Büyük Britanya'da Adalet Divanı'nın rolü ne olacak?
Britanya Başbakanı Theresa May, Brexitçi şahinlere, AB'den ayrılmanın ardından Londra'nın kendi içtihadı üzerinde tam egemenlik kazanacağı sözünü verdi. Hükümetin hazırladığı bir raporda "Divan'ın doğrudan yargılaması" döneminin sona erdiği, kararların bundan sonra referans olacağı yazıyor. Yorumcular bunun iyi bir hamle olup olmadığı konusunu ele alıyor.
Sert Brexitçiler kızgın
The Irish Independent'a göre Büyük Britanya'nın Brexit'in ardından Avrupa Adalet Divanı içtihadına tabi olmaya devam etmesi mümkün görünmüyor:
“Adalet Divanı içtihadının Britanyalıların hayatlarına ne kadar nüfuz ettiğine baktığımızda Brexit tartışmasında bu konunun neden birçok insanı kızdırdığını ve kızdırageldiğini anlamak hiç de zor değil. Britanya hükümeti Brexit referandumunun ardından yaptığı tüm açıklamalarda 'kendi yasaları üzerindeki kontrolü tekrar elde etmenin' ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Bu düşünceden doğal olarak Adalet Divanı'nın, Büyük Britanya'yı etkileyen ekonomi ve ticaret konularındaki hukuk anlaşmazlıklarında hüküm verme yetkisinin olmaması gibi tartışmalı ve hayata geçirmesi her zaman kolay olmayan bir talep doğuyor.”
Adalet Divanı adalet için önemli
Avrupa Adalet Divanı, Londra hükümeti karşısında önemli bir dengeleyici role sahip, diyor The Independent:
“Hükümet fiilen Avam Kamarası'ndaki en büyük partiden oluştuğu için gerçekte yasama ile yürütme arasında gerçek bir güçler ayrılığı yok. ... Adalet Divanı içtihadı Büyük Britanya'da artık geçerli olmayacak olursa, tıpkı Brexit taraftarlarının hayalindeki gibi Londra hükümeti gerçekten de 'kontrolü tamamen ele almış' olacaktır. Buradaki tek olası kısıt, [parti kararına uymayan] asi milletvekilleri ve beş yılda bir yapılan Avam Kamarası seçimleri olabilir. ... Büyük Britanya'nın kendine sorması gereken soru, dengeli bir güçler ayrılığı olduğunu ve hükümetin kararlarına uygun biçimde dava açılabilmesini sağlamak için anayasal değişiklik gerekip gerekmediği.”