AirBnB'ye karşı yapılacaklar
Avrupa'nın pek çok kentinde kiracılar, ev bulamamaktan ve yüksek kiralardan şikayetçi. AirBnB aracılığıyla ucuz tatil evi bulmanın ve kendi evinin bir kısmını kiraya vererek rant sağlamanın perde arkasında bunlar yaşanıyor. Bir zamanların genç ve yenilikçi şirketi, milyarlık bir turizm holdingine dönüştü. Bu aracılık platformuna nerede dur demek lazım?
Kısa süreli kiralama sınırı getirilmeli
The Irish Times, Dublin'de AirBnB üzerinden o kadar çok gayrimenkul kiraya veriliyor ki şehrin yerlileri oturacak ev bulamıyor diyor ve bunun sonuçları olması gerektiğini ekliyor:
“Dublin'de yaklaşık 4.600 konut sadece AirBnB aracılığıyla kısa süreliğine turistlere kiralanıyor. Şimdi kısa kiralama yapanlara muhtarlığa kayıt olmak zorunluluğu getirildiğini ve bütün gayrımenkullerin tatilcilere kiralanacağı sürenin yılda bir ayla sınırlandığını düşünelim. Bu önlemlerle birkaç bin ev ve dairenin uzun süreli kiracılar için boşalacağı kesin. Şehrin yerlileri ve buraya taşınıp yerleşmiş yabancılar için böylesi çok daha uygun olacaktır. Üstelik Dublin'deki fahiş kiraların düşmesine de katkı sağlar.”
Gerekirse komple yasaklanmalı
Aslen iyi bir fikir olsa da, günümüzde dünya çapında suistimal ediliyor, diyor taz gazetesi:
“Aslında balık daha şirketin kuruluş hikayesinde kokmaya başlamış. Airbnb'nin kurucu babaları, salondaki şişme yatağı sadece eğlence olsun diye değil, San Francisco'daki yurtlarının yüksek kirasını finanse etmek için kiralamaya başlamıştı. Ekonomik açıdan doğru olmakla beraber toplum geneli için ölümcül sonuçları var, zira bu yüzden mesken arzının azalması, kaçınılmaz olarak fiyatları arttırıyor. ... Piyasaların bu olağanüstü başarısızlığı nedeniyle devletin sert müdahalelerde bulunması gerekirdi aslında. Cazip kentlerin, taşkın Alman turistlerle dolu Mallorca örneğine dönüşmesi engellenmek isteniyorsa katı bir yasal düzenleme ve oda kiralama sürecinin mutlak denetiminden kaçınmak imkansız. Bunu da personel eksiği nedeniyle yapamayacaksanız tek çıkar yol: Yasaklamak.”