Trump Tillerson'ın görevine son verdi
ABD Başkanı Trump, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın görevine son verdi. Trump bu kararını, İran nükleer anlaşmasındakine benzer görüş ayrılıklarıyla gerekçelendirdi. Halihazırda CIA'in başındaki Mike Pompeo, Tillerson'ın görevini devralacak. Bu değişim ABD dış siyasetinde ne anlama geliyor?
Sadece Donald, Ivanka ve Jared
Jutarni list'e göre bu hamle, aklı başında bir ABD dış siyaseti bekleyen herkes için düş kırıklığıydı:
“Rex Tillerson dışişleri bakanı olarak ne kötü anılacak, ne de herhangi bir siyasi kararıyla akıllarda kalacak. Yine de gidişi ABD yönetiminin sağduyulu seslerinden birini kaybetmesi anlamına geliyor. Eski petrol şirketi yöneticisi, uluslararası ilişkilerden anlayan, NATO'yu, Amerika'nın sorumluluklarını ve liberal demokrasinin küresel sistemini onaylayan biriydi ... Sağduyulu insanlardan hangileri kalacak, diye sormak lazım şimdi. Çok azı. Trump hayallerini gerçekleştiriyor sanki: En tepede, hiçbir yardımcısı olmadan kendisi ve Ivanka ile Jared. Yani tam bir aile işletmesi.”
Trump özgür dünyanın lideri görevini bırakıyor
Salzburger Nachrichten'e göre Pekin ile Moskova'daki güçler ellerini ovuşturuyor olmalı:
“Çünkü Beyaz Saray'da ortam kaotik; profesyonel bir siyasi yönetim yerine, yeni personelin girip, eskilerin çıktığı döner bir kapı sanki. Ve başkan, çizdiği deli bozuk rotayla Amerika'nın küresel liderliğini tehlikeye atıyor. Çin'in güçlü lideri Şi Cinping bugünlerde sözde bir parlamentodan hayat boyu iktidarda kalmasını sağlayacak yasayı çıkarttırıyor. Rusya lideri Vladimir Putin pazar günü yapılacak sözde bir seçimle sınırsız hakimiyetini kuruyor. Ama Trump kendi rızasıyla özgür dünyanın liderlik koltuğundan iniyor.”
Generaller iktidara geliyor
Mike Pompeo'nun dışişleri bakanlığı görevine getirilmesi, Avvenire'e göre kaygı verici bir gelişme:
“Daha 1961 yılında, Başkan Eisenhower yaptığı veda konuşmasında Amerikalıları kendilerini silah şirketleri ve üniformalı adamların ellerine teslim etmeleri karşısında uyarmıştı. ... Trump ile ordu fiili olarak başkanlığı ele geçirmiş durumda: Beyaz Saray Genel Sekreteri John Kelly, Savunma Bakanı James Mattis, Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ve Ulusal Güvenlik Danışmanı ise Raymond McMaster. Bu şahısların ilk üçü eski donanma amirali, dördüncüsü ordunun başındaydı. Şimdi bunlara, cumhuriyetçi sağın şahinlerinden biri olmadan önce West Point Askeri Akademisi diplomatı, tank subayı ve son olarak havacılık alanında faaliyet gösteren bir girişimci olan Pompeo da katılıyor. ”
Pompeo'ya 'şahin' olarak ihtiyaç var
Kuzey Kore krizi dikkate alındığında Tillerson'un yerine Pompeo'nın geçmesi doğru bir seçim, diyor İzvestia:
“'Şahinlerin' düşmanla uzlaşma şansları her zaman daha yüksek; bunun nedenlerinden biri, bir şahinin 'kabul edilemez bir anlaşmaya' razı olup, 'ulusal çıkarlara ihanet eden' potansiyel bir 'uzlaşmacı' olmakla itham edilmeyeceği. Bu açıdan bakıldığında bir denge unsuru olarak Tillerson, 'sonuçları olan hamlelere' en uygun insan değildi. Ama Trump'ın tam da buna ihtiyacı var, özellikle de Kuzey Kore'yle ilişkiler bağlamında. Trump'ın Kim Jong-un'la buluşacağı haberinin en azından kamuoyu düzeyinde ABD'nin zaferi olarak görülmesi isteniyor. Kuzey Kore de bu arada imkansızı başararak Washington tarafından nükleer güç olarak tanınma hedefine ulaşmış bulunuyor.”