Belarus protestolarının üzerinden iki yıl geçti
Belarus’ta muhalefete ve uluslararası gözlemcilere göre Svetlana Tikhanovskaya’nın kazanmış olması gerekirken, uzun süredir iktidar koltuğunda oturan Lukaşenka’nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinin galibi olduğunun ilan edilmesi üzerinden iki yıl geçti. Seçimlerin ardından patlak veren kitlesel protestolar şiddetle bastırıldı ve Lukaşenka ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Avrupa basını, geçen iki yılı değerlendiriyor.
Solidarność'un izinde
Krytyka Polityczna, demokrasi hareketinin doğru yolda ilerlediğine inanıyor:
“Belarus toplumu 2020’ye damgasını vurdu, uzun vadeli direniş nasıl yapılır öğretti, özgür medya kuruluşları ve her zaman büyük destek sunan güçlü bir diaspora yarattı. Şimdi de Belaruslular belki de tarihlerinde ilk kez ellerine silah alıyor. Cesaretleri ve savaş alanındaki başarılarıyla şimdiden efsane haline gelen birden fazla Belarus taburu Ukrayna’da savaşıyor. ... 2020’de Belarus muhalefetinin hiçbir şeyi yoktu. ... Bugün de hiç şansları yokmuş gibi görünüyor. Tıpkı Polonya’nın 1983’te Solidarność [Lech Walesa önderliğinde kurulan komünizm karşıtı işçi sendikası] dağıldıktan sonra hiç şansı kalmamış gözükmesi gibi. Değişimin gerçekleşmesi yıllar almış, ama bu eninde sonunda olmuştu. Belaruslular da aynı yolda ilerliyor.”
Baskı galip geldi
Umutlar boşa çıktı, diyor LRT üzüntüyle:
“İki yıldır süren baskı, Belarusluların demokratikleşme ve Batı’dan yardım görme beklentilerini kökünden değiştirdi. Geride kalan iki yıla rağmen, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafından geliştirilen özel mekanizma maalesef hiçbir somut netice doğurmadı. ... Protestoculara karşı kazanılan zaferler, kolluk kuvvetlerini sivil toplum üzerindeki baskılarını iki katına çıkarmaya cesaretlendirdi. Protestocular ve aileleri tutuklandı, dövüldü, sorgulandı, iftiraya ve zulme uğradı, evleri arandı, yüzlercesi para cezasına çarptırıldı, gözaltına alındı ve suç isnadıyla karşı karşıya kaldı. Kaçabilen kim varsa ülkeden ayrıldı.”
Muhalefet desteklenmeli
Dagens Nyheter, özgürlük mücadelesinin AB’den daha fazla dayanışma görmeyi hak ettiğini söylüyor:
“Ukrayna için daha fazlasını yapabileceğimiz gibi, onlar için de elimizden daha fazlası gelebilir. Yardımımıza ihtiyaçları var. Kimi tedbirler daha basittir, örneğin AB’nin Belarus’taki durumu düzenli olarak değerlendirmesi gibi. Kimileri ise daha zor, mesela Rus doğalgazının aşamalı olarak tamamen bırakılması gibi - bizi zor zamanların bekleyeceğini bilsek bile, çünkü genelde safça davrandığımız bir alan varsa o da dış politika. Fakat, Rusya ve Belarus’taki terör rejimlerinin neler yapabileceğini şimdi değilse ne zaman anlayacağız?”