İspanya'da yargıçlar kurulu 1000 gündür engelleniyor

İspanya'da (önemli yargı atamalarından sorumlu) Yargıçlar Yüksek Kurulu neredeyse üç yıldır vekaleten işlerini yürütüyor. Bunun sebebi kurulun görev süresinin sonunda parlamentoda yeni atamaların yapılabilmesi için gerekli beşte üçlük bir çoğunluğun sağlanamamış olması. Muhafazakar muhalefet lideri Pablo Casado'nun, sol hükümetin uzlaşma konusunda umutlanmaması gerektiği mesajını vermesi ülke basınını rahatsız ediyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
eldiario.es (ES) /

Muhafazakarla iktidara dört elle sarılıyor

eldiario.es'in genel yayın yönetmeni Ignacia Escolar, Halk Partisi PP lideri Pablo Casado'nun uzlaşmayı neden bu kadar net bir şekilde geri çevirdiğinin nedenini tahmin etmenin kolay olduğunu söylüyor:

“Anayasa bu konuda çok açık ve herhangi bir yoruma yer bırakmıyor. Yargıçlar Yüksek Kurulu'nun görev süresi beş yıl. Tam olarak beş. Bunun ardından yargıçlar üst kurulunun, kongre ve senatoda beşte üçlük bir çoğunlukla yenilenmesi gerekiyor. Sol, seçimi kaybettiğinde genellikle herhangi bir sorun yaşanmaz. Ama PP kaybeder ve iktidarı teslim etmek zorunda kaldığında bu iş hiçbir zaman yürümez. ... PP'nin 186 koltuğa sahip olduğu 2013'te seçilen yargıçlar kurulunun görev süresi dolalı 3 yıl oldu. Şimdi partinin koltuk sayısı sadece 90. Bu nedenle muhafazakarlar yenilemeye karşı çıkıyor.”

ABC (ES) /

İki taraftan da red

Mevcut düzenleme 1985 yılında sosyalist bir hükümet tarafından getirildiği için ABC kabahati tek tarafta görmüyor:

“Halk Partisi müzakereye yanaşmıyor, Perdo Sánchez ise kurul üyelerinin büyük kısmının bizzat yargıçlar tarafından seçilmesi yönündeki AB tavsiyesini uygulamamakta ısrarcı. ... Yargıçların kendi temsilcilerini doğrudan seçtikleri sisteme geri dönmek mantıklı olacaktır. Ancak burada sosyalistler -ideolojiden ve sınıfçı bir düşünceden doğduğu belli, zayıf bir argüman olan- yargının DNA'sı itibariyle ağırlıklı olarak muhafazakar olduğu ve solun bu yolla yargı kuvvetini asla kendi tarafına çekemeyeceğini ileri sürerek bu tavsiyeye karşı çıkıyor. Tüm bunların sonucunda müzakereler sıkışmış gözüküyor. Ufukta herhangi bir çözüm ihtimali de bulunmuyor.”