Avro bölgesinin ABD'den farkı Putin faktörü
De Tijd, ABD’de enflasyon düşse de Avrupa’nın erken sevinmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor:
“Enflasyonun yalnızca yükselmeyip aksine düşebiliyor olması iyi bir haber. Avrupa’daki aileler, şirketler ve hükümetler de bunu sabırsızlıkla bekliyor. Ancak Avrupa, şu anda ABD’de olup bitenlerden kendisine fazla pay çıkarmamalı. Enflasyonun dinamikleri burada farklı. Avrupa’da enflasyon, büyük ölçüde Ukrayna’daki savaşın doğrudan sonucu olan yüksek enerji ve gıda fiyatlarının etkisiyle ABD’de olduğundan çok daha fazla körükleniyor. Dolayısıyla, Avrupa’daki enflasyon canavarının ateş püskürtmeye devam edip etmeyeceği daha ziyade Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e bağlı.”
On yıldır sürdürülen yanlış para politikası
Girişimci André Alvim ve finans profesörü José Miguel Pinto dos Santos, Observador’da savaşın sebep değil yalnızca tetikleyici olduğunu öne sürüyor:
“Avrupa’da bugün yaşanan enflasyonun asli sebebi, son on yılda ECB’nin uyguladığı para politikasıdır. Savaşla ilgili sorunlar bunu tetiklemiş olabilir, ancak Rus işgali gerçekleşmeseydi bile yavaş yavaş baş gösteren enflasyon krizi, er ya da geç başka bir sebepten ötürü hız kazanırdı. Geçmişte bu kadar ihmalkâr bir para politikası izlenmiş olmasaydı, tedarik zinciri ve hammadde piyasasında bugün yaşanan sorunlardan kaynaklı fiyat artışları enflasyona dönüşmez, tek seferlik ve tersine çevrilebilir olurdu.”
Spekülasyonlar gıda fiyatlarını yukarı çekiyor
GRAIN sivil toplum kuruluşu, Le Courrier’de gıda fiyatlarındaki artışa arz kıtlığının değil, borsadaki spekülasyonların neden olduğunu belirtiyor:
“Yatırımcılar, hisse senedi fonları satın alarak temel gıda maddelerinin gelecekteki fiyatlarına ilişkin bahse tutuşuyor. Bu da güncel fiyatları etkiliyor. Bu hakikat iyi belgelenmiş durumda ve hükümetler tarafından biliniyor. 2007/2008 gıda ve finans krizi esnasında yaşananlara da benziyor. Sorun, finans sektörünün kendisinin ABD ve Avrupa gibi etkili piyasalarda bu fonlara düzenleme getirilmesi çabalarını sabote etmesi. Bu tür gıda spekülasyonları bugün özellikle de Çin borsalarında görülebilir.”
Büyümenin olmaması en büyük sorun
Documento’ya göre Yunanistan bu yıl turizmden hatırı sayılır bir gelir elde edecek olsa bile ülkenin durumu halen pek parlak değil:
“Ekonomi aynı anda hem enflasyon, açık ve kamu borcunda yükselişten, hem de verimlilik ve avro bölgesi ortalamasına kıyasla yurttaşların satın alma gücünde ciddi bir düşüşten mustarip. En büyük sorun ise, yüksek teknolojiye yönelik gerçek anlamda üretken yatırımların eksik olması ve nüfusun yaşlanması dolayısıyla büyüme potansiyelinin düşük kalması. Bir diğer ciddi sorun da bir yandan hükümetin kararları, diğer yandan da yükselen enflasyon yüzünden gelir dağılımındaki eşitsizliğin artması.”
Sübvansiyonlar mucize silahlar değiller
Malta, yüzde 6,5’lik oranla temmuz ayında AB’de en düşük enflasyona sahip ülke oldu. The Times of Malta yine de hükümete stratejisini değiştirme tavsiyesinde bulunuyor:
“Hükümet, aileleri ve işletmeleri artan yakıt, enerji ve gıda fiyatlarının doğrudan etkilerinden korumak için bu temel ürünlerin ithalatını sübvanse ederek doğru olanı yaptı. Ancak sübvansiyonlar mucize silahlar değiller. Artık enflasyonu kontrol altına almak için hedefe yönelik taktikler uygulamanın vakti geldi. Örneğin, vergi disiplinini fazla uzun süreler riske atmadan yardıma muhtaç haneler desteklenebilir.”