Kısmi seferberlik ilanı: Şimdi ne olacak?
Devlet Başkanı Vladimir Putin’in nükleer silah tehditleriyle birlikte Rus silahlı kuvvetlerinde kısmi seferberlik ilan etmesi, Ukrayna’ya yönelik savaşta şiddetin daha da tırmanması ve daha fazla acılar çekilmesi endişelerini büyütüyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Putin’in nükleer savaşın bir kazananı olmayacağını ve bu yüzden de başlatılmaması gerektiğini bildiğini söyledi. Yorumcular, Rusya’nın zayıfladığını düşünüyor.
Başarısızlığın itirafı
Devlete bağlı Stratejik İletişim Merkezi’nin Ukrinform’da yayınlanan bir yazısında, kısmi seferberliğin Rusya’nın yenilgisini ancak geciktirebileceği öne sürülüyor:
“rusya’nın [orijinalinde küçük yazılmış] Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş, kremlin’in kontrolünden çoktandır çıkmış durumda. Saldırgan devleti bir yenilginin beklediği görülüyor. Seferberlik ilan eden kremlin, bununla belli ki zamana oynamak ve bu zamanı Ukrayna’ya ve dünyaya nükleer silahlarla şantaj yapmak ve korku salmak için kullanarak, kendi cephesini yıkımdan kurtarmak istiyor. Savaş suçluları putin ve Şoygu’a bahsi yükseltmekten başka yapacak bir şey kalmıyor. En başta da kendilerinin hayatta kalabilmesi için savaşıyorlar.”
Kaybedilmiş bir savaş uğruna yem edilenler
Navalnıy’ın dava arkadaşı Leonid Volkov, Facebook’ta yedek askerleri çağırmanın anlamsızlığına vurgu yapıyor:
“Askeri bakımdan, seferberlik umutların tükendiği çok geç bir vakitte geldi ve kaybedilen savaşta bir şeyleri değiştirmeyecek. Seferberlik, muazzam ölçekte bir lojistik operasyon demektir. ... Savaşla geçen yedi ay boyunca, Rus ordusu çok daha küçük ölçekli lojistik operasyonların bile üstesinden gelemediğini defalarca kanıtladı. Yedek askerleri bulmada, konuşlandırmada, beslemede, eğitmede ve bir şekilde silahlandırmada başarılı olunacağını varsaysak bile, bunların savaşmaya hazır olması en erken birkaç ay alır. ... Ancak pek de bir işe yaramazlar. Putin askerleri gerçekten de cephede ‘yem olmaya’ gönderiyor.”
Eksik olan yalnızca askerin morali değil
Népszava, Putin’in hayal âleminde yaşadığını düşünüyor:
“Rusya’nın [işgal altındaki] bu bölgeleri uzun -ve hatta orta- vadede referandumlarla ya da genel veya kısmi seferberliklerle elinde tutması mümkün değil. Putin’in savaşında, patlak verdiği andan itibaren bir dizi inanılmaz hata yapıldı ve Putin yanlışlarından ders çıkarmıyor. Kendi yarattığı hayal âleminde yaşamaya devam ediyor. Savaşta başarıya ulaşmanın cephe gerisinden gelecek desteğe, ikmalin sürmesine ve ordunun moraline bağlı olduğunu bilmek için büyük bir stratejist olmaya gerek yok. Putin’de eksik olan ise tam da bu üç şey.”
Ukrayna daha fazla acı çekecek
Polityka, yıkımın devam edeceğini söylüyor:
“Nihayetinde seferberlik ilanı, Rusya'nın savaş tarihinin bir teyididir: Teknolojik veya ekonomik üstünlükle kazanılamıyorsa, niteliğin yerine niceliği geçirecek kitleler seferber edilir. Bu da savaşın uzaması ve daha fazla kayıplar verilmesi, ancak aynı zamanda Ukrayna'nın daha fazla acılar çekmesi anlamına geliyor. Söz konusu Rus kitleleri, ölmeye giden eğitimsiz piyonlar olabilirler, fakat yine de Ukrayna topraklarında savaşacakları ve Ukrayna'yı yok edecekleri unutulmamalı.”
Baskı beklenmedik yerden geldi
Avvenire, Putin'in uluslararası desteğini giderek kaybettiğini yazıyor:
“Rusya'da ilan edilen seferberliğin esas nedeni belki de başka bir yerde, daha uzaklarda aranmalı. Putin yakın zamana kadar, uluslararası arenada Rusya karşıtı ekonomik yaptırımlara uymayan ve böylece Batı'nın ekonomik kuşatmasına dayanmasını sağlayan pek çok ülke sayesinde başarılı bir strateji geliştirdiğine inanıyordu. Diğer bir deyişle: Putin'i bu adımı atmaya iten şey düşman ülkelerin eylemleri değil, dost olan ya da düşman olmayan ülkelerden gelen baskı. Bu da Semerkant'taki ŞİÖ (Şanghay İşbirliği Örgütü) zirvesi sırasında netlik kazanmış durumda.”
Ukrayna’dan elinizi çekin!
