AB Dışişleri Bakanları Buluşması: Moskova'ya karşı birleştiler mi?
G7 ülkeleri ve AB dışişleri bakanları, pazar ve pazartesi günleri gerçekleşen buluşmada Ukrayna krizi konusunda birlik görüntüsü verdi. Almanya’nın yeni Dışişleri Bakanı Baerbock, Rus askerlerinin Ukrayna sınırını geçmesinin “ağır diplomatik ve ekonomik sonuçları” olacağını söyledi. Yorumcular, Batı’nın izleyeceği en makul yolun ne olabileceğini tartışmaya devam ediyor.
Şimdi Putin'e bir alan açılmalı
Die Presse, Batı’nın Ukrayna’dan vazgeçmeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu belirtiyor:
“Belki de Putin, ABD, AB ve Büyük Britanya Korona, göç ve Brexit’in sonuçları gibi iç gerilimlerle çok meşgul olduğundan, ufak bir savaş tehdidiyle böylesine bir taviz kazanabileceğini sanıyordu. Belki de Berlin’de Sosyal Demokratlar'ın [SPD] dahliyle kurulacak yeni bir hükümetin, partinin geçmişteki doğuda NATO’dan arındırılmış tarafsız bir tampon bölge kurma planlarını canlandıracağını umuyordu. Ama şimdilik işler bu yönde ilerlemiyor. Batı, böyle bir durumda zayıflık göstermenin ölümcül olacağını anladı. ... Bir sonraki [meydan okuma] daha zor olacak: Zira bu tehlikeli çatışmayı hızlı bir şekilde ve bütünüyle ortadan kaldırmak istiyorsanız, Vladimir Putin’in itibarını kurtarması için ona bir alan açmanız gerekir.”
Kapsamlı yaptırımlar işe yarayabilir
Doğu Avrupa uzmanı Andreas Umland, Neue Zürcher Zeitung’da Moskova’ya fazla yumuşak davranıldığı uyarısında bulunuyor:
“Kimileri ... yaptırımların uygulanmayacağını ve/veya yeterince etkili olmayacağını öngörüyor. Bu varsayım bizi yine Batı’nın Kiev üzerinde kuracağı baskının hâlihazırdaki çıkmazdan kurtulmanın tek yolu olduğu sonucuna götürür. ... Öte yandan, Rusya’ya yönelik ticari ve başka alanlardaki kısıtlamaların, örneğin Kuzey Kore veya İran’dakinden daha etkili olabileceğine dair göstergeler de var. ... Bugüne kadar, Batı ile Rusya’nın farklı ekonomik sektörleri arasında gerçekleştirilen mübadelenin daha da büyük bir kısmının aynı anda kısıtlanması için bir girişimde bulunulmamıştı.”
Baskıyı artırarak alternatifler planlamalı
ABD’li diplomat ve Ukrayna’yla ilişkilerden sorumlu eski elçi Kurt Volker, La Repubblica’da konuk yazar olarak kaleme aldığı yazısında Rusya’ya karşı fazla agresif bir ton kullanılmaması uyarısında bulunuyor:
“NATO’nun Ukrayna’da askeri bir yanıt verme ihtimalinin çok yüksek olması, NATO’nun kaçınmaya çalıştığı Rus saldırganlığını aynı ölçüde kışkırtabilir. ABD ve Avrupalı müttefiklerinin atacağı bir sonraki adım, Moskova’nın askeri bir saldırı başlatması durumunda Rusya’ya karşı uygulanacak ciddi yaptırımlar üzerine düşünüp, bunları hazır hale getirmek ve Rusya'nın gaz arzını azaltması ihtimaline karşı Avrupa’ya (Ukrayna'yı da dahil ederek Slovakya üzerinden) gaz arzına yönelik alternatif planlar geliştirmek olmalı. Önümüzdeki üç ila dört ayı atlatabilmek hayli kritik.”
Almanya'nın tutumu Batı'nın elini zayıflatıyor
Rzeczpospolita, Ukrayna'ya savunma silahları teslimatına yönelik Almanya'nın takındığı olumsuz tutumu eleştiriyor:
“Almanya'nın engelleme politikası, Batı'nın Ukrayna konusunda bölündüğü izlenimini yaratıyor. Bir yanda Britanyalı şahinler, diğer yanda Alman güvercinler var. Bunlar, Vladimir Putin'in zayıf komşularını bastırmak için tekrar tekrar kullandığı farklılıklar. ... Putin muhtemelen Ukrayna'yı işgal edip etmeyeceğine henüz karar vermedi. Ancak bu ihtimali gözden çıkarmıyor ve bütün kartları elinde tutuyor. Oyunun bu aşamasında Batı da elindeki kozları kaçırmamalı.”