İstanbul: İlçe belediye başkanı tutuklandı
İstanbul’un Beşiktaş ilçesinin CHP’li belediye başkanı Rıza Akpolat, aralarında rüşvet almanın da bulunduğu çeşitli suçlamalardan ötürü tutuklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki hükümetin muhalif siyasetçilere yönelik tutumunu giderek sertleştirmeye başladığı görülüyor. Türkiye medyası da sürecin salt siyasi siyasi saiklerle işletildiği görüşünde.
Yolsuzluk mu? Önce kendi kapınızın önünü süpürün!
Karar, hükümet yolsuzlukla gerçekten mücadele etmek istiyorsa, işe kendi belediye başkanlarından başlamalı, diyor:
“Türkiye’de irili ufaklı 1393 tane belediye var. Bu 1393 belediye içinden hiç yolsuzluk olmayanların listesini çıkarabilir misiniz? Aramanız lazım. Bulursanız çıkarırsınız. ... Doğru dürüst incelendiğinde sorun çıkmama ihtimali sıfıra yakındır. Bu yüzden, iktidar, belediyelerden birini gözüne kestirip kovuşturmaya başladığında toplumumuzda iktidar yolsuzlukla mücadele ediyor hissi uyanmaz. İktidar, devletin imkanlarını kullanarak CHP’yle mücadele ediyor hissi uyanır. Kendi yolsuzunu kollayıp başkasının peşine düşmek yolsuzlukla mücadele değildir.”
Erdoğan koltuğunu kaybetmekten korkuyor
T24, Erdoğan'ın tek derdinin bir sonraki seçimleri kazanabilmek için siyasi rakiplerini ortadan kaldırmak olduğu yorumunda bulunuyor:
“Belli ki Cumhurbaşkanı, önümüzdeki seçimi normal şartlarda kazanamayacağını iyice içselleştirmiş. Onun için adayları şimdiden yargı marifetiyle elemek, eleyemiyorsa lekelemek ve bu yolla siyasi bir üstünlük elde etmek arzusunda. ... Şu anda Türkiye’de siyaset adına ne yapılıyorsa hepsinin tek bir amacı var: Ne yapıp etmek, bir kez daha seçilerek o görevde kalmak! Bunun için her yol mübah, her şey serbest.”
Direnmek Anayasa emridir
Cumhuriyet, Anayasa'ya göre halkın demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü savunma yükümlüğü olduğunu hatırlatıyor:
“'Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti Rejimi'nin 'Millet tarafından' savunulması, Anayasa emridir. Bu Anayasa için direnmek, her Türk vatandaşının, özellikle de her Medya Şirketi’nin, başta meslek odaları ve sendikalar olmak kaydıyla her demokratik toplum örgütünün ve elbette, öncelikle her siyasal partinin görevidir. ... Cumhurbaşkanı ve bütün milletvekilleri bu Anayasa’yı koruyacaklarına yemin etmiş, ant içmişlerdir. Onların bu yeminlerine uymalarını beklemek ve bunu sağlamak, bu amaçla direnmek, Anayasa emridir!”