Yunanistan göçmenleri tekneye bindirip kaderine terk etmiş
New York Times, Yunan Sahil Güvenliği’nin sığınmacıları geri ittiğini gösteren bir video yayınladı. Bir insani yardım görevlisinin gönderdiği görüntüler, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu sığınmacıların kıyıdan denize götürülerek bir tekneye bindirildiğini gösteriyor. Peki bu görüntüler Yunanistan ve Avrupa’ya dair ne söylüyor?
Yeni ve şüpheye yer bırakmayan bir kanıt
Infowar web portalı, Yunan hükümetinin yalanlarının üzerinin artık örtülemeyeceği görüşünde:
“Gazeteciler, Kiriakos Miçotakis’in yakınlarda Midilli’de yaptığı bir konuşmada, hükümetinin ‘sert ama adil’ göçmenlik politikasını savunarak ‘kaçak göçmen’ sayısını nasıl yüzde 90 azaltmakla övündüğünü yorumluyor. Gazetecilik ifşaatları, sivil toplum kuruluşları ve AB kurumlarının yayınladığı görüntüler ve bir de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı, bu sonuca giden yolun uluslararası hukukun, Yunanistan hukukunun ve Avrupa hukukunun ihlal edilmesinden geçtiğini ne zamandır gösteriyor. New York Times’ın haberi, Yunan hükümetinin geri itme uygulandığını reddederken yalan söylediğinin yeni ve şüpheye yer bırakmayan bir kanıtı.”
İnsanlık kaybediliyor
Jornal de Notícias, yayının halkta neden infial yaratmadığını soruyor:
“Videonun Yunanistan’daki parlamento seçimlerinden yalnızca iki gün önce yayınlanması, bitmek üzere olan seçim kampanyasını hareketlendirmişti. Ancak, Portekiz dahil olmak üzere diğer ülkeleri pek de etkileyecek gözükmüyor. Buranın bir Avrupa Birliği toprağı olması, sorun ve rezalette bizim de bir payımızın bulunması kimsenin umurunda değil. Gündelik tantanalar, en ciddi sorunlarımızı pembe diziye dönüştürmemiz, anında edinilen bilgiler ve alelacele varılan yargıların fazlalığı karşısında sersemlemiş durumdayız, düşünmeyi ve hissetmeyi bırakma riskiyle karşı karşıyayız. İnsanlığımızı kaybetmek üzereyiz.”
Avrupa mülteci sorununun tırmanmasına neden oluyor
Yunanistan AB tarafından yalnız bırakıldı, diyor De Volkskrant:
“Üye devletler, sığınmacıları bütün AB geneline dağıtmak ve Midilli’de bulunan sığınmacı kamplarındaki sefil koşulları sona erdirmek için çok az şey yaptı. Yunanistan, sorunla büyük ölçüde tek başına ilgilenmek zorunda kaldı. Avrupa, bölgesel kabul mekanizmasına gerçekten inanıyorsa, bu meseleye ciddiyetle yaklaşmasının vakti geldi. Önce, menşe bölgelerde gerektiğinden de fazla paralar harcanarak sığınmacı kampları tesis edilmeli. Öte yandan, emek göçü meselesinde Avrupa’nın bir politikası olmalı. ...Müşterek bir iltica ve göç politikası benimsenemezse, iltica sorunu daha da büyür ve Avrupa giderek insanlıktan uzaklaşır.”
Dikenli tellerle çevrili merkezler ve duvarlar
Polityka, Yunanistan’da kısıtlayıcı bir göç politikasıyla puan toplanabildiği kanısında:
“Miçotakis en başta da göç politikasını katılaştırma vaadinden ötürü kazanmıştı. Onun yönetiminde Atina, Avrupa Birliği’ni sığınmacı kampları ve bakım merkezleri için daha fazla harcama yapmaya zorladı. Midilli'de bulunan ve AB’nin göç hareketliliğinin doğurduğu sıkıntılarla baş edemediğinin kanıtı olan Moria kampı, iltica taleplerinin işleme alındığı, katı bir şekilde düzenlenmiş ve dikenli tellerle çevrili bir merkeze dönüştürüldü. Göçmenlerin sayısı büyük ölçüde azalsa da bunun asıl nedenleri geri itmeler ve Türkiye sınırına örülen duvar.”