2016'nın son AB zirvesi ne getirdi?
AB devlet ve hükümet başkanları perşembe günü Brüksel'de Moskova'ya yaptırımların sürdürülmesi kararını aldı. Bunun yanı sıra Doğu Halep Belediye Başkanı'nın mülteci sorunu ve Suriye'nin genel durumu ile ilgili anlatımları tartışıldı. Basın için 2016'nın son AB zirvesi hayal kırıklığı oldu.
Avrupa'nın Suriyelilere yaklaşımı tahammül edilmez
Avrupalıların Suriye'de acılar içinde yaşayan ya da savaştan kaçan insanlara karşı tutumunun çifte hayal kırıklığı yarattığını söyleyen Le Soir bu duruma öfkeli:
“Halep'teki yıkım Avrupaları dehşete düşürüp kendilerine getirebilirdi. Ama onlar Ortadoğu'daki çözümsüz kaosa müdahale etmeye hiç niyetli değil; hele de Brexit, popülizm, aşırıcılık, terörizm gibi iç sorunlarla ve mülteci kriziyle boğuşurken. Suriye'deki acizliklerini bu korkunç savaştan kaçanlara empati göstererek dengeleyebilirlerdi. Ama görünen o ki, enerjilerinin büyük bir kısmını kurbanların bizden uzakta bir yerde tutulmasına harcıyorlar.”
AB iyi kötü ayakta kalmakla yetiniyor
La Stampa zirvenin ardından AB'nin iyi kötü su üstünde kalabilmesinden dertli:
“Dünkü AB zirvesi sorunlara stratejik değil, taktik yanıtlar verdi. Normal zamanlarda bu yeterli olabilir. Ama hem AB içindeki, hem de dışındaki kuralların sorgulandığı bir dönemde bu yetmez. 2016 bütün dünyada çalkantılarla geçen bir yıldı. Zirve yepyeni bir dünyada gerçekleştirildi: Başkan olan Trump'ın, Brexit'in ve Suriye'deki zalim güçlülerin dünyasında. AB bunlara ek olarak önemli bir üyesini kaybettiği, liderlerin sandığa gömüldüğü korkunç bir yıl geçirdi, mülteci krizini çözemedi, Suriye'de ve Libya'da varlık gösterememekte birinciliği kimseye kaptırmadı. Avrupa kurumları sanık sandalyesine oturmaya, öz eleştiri yapmaya hiç mi hiç hazır değil. Ama ders çıkarmak için özeleştiri şart. AB yuvarlanıp gidiyor: Zirveden çıkan mesaj bu. ... Umarız bu yeterli olur. Çünkü bugün Avrupa'ya her zamankinden çok ihtiyacımız var.”