Macron Trump'la görüştü

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, pazartesi günü mevkidaşı Donald Trump ile Beyaz Saray’da bir araya gelerek Ukrayna’nın durumunu konuştu. Macron’un amacı Trump’ı Rusya yanlısı tutumundan vazgeçirmek ve Avrupa’yı barış görüşmelerinde müzakere masasına dahil etmekti. Basın görüşmeyi değerlendiriyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Jutarnji list (HR) /

Avrupa adına oradaydı

Jutarnji list'in gözlemi şöyle:

“Fransa'nın artık Trump'la AB -hatta bir bütün olarak Avrupa- adına konuştuğu gerçeği, Beyaz Saray'daki ortak basın toplantısında açıkça görüldü. Trump ısrarla Macron'a Fransa Cumhurbaşkanı derken, Macron hep 'biz AB'dekiler', 'biz Avrupalılar' şeklinde konuştu. Üstelik Macron seyahat öncesinde diğer Avrupalı devlet ve hükümet liderleriyle de istişare ve koordinasyon halindeydi. Trump göreve geldiğinden bu yana kendisiyle görüşen ilk Avrupalı lider olan Macron, Avrupa'nın Ukrayna'daki savaşla ilgili ABD'den temelde farklılaşan görüşlerini dostane bir dille ifade etti.”

Der Tagesspiegel (DE) /

Takdire şayansa da nüfuz edemedi

Der Tagesspiegel, Macron'dan övgüyle bahsediyor:

“Amerikan Bağımsızlık Savaşı'ndan bu yana iki ülke arasındaki dostluğu ve Trump ile arasındaki kişisel ilişkiyi vurgulayan Macron, Trump’ın Ukrayna’daki savaşı sona erdirme girişimini methetti. Ancak sinmedi ve Trump’a dostane ama net bir şekilde karşı çıktı. ... [Buna karşın] ABD Başkanı, Macron’un yorumlarına karışılık vermedi. Dahası ABD, Birleşmiş Milletler'de Ukrayna'ya yönelik bir kararda Avrupa ile birlikte oy kullanmak yerine, Güvenlik Konseyi'nde Rusya ile birlikte Moskova'nın lehine bir formül üzerinde anlaşmaya vardı. Sonuç olarak: Macron, Trump’la belirli bir yakınlık kurabilmiş görünüyor, erkek erkeğe oynanan 'kim daha sert tokalaşıyor' oyununa ayak uydurabiliyor ve Trump da ona karşı saygılıydı. ... Ancak bu ne yazık ki bir diyalog değildi.”

Visão (PT) /

Beyaz Saray'da özgüvenli bir konuk

Visão’dan Macron’un performansına övgü var:

“Emmanuel Macron, Oval Ofis’te Donald Trump’ın sözlerini düzeltti ve kendi evinde onu savunmaya zorladı. Fransa ve Avrupa’nın, ABD’nin NATO’dan ayrılmasından ya da üyeliğini sembolik düzeye düşürmesinden çekinmediğini gösterdi. ... Nükleer bir gücün lideri olarak oynadığı rolün ve kudretinin bilincinde olan ve Washington’a ABD’nin güvenlik şemsiyesinin yerini Fransız ve Büyük Britanyalılarınkinin alabileceğini söyleyebilen güçlü bir Macron vardı karşımızda.”

Capital (GR) /

Dümene geçebilecek tek ülke Fransa

Capital, Paris’in öncü rol üstlenmesi gerektiği görüşünde:

“Avrupa koşullar böyleyken başsız kalamaz. Hızlı hareket edebilecek, kritik kararlar alabilecek ve sürüncemeler ya da kurumsal kısıtlar olmaksızın stratejiler geliştirebilecek bir liderliğe ihtiyaç var. Bunu da yapabilecek yegâne ülke Fransa. Bir diğer önemli unsur da askeri güç. Fransa AB’deki tek nükleer güç ve kıtada şimdilik de olsa dış garantiler olmaksızın Avrupa’nın güvenliğini sağlayabilecek biricik devlet.”

The Independent (GB) /

Tuhaflıkları hoş görülüp nazikçe yönlendirilmeli

Macron'un ardından Büyük Britanya Başbakanı Keir Starmer'ın da hafta sonuna doğru Washington'ı ziyaret etmesi bekleniyor. The Independent, Trump ile nasıl başa çıkılacağına dair ipuçları veriyor:

“Gerçek şu ki, Avrupa -ticaret, kültür ve askeri koruma açısından- ABD’ye o denli bağlı ki, onu kolayca dışlayamaz. Trump idare edilmeli, ruh halindeki dalgalanmalarla başa çıkılmalı: Politikalarının verdiği zarardan bahsederken en iyisi siz onun adını anmayın. Tam tersi doğru olsa dahi, sosyal medyada kendisini harika bir 'müzakereci' şeklinde tanımladığınızdan emin olun. Mümkünse bir selfie çekin, onu alkışlayın, telefonlarına çıkın ve öfke nöbetlerine katlanın. Hepsi tek bir hedef için: Trump'ı nazikçe doğru çözüme yönlendirmek.”

Les Echos (FR) /

Avrupa direnmek zorunda

Trump ıslah edilemez, diye uyarıyor Les Echos:

“Washington’ın ‘ihaneti’ karşısında ne Paris ne de Londra, Avrupa ile ABD arasında arabuluculuk rolü üstlenme yanılgısına kapılmalı: Büyük Britanya Başbakanı Londra ile Washington arasındaki özel ilişkiye, Emmanuel Macron da kendi cazibesine bel bağlamamalı. Mesele Trump’ı etkilemeye çalışarak aklını başına getirmeyi ummak değil, çıkarlarımızı koruyup değerlerimize bağlı kalarak ona karşı durmak. Ukrayna’yı yüzüstü bırakırsak kimliğimize ihanet etmiş oluruz. Dahası bu, utancın ardından savaşa sürükleneceğimizin garantisi anlamına gelir.”