Batı’nın gözü artık hiçbir şeyden korkmamalı, diyor De Volkskrant:
“Putin’in nükleer tehditlerle bezenmiş caniyane ve ölümcül hırsları, müttefiklerin iradesini kırmamalı. ... Nükleer silah şantajına boyun eğilmesi, daha ziyade direncin kırılmasına yol açar. ... Dolayısıyla Batı, Putin’in sözlerinden korkmamalı ve aksine, Kiev’in aylardır istediği tank ve savaş uçakları da dahil olmak üzere ağır teçhizat göndermeli. Putin Ukrayna’nın daha fazla parçalanacağını ilan ederken, buna verilecek tek bir yanıt olabilir: Ukrayna’dan elinizi çekin!”
Yeni bir ikilem kapıda
Frankfurter Allgemeine Zeitung, çatışmada yeni bir tırmanma evresine geçilmesinden endişe duyuyor:
“'Oylamaların' sonucu hakkında hayallere kapılmamalı. Kritik soru, Kiev ve ortaklarının nasıl tepki vereceği olacak. Bu zamana kadar Batı ve özellikle Washington, Ukraynalıların Rus topraklarına saldırmasını önlemek uğruna elinden geleni yaptı. Bu, silah sevkıyatları için önemli bir kriterdi. ... Putin, sınırları değiştirerek Batı'yı zor bir seçimle karşı karşıya bırakıyor: Mevcut politikanın sürdürülmesi, Putin'in toprak kazanımlarını kabul etmek anlamına gelecek. ... Bu politikadan vazgeçilmesi, çatışmada bir tırmanma evresine geçilmesine yol açacak ve bundan kaçınmayı uman yalnızca Alman hükümeti değil.”
Nükleer silah kullanılması ihtimali artıyor
La Stampa uyarıyor:
“Putin’in masaya oturma ve barış için olmasa da en azından ateşkes için müzakerede bulunma niyeti yok. Bunun yerine, çatışmayı askeri ve siyasi bakımdan tırmandırmayı seçiyor. İlhak, bu konuda belirleyici bir unsur olacak. Birincisi, Putin hem Rusların büyük çoğunluğunun hem de işgal altındaki topraklardaki ve Rusya’daki savaş bölgelerinde yaşayanların milli ve Slavofil duygularına hitap ediyor. ... İkincisi, Donbas’ın alelacele ‘kutsal' Rusya’ya dahil edilmesiyle, yeni oluşan toprak bütünlüğünün konvansiyonel olsun ya da olmasın her tür askeri silahla savunulması söz konusu olacak. ... Nükleer silahların kullanılabileceği ne zamandır ima edilip duruyordu.”
Çaresizlik yüzünden tırmandırılan çatışma
SRF, bunun her iki taraf için de öngörülemez sonuçları olmasından endişeleniyor:
“Çaresizlik içinde başvurulan bir taktik bu, çünkü Rusların ve Putin’in seçenekleri bitmek üzere. ... Referandum ilanı Rusya için ... ağır sonuçlar doğurabilecek, acımasızca bir karar. Putin, bölgeleri Rus topraklarına katacak kadar ileri giderse, uluslararası toplum bunu tanımaz. Böyle bir adım Rusya’yı yıllar içinde iyice dibe çeker, Batı’yla ekonomik ilişkilere ciddi zararlar verir ve ülkenin bütün askeri kaynaklarını tüketir.”
Genel seferberlik için bahane
Jutarnji list şu tahminde bulunuyor:
“Neden alelacele bu bölgelerin Rusya'ya bağlandığı ilan edilmek isteniyor? Birincisi, sahada işler umulduğu gibi gitmiyor; ikincisi ve belki daha da önemlisi, bu bölgelerde gerçekleşen çatışmalar 'Ukrayna'nın doğrudan Rus topraklarına saldırısı' olarak nitelendirilebilir. Belki de Putin'in 'Rus topraklarına ve halkına yönelik tehdit' nedeniyle genel seferberlik ilan etmesi için gereken budur. Rusya'nın daha savaş başlamadan işgal altındaki topraklarda yaşayanlara Rus vatandaşlığı verdiğini ve [halihazırda] aceleyle Rus pasaportları dağıtıldığı unutulmamalı.”
Sahtekârlıktan ibaret
Hukukçu Yelena Lukyanova, Novaya Gazeta Europe’da referandumların hukuki dayanağının olmadığı değerlendirmesinde bulunuyor:
“İlan edildikten üç gün sonra referandum gerçekleştirmek ve üç gün boyunca da oy kullanılmasına izin vermek nasıl mümkün olabiliyor? Kendi kontrolleri altındaki topraklarda referandum düzenlenirken Ukraynalı birliklerin ya da yabancı gözlemcilerin statüsü ne olacak? Temel ilkeyi hatırlayalım: Sahte devlet teşekküllerinin hükmü altında ve savaş dolayısıyla uygulanan sıkıyönetim koşullarında hiçbir zaman ve hiçbir yerde referandum yapılamaz. Bu yüzden herkesin bilmesi gerekir ki, bu referandumlarla ilgili her şey bir sahtekârlıktan ibaret. Referandumların bir diğer amacı da olan bitene meşruiyet kazandırmak. Ama sahtekârlıklarla hiçbir şeyi meşrulaştıramazsınız.”