Kurz Seehofer'i baştan savdı
Alman İçişleri Bakanı Seehofer iltica talep etmek isteyenleri Almanya sınırlarında durdurma planını hayata geçirmek üzere Avusturya Başbakanı Kurz'u ziyaret etti. Ancak Kurz, Dublin Sözleşmesi'ne göre iltica başvurusu yapanların Avusturya'ya gönderilmesini kabul etmedi. İki ülke basını da buluşmayı alaycı bir şekilde eleştiriyor ve milliyetçi bencilliğin sınırlarına dayandığımızı dile getiriyor.
Sağ popülistler dayanışma nedir bilmez
Seehofer, Viyana ziyareti sırasında iade planlarını ev sahibini düşünmeden yaptığını anlamak zorunda kaldı, diyor Süddeutsche Zeitung alaycı bir ifadeyle:
“Viyana'dayken, üçüncü ülkelerde kaydedilmiş sığınmacılardan Avusturya'nın sorumlu tutulamayacağını biraz da ezilip büzülerek itiraf etmek zorunda kaldı. Yaşananlar mahçup edici ve utandırıcıydı belki ama belli ki ders çıkarmaya yetmedi, zira Seehofer şimdi de şansını İtalya ve Yunanistan'la denemek istiyor. ... Genel itibariyle tüm bu yaşananlar, Avrupa vatan millet söylemleriyle siyaset yapanlara teslim edildiğinde nelerin olabileceğine dair iyi bir ders oldu. Sağ popülistler her ne kadar Macaristan'dan başlayıp Münih üzerinden Viyana'ya ve Roma'ya kadar birlik oldukları izlenimini yaratsa da, dayanışmaları çıkarları çatışana kadar sürüyor. Ulusal uluslararasıcılık, kendi içinde bir çelişki.”
Bavyera aslanı, şömine önüne post oldu
Austurya Başbakanı Sebastian Kurz ile yaptığı görüşme, Seehofer'in tüm zayıf noktalarını gözler önüne serdi:
“Önce Bavyera'yı, ardından Almanya'yı, sonundaysa Avrupa'yı kesintisiz gösterisiyle rehin aldı: Horst geliyor ve Bavyerayı daha fazla sığınmacıdan kurtaracak! Oysa Seehofer'in tek hedefinin Merkel'den kurtulup [partisi] CSU çoğunluğunu yeniden elde etmek olduğunu başından beri herkes biliyordu. Şimdiyse Almanya başbakanı kazığı çeviriyor ve azılı düşmanı Seehofer'i 'imkansız bir görevle' AB'li mevkidaşlarına yolluyor. İlk etap dün Viyana'ydı. ... Başlangıçta mesele Bavyera'nın büyük bir seçim tantanasıyla 'transit merkezlerinde' tuttuğu ve ihtiyaç halinde Avusturya'ya yollayacağı hepi topu 1500 sığınmacıyla ilgiliydi. Dün ise bir zamanın savaşçı Bavyera aslanının, siyasetin kimsesizler ülkesinde yorgun bir şömine önü postuna dönüştüğünü gördük.”