AB'nin tarım sübvansiyonlarında yolsuzluk
New York Times'ın hafta sonu yayınladığı belgeler, AB'nin tarım sübvansiyonlarının Orta Avrupa'daki birçok devletteki yolsuzluk sistemlerini desteklediğini ortaya koydu. Gazetenin haberi, AB üyesi devletlerin ortak tarım politikası için finans kaynaklarının kısılmasını ve uyum politikasını tartıştığı bir zamana denk geldi. Gazeteciler bu suçlamalar karşısında kendi ülkelerinin ne yapması gerektiğini tartışıyor.
Brüksel'den akan paralar nüfuz kazanmaya yarıyor
Sme, sübvansiyon alan AB ülkelerinin bunu en doğal haklarıymış gibi görmesine kızgın:
“Slovak Başbakanı Peter Pellegrini uyum politikasının AB içindeki eşitsizlikleri bertaraf etmeye yaradığını söyledi. Dünyanın nasıl değiştiği göz önüne alındığında, dünyanın en zengin bölgesindeki ülkelerin daha fazla AB parası alması bir öncelik değildir. Uyumluluk politikasının ne kadar 'etkili' olduğunu, %50'nin aşırı uçları seçtiği Thüringen'de gördük. Oysa dünya tarihinde en büyük sübvansiyonlar Doğu Almanya'da verilmiştir. Orbán, Babiš ve Pellegrini'nin bu tür buluşmalar tertiplemesinin tek nedeni olmasa da açık arayla en önemli nedeni, New York Times'ın hafta sonunda haklı olarak ifade ettiği gibi, siyasetçilerin sübvansiyonları siyasi nüfuz kazanmak için kullanmalarıdır.”
Polonya da Orbán'ın hatalarının bedelini ödüyor
Polityka Macaristan'ın ihlallerinin bedelini Polonya'nın ödediğini, bu yüzden bu ülkeyle ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söylüyor:
“Viktor Orbán'ın politikalarıyla bağları koparmak için bir neden de bu. Macar diktatörlerle ilişkilerin avantaj sağlamaması ve bedelini Polonya'nın ödemesi ilk kez rastladığımız bir şey değil. Vişegrad grubu tartışmalarında Budapeşte'nin sesini kısmak her halükarda Orta Avrupa için hayırlı olacaktır. Çünkü Budapeşte'den yükselen bu seste kokuşmuş ve otoriter tınılar var. Tıpkı bir zamanlar Slovenya'da Başbakan Meciar'ın iktidarında olduğu gibi.”
İsveç sadece seyirci kalmamalı
İsveç'in Avrupa Kamu Savcılığı Ofisi'ne (EPPO) katılma zamanı geldi, diyor Expressen:
“AB yolsuzlukla mücadele ederken, İsveç maalesef sadece seyretmekle yetiniyor. Romanyalı Laura Kövesi, kısa bir süre önce AB Başsavcısı olarak atandı. Kövesi'nin görevi AB paralarıyla yapılan yolsuzlukları ortaya çıkarmak. [İsveç'teki] kırmızı-yeşil koalisyon savcılık kurulmadan önce yetkilerin nasıl sulandırıldığını ve parlamentodan İsveç'in savcılığa katılımı aleyhine oy çıkmasını izlemekle yetindi. Öte yandan Polonya ve Macaristan kurumların işlerine katılımı kesin bir dille reddetti. ... AB bütçesine katkıda bulunan İsveç'in AB'deki yolsuzlukla mücadeleye destek olmak istememesi gerçekten de anlaşılır gibi değil.”