G7: Rusya'nın paraları Ukrayna'ya gidecek
G7 devletleri, Rusya’nın Batılı ülkelerdeki dondurulmuş merkez bankası fonlarından elde edilen ve halihazırda yaklaşık 260 milyar avroyu bulan faiz gelirlerini Ukrayna’nın kullanımına sunmayı planlıyor. Kiev bu sayede silah, yatırım ve yeniden inşa finansmanında kullanabileceği 50 milyar avro tutarında bir kredi alabilecek. Rusya, bunun küresel mali sistemin altını daha da oyacağı uyarısında bulundu. Basında daha ziyade olumlu tepkiler var.
Birlik ve kararlılık gösterisi
Batı, Ukrayna’nın arkasında durduğunu kanıtlıyor, diyor Unian:
“Özetle, zirvenin temel sonucunun Batı’nın Rus saldırganlığına karşı direnişinde Ukrayna’yı yalnızca kısa vadede değil, uzun vadede de destekleme kararlılığının göstergesi olacağını söyleyebiliriz. Ayrıca, Ukrayna’ya destek konusunda müttefiklerin kendi aralarındaki tüm zorlukları aşabileceklerinin. Son olarak da Rusya Federasyonu’nun salt Ukrayna’nın güvenliği açısından değil, tüm demokratik dünya için tehdit teşkil ettiğinin anlaşıldığının.”
Hümanist geleneğe uygun bir yardım
Pravda, açıklanan mali yardımı şöyle değerlendiriyor:
“Hayır, bu savaşı desteklemek istediğimiz anlamına gelmez. Halkı gündelik kaygılarına dönmek isteyen ve yurtseverlik duygusuyla kendilerini savunan bir ülkeyi Rus ordusunun ezip geçmesine seyirci kalmak istemediğimizden, dayanışmanın ve derin insani empatinin bir tezahürü bu. ... Büyük Britanya Başbakanı Rishi Sunak 'Ukrayna'yı desteklemek ve Putin'in yasadışı savaşını durdurmak için bu kritik anda kararlılık ve yaratıcılık göstermeliyiz,' dedi. Hiçbir hümanist bunun aksini düşünemez.”
Batı ikilemde
De Standaard'a göre Rus varlıklarına el konulması, Çinli otomobillere uygulanacak ek gümrük vergileri kadar tartışmalı bir tedbir:
“Bu paralara el konulmasının bedelinin ağır olabileceği konusunda defalarca uyarıda bulunuldu. Batı dışındaki dünya, bunun sonucunda Batılı finans kurumlarına olan güvenini kaybedebilir. Bu korkunç bir ikilem. Çin'in devlet ekonomisinden kaynaklanan haksız rekabet ve Rusya'nın saldırganlığı, Avrupa Birliği'ni üzerine inşa edildiği temel direkleri, yani serbest ticareti ve hukuk güvenliğini zayıflatan karşı tedbirler almaya mecbur bırakıyor.”
Trump’a, Le Pen’e ve Bardella'ya karşı bir koruma kalkanı
France Inter, G7'nin AB ve ABD'deki karşıt siyasi güçlere karşı Kiev'e güvenlik sağladığını belirtiyor:
“G7'nin Donald Trump'ın olası başkanlığı düşünülerek hazırladığı bu planı, aşırı sağın Ukrayna'ya yardım konusunda yarattığı riskle de ilişkilendirmek mümkün. Burada paradoks, planın İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin başkanlığında istişare edilecek olması. ... Oysa kendisi yirmi ay önce göreve geldiğinden bu yana Ukrayna'ya yönelik yardım programlarını kararlılıkla desteklemiş, hatta silah yardımında bulunmuştu. Ancak Meloni, uzun süredir Rusya'ya büyük yakınlık gösteren Fransız RN ile Avrupa Parlamentosu'nda aynı parti ailesine mensup değil.”
Ajanda zorlu, liderler zayıf
İtalya’nın eski NATO Büyükelçisi Strefano Stefanini, La Stampa’daki yazısında, zirveyi olumsuz anlamda tarihi bulduğunu belirtiyor:
“Yarım yüzyıla yakın süredir düzenlenen zirvelerde, masaya konan bahisler ile oyuncuların elindeki kartlar arasındaki makas hiç bu kadar açık olmamıştı. ... Emmanuel Macron ve Olaf Scholz, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde büyük birer tokat yediler. Birinde saldırıya geçerek, diğerinde ise sipere girerek verilen birbirine zıt tepkiler, her ikisinin de aynı gemide ve iç uzlaşı arayışında olduğu gerçeğini gizleyemiyor. ... İki Muhafazakâr selefinin sebep olduğu zararı sınırlandırarak övgü toplayan Rishi Sunak muhtemeldir ki bir aydan kısa süre içinde Downing Street’ten ayrılacak. Joe Biden için ise seçim kampanyasında işler iyi gitmiyor.”