Merkel ile Sánchez'den yeni göç girişimi
Angela Merkel ile İspanyol mevkidaşı Pedro Sánchez, Kuzey Afrika'dan gelen sığınmacılar konusunda daha sıkı işbirliği kararı aldı. Bu karar uyarınca Fas'a sınır kontrolleri için daha fazla maddi kaynak aktarılacak, İspanya ise Almanya'ya gitmeyi başarmış münferit sığınmacıları geri alacak. Berlin ile Madrid yeni bir sığınmacı politikasının start düğmesine basabilir mi?
Güvenilirlik ölmedi
Deutschlandfunk, elle tutulur sonuçlar sağlamasa da buluşmanın yüreklendirici mesajları olduğunu düşünüyor:
“Hayallerin bile sınırı vardır. İspanya'nın kabul ettiği, Merkel'in ise övgüyle söz ettiği mültecilerin iadesi anlaşmasının çok da büyük bir etkisi olmayacaktır. ... Ancak Merkel bunu, Avrupa'nın özellikle eşgüdümlü olarak çalışabilmesi için herkesin kazandığı bir strateji olarak desteklediğini açıkladı. İspanya gibi partnerlerin ortak çözümlere açık olması artı bir puan, hatta belki de güdüleyici bir kuvvet olabilir. ... Avrupa'da tedirginliğin had safhaya ulaştığı bir dönemde bu güvenirliğin altını çizmekte fayda var. Nitekim geçtiğimiz hafta sonu verilen mesaj buydu. Çok kuvvetli olmasa da, sözümona birleşik bir Avrupa'nın oradan oraya sürüklendiği bir dönemde eni konu önemli bir mesaj.”
Yabancı düşmanlığına karşı savaş
La Vanguardia'ya göre, Salzburg'a yapılacak AB zirvesinde Merkel, Macron ve Sánchez azınlıkta kalacak:
“Merkel ve Sánchez, Macron'la birlikte Avrupa'nın pek çok ülkesinde iktidarda olan popülistlere karşı durmak isteyen Avrupalı siyasetçilerin oluşturduğu küçük bir grup. Yabancı düşmanlığıyla mücadele eden ülkeler hala azınlıkta. Bu yüzden bu ülkeleri büyük bir zorluk bekliyor. Bu zorluk, 2018'in ikinci yarısında AB dönem başkanlığını yürüten ve göç konusunda en fazla direnci gösteren ülkelerden olan Avusturya'da 20 Eylülde yapılacak gayri resmi AB zirvesi. Sánchez ve Merkel bu zirvede menşe ve transit ülkelerle göç konusunda işbirliği önerilerini savunacaklar. Ama çok da kolay olmayacak bu.”
Roma da uzlaşmaya hazır olmalı
Diplomat Stefano Stefanini, La Stampa'daki yazısında, artık İtalya da komşularıyla masaya oturmak zorunda, diyor:
“Tıpkı Türkiye'yle yapılan anlaşma gibi, Madrid ile Berlin arasında imzalanan mutabakatın altında da Merkel'in imzası var. Göç konusu, iç siyasette derin sorunlarla ilgili. Brüksel'de masaya yumruğunu indirmek, sadece bir gövde gösterisi. Oyunu kimin kazanacağına aslında başkentlerde karar veriliyor. İtalya için sorunu AB'ye taşımak hiç kuşkusuz çok önemliydi. Ama şimdi işe koyulmak ve Almanya, Fransa ve Avusturya gibi komşu ya da nihai göç hedefi olan ülkelerle müzakerelere başlamak lazım. Müzakere yapıldığı sürece bunların sert geçip geçmemesi çok önemli değil.”