(© picture-alliance/ASSOCIATED PRESS / Patrick Semansky)

  2024 ABD seçimleri

  27 yorum

Donald Trump’ın kabinesi için gösterdiği son adaylar büyük tartışma yarattı: Aşı karşıtı Robert Kennedy Jr.’ın Sağlık Bakanı, 2020’de Trump’ın seçimlerin çalındığı yönündeki komplo teorisinin destekleyicisi Matt Gaetz’in ise Adalet Bakanı olması bekleniyor. Biden yönetimini Rusya’nın Ukrayna’daki “meşru güvenlik çıkarlarını” hiçe saymakla itham eden Tulsi Gabbard ise gizli servislerin başına getirilecek. Yorumcular riskleri değerlendiriyor.

Elon Musk’ın Donald Trump yönetiminde yeni kurulacak “Hükümet Verimliliği Bakanlığı”na getirilmesi bekleniyor. Trump salı günü yaptığı açıklamada, danışma organı görevi görecek bakanlığın müstakbel ABD hükümetinin “gereksiz” düzenlemeler ve “müsrif” harcamalarla mücadelesini destekleyeceğini ve federal kurumların yeniden yapılandırılmasına yardımcı olacağını belirtti. Avrupa basını bu görevlendirmeyi türlü nedenlerden ötürü sorunlu buluyor.

Kazandığı seçim zaferinin ardından, Donald Trump'ın dış politika alanında hükümetine alacağı ilk isimler belli olmaya başladı. Asker kökenli Fox News sunucusu Pete Hegseth, Savunma Bakanlığı görevini üstlenecek. Dışişleri Bakanı olarak Marco Rubio'nun, Ulusal Güvenlik Danışmanlığı için ise Mike Waltz'un isimleri geçiyor. Her ikisi de Çin'e karşı sertlik yanlısı tutumlarıyla tanınıyor ve Biden'ın Ukrayna politikasını eleştiriyor. Avrupa basını gelişmeyi irdeliyor.

2025 yılı itibarıyla ABD’de başkanlık koltuğuna oturacak olan Donald Trump’a pek çok Avrupalı şüpheyle yaklaşıyor. Anketlerin gösterdiği üzere, AB yurttaşlarının ekseriyeti Kamala Harris’ten yanaydı. Basın, seçim sonucunun Avrupa için ne anlam taşıdığını analiz ediyor.

Donald Trump'ın ABD seçimlerinde açık bir zafer kazandığı görülüyor. Trump’ın partisi Cumhuriyetçilerin Kongre’nin her iki kanadında da çoğunluğu kazanması bekleniyor. Oy sayımı sürerken Atlantik’in diğer yakasındaki gelişmeleri yakından izleyen Avrupa basını, bundan sonra neler olabileceği sorusuna yanıt arıyor.

ABD'li yurttaşlar bu salı günü, Kamala Harris'in mi yoksa Donald Trump'ın mı ülkeyi yönetmesini istediklerine karar verecekler. Eş zamanlı gerçekleştirilecek Kongre seçimlerinde de Temsilciler Meclisi'ndeki tüm koltuklar ile Senato'nun yaklaşık üçte biri belirlenecek. Avrupa medyası, kıta için de tehdit oluşturan pek çok meseleye dikkat çekiyor.

ABD başkanlık seçimlerinde kampanya sürecinin son evresine girilirken adayların dili giderek sivriliyor. Kamala Harris, Donald Trump’ı faşist olarak gördüğünü açıklamıştı. Şimdi de komedyen Tony Hinchcliffe, Cumhuriyetçilerin bir kampanya buluşmasında Porto Riko’ya “yüzen çöp ada” dedi. Trump’ın kampanya ekibi hemen akabinde bu ifadeye katılmadıklarını belirtti. Avrupa basını, toplumdaki bölünmüşlük karşısında hayretler içinde.

Amerika Birleşik Devletleri’nde haftaya başkanlık seçimi yapılacak. Anketlere göre Donald Trump, ekim ayında seçmen desteğini büyük ölçüde artırarak rakibi Kamala Harris’i yakaladı. Avrupa basını, Trump’ın arayı nasıl kapatabildiği ve olası geri dönüşünün ne anlama geleceği sorularına yanıt arıyor.

