Trump'ın kararnameleri neleri değiştirir?

ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladıktan hemen sonra destekçilerinin huzurunda çok sayıda kararname imzaladı. Yaklaşık 80 kararnameyle selefi Joe Biden’ın aldığı kimi tedbirleri iptal etti ve yenilerini duyurdu. Bunlar arasında sayısız hükümet personelinin işten çıkarılması, Meksika sınırındaki kontrollerin sıkılaştırılması ve Kongre baskınına katılanların affedilmesi yer alıyor. Yorumcular alınan kararların ciddi sonuçları olmasını öngörüyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
NRC Handelsblad (NL) /

Hukukun üstünlüğü için adeta bir dayanıklılık testi

NRC, Trump'ın ilk kararnamelerinin korkulandan daha da radikal olduğunu yazıyor:

“Özetle: Demokrasiye saldıranlar serbest kalırken, onu savunanlar baskıdan korkmalı. Hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet, ancak onu koruyan ve savunan insanlar kadar güçlüdür. Ancak şu anki direniş zayıf ve umutsuz bir tablo sergiliyor. ... Trump’ın kararnamelerine karşı pek çok dava açılacağı kesin, ancak Yüksek Mahkeme üzerindeki etkisi bu süreci daha da karmaşık hale getiriyor. … Amerikan hukuk sistemi için gerçek bir dayanıklılık testi başlıyor ve bu, uzun ve zorlu bir mücadeleye işaret ediyor.”

Diena (LV) /

Şiddetli bir siyasi fırtına

Diena, Trump'ın ilk yemin töreniyle ikincisi arasında büyük bir fark olduğuna dikkat çekiyor:

“Trump, ilk başkanlık döneminde siyasi muhalefet -ve kendi Cumhuriyetçi Partisi- içindeki çekinceler nedeniyle bazı planlarını hayata geçirmekte zorlanmıştı. Ancak bu kez, hızlı ve kararlı bir şekilde harekete geçti. ... Dikkat çekici bir hamleyle, yalnızca bir gün içinde Biden dönemine ait toplam 78 kararnameyi iptal etti ve bu sayı muhtemelen daha da artacak. Öte yandan belirtmek gerekir ki, Biden da göreve başladığında Trump'ın çok sayıda kararnamesini -daha yavaş bir tempoyla ve daha az dikkat çekici bir şekilde de olsa- iptal etmişti.”

Die Presse (AT) /

Kurumlara saygı duymuyor

Trump Kongre’yi basanları affederek kuvvetler ayrılığını tehlikeye atmış oldu, diyor Die Presse:

“Trump’ın af kararnamesi, tarihin baştan yazılması anlamına geliyor. ... Trump’ın kışkırtmasıyla radikallerin Kongre’nin kutsal salonlarına saldırması, ABD demokrasisi için ‘kara bir leke’ demekti. Hem Demokratları hem de Cumhuriyetçileri ve bittabi hayatlarından duydukları endişeyle sandalyelerin ve masaların altına saklanan namuslu milletvekillerini dehşete düşüren bir darbe girişimiydi. ... Donald Trump’ın kurumlara saygısı yok. İlk görev döneminde habire yargıya ve medyaya saldırması da bunun kanıtıydı. Artık ‘denge ve denetleme’ mekanizmalarının altını oymak onun için çok daha cazip hale gelmiş durumda.”

Magyar Nemzet (HU) /

Cezadan korkmasına gerek yok

Hükümet yanlısı Magyar Nemzet, Trump’ın aldığı ilk kararlar bağlamında Macaristan’ın azınlıklara karşı aldığı tedbirlerle doğru yolda olduğu görüşünde:

“Macaristan’ın son on buçuk yılda izlediği politikaları kritik bir uluslararası ayna olarak teyit eden kimi tedbirler var: ABD’de 77 milyon seçmen Trump’a yasadışı göçü durdurması, sınırları koruması ve var gücüyle doğadaki toplumsal düzeni yıkmaya çalışan toplumsal cinsiyet ideolojisiyle mücadele etmesi için tüm gücünü kullanma yetkisi verdi. ... Üstelik Trump elbette Avrupa Birliği’nde bizim [Macaristan’ın] maruz bırakıldığımız hukukun üstünlüğü davaları, günde bir milyon avro para cezası ya da ülkesinin fonlarının kesilmesi gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalmayacak.”

Dagens Nyheter (SE) /

Ölümcül riskler doğurabilir

Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan çekildiklerini ilan etmesi Dagens Nyheter’e göre ateşle oynamak demek:

“Bunun alternatifi ‘sıradan insanları’ etkilemeyen ve sıcaklık artışı ortadayken herkesin kendi temposunda geçiş yaptığı bir ‘gerçekçi iklim politikası’ da değil. Aksine, ülkeyi Los Angeles’taki yangınlar ve Helene Kasırgası gibi insanların kendilerini tamamen koruyamadığı ve yollarına çıkan her şeyi silip süpürürken şiddetini de giderek artıran doğal afetler bekliyor. Dolayısıyla, Trump’ın pazartesi günü ABD’yi Paris İklim Anlaşması’ndan ikinci kez çekme kararı salt dar görüşlü ve popülist olmakla kalmıyor. Bu aynı zamanda tehlikeli ve hem ABD’de hem bütün dünyada canlara mal olabilecek bir hamle.”

gazeta.ua (UA) /

Yasadışı göçmenler hedef tahtasında

Gazeta.ua, farklı hukuki koşullara sahip göçmenler arasındaki anlaşmazlıklara dikkat çekiyor:

“Biraz ihtiyatla da olsa, artık ABD’deki devlet aygıtının asıl darbeyi büyük bir ‘marjinal grup’ olarak görülen [güvenceli ikamet koşulları bulunmayan] yasadışı göçmenlere indirmek isteyeceğini söyleyebiliriz. Trump’ın bu uğurda yasal göçmenlerden -hatta birinci kuşaktan olanlardan dahi- destek alacağı ortada, zira seçmeninin önemli bir kısmını onlar oluşturuyor. Çünkü yeni ABD yurttaşı olanlar ve özellikle de Meksika ve Güney Amerika’dan gelen yasal göçmenler, ücretleri düşürüp işlerini ellerinden alabilirler diye eski ülkelerinden ucuz göçmen akınına şiddetle karşı çıkıyorlar.”