Hollanda seçimleri: Sağ popülistler kazanacak mı?
Hollanda'da bugün gerçekleşen parlamento seçimleri başa baş geçiyor: Son anketlere göre Geert Wilders'in İslam karşıtı sağ popülist partisi PVV önde giderken, onun hemen ardından bugüne kadarki iktidar partisi sağ liberal VVD ve AB'nin eski ağır topu Frans Timmermans liderliğindeki kırmızı-yeşil seçim ittifakı GL-PvdA geliyor. Yorumcular her şeyden önce bir sağa kayma ihtimalinden endişe duyuyor.
PVV'nin başarısı korkunç sonuçlar doğurur
Le Soir, Geert Wilders’in Avrupa’daki radikal sağın kilit ismi olduğu uyarısında bulunuyor:
“Wilders, popülistler ve aşırılık yanlıları lehine başka bir domino taşını daha devirebilir. ... PVV’nin kurucusu, Avrupa’daki radikal göçmen ve İslam karşıtlığının emektar isimlerinden ve bu aşırıcı tutumun öncülerinden - Orbán, Marine Le Pen ve Vlaams Belang’lı önde gelen figürlerden önce o vardı ve hepsi de onun dostlarıydı. Orbán’ın göç ve Ukrayna’daki savaşa ilişkin Avrupa’nın pozisyonuna tezat teşkil eden yeni bir referandum ilan ettiği -ki Slovak dostu popülist Robert Fico da aynı yolda ilerliyor- ve İtalya’da Giorgia Meloni’nin iktidarda olduğu, Marine Le Pen’in ise iktidara hiç bu kadar yaklaşmadığı bir dönemde, Hollanda’da yaşanacak değişim korkunç sonuçlar doğurabilir.”
Wilders'in hoşgörüsüzlüğüne kapı aralanıyor
De Volkskrant, PVV'nin anketlerdeki yüksek oy oranından endişeli:
“Başka hiçbir parti kendisini diğer ülkelerden bu denli güçlü bir şekilde soyutlamıyor. Başka hiçbir parti, iyi Hollandalılar olarak kötü yabancı ülkelerle aramıza mesafe koyarsak her şeyin yoluna gireceğine dair böyle güçlü bir yanılsama uyandırmıyor. ... Çünkü bilhassa da VVD, Wilders ile arasına yeterince mesafe koymayarak yalnızca Wilders'in kendisine değil, yaydığı hoşgörüsüz yabancı düşmanlığı mesajlarına da itibar kazandırıyor. Wilders'in yükselişi, diğer ülkelerin görmezden gelindiği bu seçim kampanyasına uygun bir son olur.”
Sola kırmızı ve yeşil renkler lazım
PvdA’nın uluslararası sekreteri Jan Marinus Wiersma, Jelen’de Yeşiller ve Sosyal Demokratların Groenlinks-PvdA seçim ittifakını kurmasının doğru bir karar olduğunu vurguluyor:
“GroenLinks ile PvdA arasındaki ittifakın eşi benzeri görülmemiş olabilir, ancak ilerici güçler daha önce de işbirliklerine gitmişti. İtalya’da Demokrat Parti, türlü partilerin birleşmesiyle kurulmuştu. Fransa’da Sosyalistler ve Yeşiller [diğerleriyle birlikte] sol bir seçim ittifakı oluşturmuştu. ... Sol, seçmenleri ancak kırmızı ve yeşil renklerde kendi anlam ve önemi konusunda ikna edebilir. Bunun yolu her yerde farklı olabilir, çünkü bütün seçim sistemleri aynı değil. Ancak Hollanda’daki yaklaşım, bu yönde atılmış radikal bir adım.”
Boş kasayı dikkate alan yok
NRC'ye göre ekonomik durgunluğun seçim kampanyasına konu edilmemesi düşündürücü:
“Bütün yelpazeden siyasetçilerin neredeyse tamamı hâlâ büyüme, işgücü kıtlığı ve düşük faiz oranları çağında takılıp kaldıkları izlenimini veriyor. Oysa bu, sonra ermekte olan ya da çoktan sonra ermiş bir dönem. Para ne zamandır 'bedava' değil ve istekli ya da yetenekli herkese bir iş olduğunu düşünmek de cesur bir varsayım. ... Dolayısıyla, özellikle de programlarını titiz denetçilere kontrol ettirmemiş partilerin gerçeklerle bağdaşmayan vaatlerine daha da şüpheyle yaklaşmak gerekir. Nihayetinde durgunluk öyle basit argümanlarla yok sayılabilecek bir mesele değil.”