İspanya 'sınır dışı' kararında haklı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) perşembe günü verdiği bir karar uyarınca İspanya, kendi sınırları dışında kalan toprakları Melilla ve Ceuta'da sınırı geçen göçmenleri geri göndermeye devam edebilecek. 2013 yılında ifadeleri alınmadan İspanyol polisi tarafından Melilla'dan Fas'a iade edilen iki sığınmacı 'sıcak sınır dışı etme' olarak adlandırılan bu uygulama aleyhine dava açmıştı.
Karar sınır dışı etmeyi kolaylaştırıyor
Süddeutsche Zeitung ise farklı düşünüyor ve kararın, göçmenlerin maruz kaldığı acı gerçekleri görmezden geldiğine inanıyor:
“Şunu özellikle söyleyelim: Burada hayati nedenlerle Avrupa'nın korumasına acilen ihtiyacı olan insanlar söz konusu. Kararın mantığına bakılacak olursa bu insanlara gerçek bir fırsat verilmeli ve durumuyla ilgilenecek güvenilir bir devlet memuruna ulaşabilmeleri sağlanmalı. Ama bunun gerçekleşmesi neredeyse mümkün değil. Devletlerin elinde, mesela Avrupa dışı partnerlerle işbirliği yaparak bu yolu kapamak gibi pek çok imkan var. Strazburg'da alınan karar, mültecilerin geri gönderilmesine yönelik, zaman zaman acımasız bu uygulamayı kolaylaştıracaktır. Bu tür 'geri göndermelerle' Avrupa kendisini, Avrupa'nın korumasına ihtiyaç duyanlardan koruyor.”
Açık bir Avrupa'nın sınırları olmalı
Frankfurter Allgemeine Zeitung kararı makul buluyor:
“Burada söz konusu olan yasak bir toplu sınır dışı etme vakası değil. Sonuçta Mali ve Fildişi Sahili'nden gelen bu iki adam, büyük bir grup içinde ve zor kullanarak kendilerini yasadışı bir duruma soktu. Bazı haklardan istifade edememeleri, sonuçta kendi suçları. Yasadışı yollarla ülkeye girmiş birine de insanca davranmak şart elbette ama Avrupa'ya 'hücumu' da ödüllendiremeyiz. Ülkeye yasal yoldan giriş yapmak ve kabul edilmek mümkün. Avrupa Birliği bir kale değil; bir kuşatma kalesi olarak da varlığını sürdüremez. Açık bir birlik olabilmek için gerçek sınırlara ihtiyaç var.”
Adil bir karar
ABC bu kararı memnuniyetle karşılıyor:
“Aldığı karar tüm AB'yi etkileyecek olan Strazburg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde, kendi rızalarıyla yasadışı alana geçenler, geri çevrilmiş olan sığınmacılardı. ... Sol cephe ve onun kamu huzuruna zararlı insancıllığı tarafından desteklenen ve sınır korumasından sorumlu güvenlik birimlerini karalayan hukuk mücadelesi böylece sona ermiş oldu. ... Kaçak konumundaki Katalonya'nın eski başbakanı Carles Puigdemont'un avukatı Gonzalo Boye'nin davayı AİHM'e taşımış olması bir rastlantı değil. Katalan ayrılıkçıların amacı -ki bunu kendi ağızlarıyla da itiraf ettiler- İspanya'yı yurtdışında, insan haklarına saygısız, Frankoculuğun yaygınlaştığı baskıcı bir ülke olarak göstermek.”