Altın Şafak kararı: Yunanistan rahat nefes alabilecek mi?
Neo Nazi Altın Şafak partisinin 30'u aşkın üyesi geçtiğimiz hafta hapis cezası aldı. Aralarında parti başkanı Nikos Michaloliakos (13 yıl) ve 2013'te rapçi Pavlos Fyssas'ı öldüren partili (müebbet) de var. Beş yıl süren dev bir davanın ardından Altın Şafak Partisinin suç örgütü olduğuna karar verilmişti.
Kökeni çok eskilerde
Düşünce kuruluşu Adastra'dan Anatoliy Maksimov 24tv.ua'daki yazısında, Altın Şafak'ın mahkumiyeti aşırı sağcıları yeryüzünden silmeyecek, diyor:
“Bazı eski üyeler Ulusal Halk Bilinci [Ethnikí Laïkí Syneídisi] gibi siyasi projeler kuruyor. ... 2017'de Charlottesville'de (ABD) yapılan aşırı sağ UniteTheRight [Sağı Birleştir] gösterilerini düzenleyenler, Yunanistan'daki dostlarından esinlendiklerini söylemişlerdi. Özellikle acı veren de, bütün bunların İkinci Dünya Savaşında Nazilerin yarattığı ağır travmayı yaşayan, sloganı 'Bir Daha Asla' olan bir AB ülkesinde olması. Bir başka ilginç nokta da, Britanya birliklerinin Yunanistan'ın kurtuluşundan sonra iktidarı Hitler'e karşı mücadelede öncü olan solcu 'partizanlara' değil, sağcı güçlere devretmiş olması.”
Yunan demokrasisi sınavı geçti
Frankfurter Allgemeine Zeitung, Yunan demokrasisini övüyor:
“Partinin 2012'de Atina parlamentosuna girmesi, hatta 2015'te parlamentodaki en güçlü üçüncü parti olması korkutucuydu. Ama Yunanistan'ın demokratik parti sistemi -ve başta tereddüt etmesine rağmen- yargı da- kararlı davrandı. Partiler [Altın Şafak'ı] tutarlı bir şekilde dışlamak konusunda anlaştı. Yargının çarkları 2015'te dönmeye başladı. 'Altın Şafak'a karşı yürütülen davada, kendilerine vatanın savunucusu payesini biçenlerin aslında kendi aralarında kavgalı, paragöz şaklabanlar olduğu ortaya çıktı ve seçmen de bunu gördü. Yunanistan demokrasisi, 'Altın Şafak'ın dayattığı sınavı geçti.”
Başkaları da suçluydu
Muhafazakarlar ve sosyalistler de suçsuz değil bu konuda, diyor Avvenire:
“Dev bir kitle, her partiden binlerce insan, bu kararı, özgürleştiren bir temizlik gibiymişçesine kutladı. Şaşırtıcı değil bu. Chrysi Avgi (Yeni Şafak Partisi) herkes için bir günah keçisi. Nazi yabancı düşmanlarıyla bağlantılı olmayan, dolaylı olarak bütün siyasi grupların, ama özellikle en önemli iki siyasi partinin, 10 yıllık kriz boyunca güç elde etmek için mücadele eden Yeni Demokrasi ve Syriza partilerinin yaptıkları hataların günah keçisi oldu. Altın Şafak'ın varlığının ve suç işlemesinin nedenleri arasında iki partinin yaptığı hatalar da yer alıyor.”
Adaletin 'A'sı yok
Blog yazarı Pitsirikos'a göre gerçek suçlular yine paçayı kurtardı:
“Kimileri adaletin tesis edildiğini, adaletin kazandığını söylüyor. Ama ülke iflas etmeden Altın Şafak diye bir parti yoktu [partinin henüz güç kazanmadığı kastediliyor]. 2010'da Yunanistan'ın sorunu faşizm değil, ülkenin iflasıydı. Adalet, ülkeyi iflasa sürükleyenlerden hesap sorarak tesis edilmeli; oysa bu hiç yapılmadı. ... Altın Şafak ülkenin bütün 'kurumları' için çok faydalı bir parti. ... Sistem ne yapacak şimdi? Yeni bir Altın Şafak bulacak. Daha modern, daha az kabadayılı, daha çok takım elbiseli. ... Yeni Altın Şafak'ın yeni kurbanlarına gösterilecek adaleti kutlamak üzere on yıl sonra mahkemede görüşürüz.”
Neo Nazi partinin yeşerdiği topraklar yerinde duruyor
Mahkeme kararı Nazi partisi için ölümcül bir darbeydi, diyor NRC Handelsblad:
“Ancak partiyi besleyen topraklar yok olmuş değil. 2019 seçimlerinin ardından yeni bir aşırı sağ parti parlamentoya girdi. Helen Çözümü Partisi (oyların yüzde 3,7'sini alarak) parlamentoda on sandalyeye sahip oldu. İktidara sağ muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi geldi. Altın Şafak'ın yabancı düşmanı söylemlerini kısmen devraldı, bazen şiddete de başvurarak, Yunanistan sınırlarından girmeye çalışan göçmenleri sınır dışı etti. Altın Şafak'ın çökmesine rağmen Yunanistan'da geçtiğimiz yıllarda aşırı sağ şiddet tekrar artmaya başladı.”