Kamala Harris, çarşamba günü CNN’de katıldığı bir programda ABD başkanlığı için yarışan rakibi Donald Trump’ı faşist olarak gördüğünü ifade etti. Trump'ın eski özel kalem müdürü John Kelly de daha önce New York Times’a verdiği demeçte Trump’ın “faşist tanımına uyduğunu” söylemişti. Yorumcular Trump’ın davranışlarını eleştirmek için pek çok gerekçe gösterse de bu suçlama özelinde temkinli davranılması gerektiğini savunuyor.

Donald Trump, Butler’da yeniden gerçekleştirdiği seçim mitinginde meşhur bir destekçisini sahneye çıkardı: Büyük girişimci Elon Musk (Tesla, SpaceX, X) izleyicilere “Amerika'da demokrasinin bekası” için seçimi Cumhuriyetçilerin kazanması gerektiğini söyledi. Trump birkaç kez, başkanlığı kazanırsa iş dünyasına yön veren bir isim olarak Musk’ın önemli bir makama getirilebileceğini ima etti. Avrupa basını pek etkilenmiş gözükmüyor.

Yapılan ilk anketler, ABD yurttaşlarının çoğunluğunun Donald Trump’la giriştiği televizyon düellosunda Kamala Harris’i galip gördüğünü ortaya koyuyor. Öte yandan, Trump’ın kürtaj yasaları ya da göçmenlerin işlediği suçlar gibi konularda sarf ettiği kimi ifadelerin yanlışlığını anında kanıtlayan moderatörlerin rolü de konuşuluyor. Avrupa basınına göre seçim kampanyasında artık yeni bir aşamaya girilmiş durumda.

ABD başkan adayları Kamala Harris ve Donald Trump salı akşamı ilk kez televizyonda canlı yayınlanacak bir münazarada karşı karşıya gelecek. Trump ilk düellosunu haziran ayında görevdeki Başkan Joe Biden ile kendisi yarıştan çekilmeden önce gerçekleştirmişti. Medya, bilhassa Harris'in nasıl bir performans sergilemesi gerektiğine dair önerilerde bulunuyor.

ABD’deki başkanlık seçimlerine neredeyse iki ay kalmışken, Avrupalı yorumcular Kamala Harris’i tartışmayı sürdürüyor. Harris Chicago’da düzenlenen Demokrat Parti Kongresi’nin kapanışında, geçmişte bölünmeye sebebiyet veren kavgaları aşmak ve bilhassa orta sınıfı güçlendirmek istediğini söyledi. Ayrıca Ortadoğu’da ateşkes çağrısında bulundu ve Kim Jong-un gibi tiranlara hoş gözükmeye çalışmayacağını belirtti.

Chicago'da gerçekleşen Demokrat Parti Kongresi, bu perşembe başkan adayı Kamala Harris'in konuşmasıyla sona eriyor. Harris, kongre öncesinde ekonomi politikasının ana hatlarını açıklamıştı. Avrupa basını, Harris ve Demokratların kasım ayındaki başkanlık seçimleri öncesi nerede durduğunu değerlendirmeye çalışıyor.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Biden’ın adaylıktan çekilmesi sonrasında henüz Demokratların resmen başkan adayı ilan edilmedi. Ancak partinin önde gelenleri, Demokrat seçmenler ve Avrupa basını bunu artık sadece formaliteden ibaret görüyor: Trump karşısındaki şansı, özellikle de Kaliforniya eyaletinin eski başsavcısı sıfatıyla sahip olduğu nitelikler ışığında, merakla ve hararetle tartışılmaya başlandı bile.

ABD Başkanı Joe Biden, kasım ayında gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerinden çekildi. 81 yaşındaki siyasetçi, “yeniden seçilmek için yola çıkmış olsam da çekilmemin partimin ve ülkemin iyiliğine olacağını düşünüyorum” dedi. Son haftalarda, kendi cephesinde dahi adaylığa uygun olup olmadığına dair şüpheler giderek daha yüksek sesle dile getirilmeye başlanmıştı. Avrupa basını, Biden’ın halefinin kim olacağı sorusuna yanıt arıyor.

