları uzak adalarda, acınacak koşullarda istif edilsin ki, umutsuzluğa kapılarak ülkelerine dönen bazıları tüm akrabalarına Avrupa'nın ne kadar kötü olduğunu anlatsınlar. ... Bir zamanlar Le Pen'in ve bazı popülistlerin meselesi olan yabancı düşmanı göç politikası, şimdi AB ülkelerinin çoğunluğu için kabul edilebilir bir politika oldu. Hatta geleneksel olarak sosyal meselelere karşı duyarlı olan sol hareketi bile zehirliyor.”