J. D. Vance, Cumhuriyetçi Parti kongresinde kasım seçimleri için başkan yardımcılığına aday gösterildi. 39 yaşındaki Ohio senatörü, bir vakitler Donald Trump’ı sert dille eleştiriyordu. Yorumcular, yoksul bir aileden gelip Yale’den mezun olan bu finans yöneticisinin neyi temsil ettiği sorusuna yanıt arıyor.

Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti kongresinde kasım ayındaki başkanlık seçimleri için resmen aday ilan edildi. Başkan yardımcılığı koltuğuna ise J. D. Vance aday gösterildi. ABD’liler, halen Ohio Senatosu’nda görev yapan Vance’i ‘Hillbilly Elegy’ adlı çok satan otobiyografik kitabın yazarı olarak biliyor. Avrupa basını, her iki ismin adaylığını değerlendiriyor.

Donald Trump'la girdiği televizyon düellosundaki zayıf performansının ve NATO zirvesindeki vaatlerinin ardından, Joe Biden'ın ABD başkanlık yarışından çekilmesi yönündeki çağrılar git gide artıyor. Güncel anketlere göre Biden, Trump'ın gerisinde kalıyor. Biden defaatle "hiçbir koşulda" adaylığını geri çekmeyeceğini duyurdu. Ancak Avrupa basınında tartışmalar dinmiyor.

ABD Yüksek Mahkemesi, eski başkanların cezai dokunulmazlıklarının sınırına ilişkin kararını verdi. Buna göre, en azından resmi görev kapsamındaki eylemlerin dokunulmazlığı olacak. Karar, üçe karşı altı oyla kabul edildi. Çoğunluğu ellerinde bulunduran koyu muhafazakâr yargıçların tutumu baskın çıktı. Avrupa basını, bunun eski Başkan Trump aleyhine süren davaların kaderini nasıl etkileyeceğini yorumluyor.

ABD başkan adayları Joe Biden ve Donald Trump arasındaki ilk televizyon düellosu sert geçti. Biden, Trump'ı yalancı ve "sokak kedisi ahlakına sahip" bir suçlu olarak nitelendirdi. Trump ise "tüm zamanların en kötü başkanının" göç politikasının daha fazla suça yol açtığı gibi temelsiz bir iddiada bulundu. Avrupa basını, bilhassa da Biden'ın ikna edici olmadığında hemfikir ve Demokratların bir şeyler yapmasını istiyor.

Eski Başkan Donald Trump, Cumhuriyetçilerin ABD başkan adaylığına yönelik son ön seçimini de kazandı. Rakibi Nikki Haley’yi, kendi eyaleti Güney Carolina’da da yaklaşık yüzde 20 farkla geride bıraktı. Yorumcular, Haley’in çekilmemesinin ve Trump’ın yarışı açık ara önde götürmesinin nedenlerini irdeliyor.

Donald Trump, rakibi Nikki Haley’i yüzde on bir farkla geride bıraktığı New Hampshire’daki ön seçimlerin ardından ABD’de kasımda yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin favori adayı olmayı sürdürüyor. Haley’in şimdiki umudu, kendi eyaleti olan Güney Carolina’da yapılacak ön seçimi kazanabilmek. Avrupa basını, herkesi kasım ayından sonrasını düşünmeye çağırıyor.

Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti’de başkan adaylığı için gerçekleştirilen ilk ön seçimi açık farkla kazandı. Iowa’da yüzde 51 ile oyların yarısından fazlasını aldı. Ron DeSantis yaklaşık yüzde 21 ve Nikki Haley de yaklaşık yüzde 19 oyla Trump’ın hayli gerisinde kaldı. Dördüncü sıradaki Vivek Ramaswamy ise Trump lehine yarıştan çekildi. Avrupa basınına göre zor günler kapıda.

Florida Valisi Ron DeSantis, ABD başkanlığı için adaylığını geri çekti ve Donald Trump'ın kampanyasını desteklemek istediğini açıkladı. DeSantis, bu kararını pazar günü sosyal medya platformu X'te duyurdu. Cumhuriyetçilerin adaylık yarışı artık Trump ile eski Güney Carolina Valisi Nikki Haley arasındaki bir düelloya evrilmiş durumda. Peki bu gelişme, yarışın devamı açısından ne anlama geliyor?