Avrupa Parlamentosu'nda aşırı sağ ittifak mı oluşuyor?
On altı sağcı ve aşırı sağcı parti, AB'nin reformu talebiyle ortak bir açıklama imzaladı. Söz konusu partiler Avrupa'nın "Ulusların Özgürlüğü"ne saygı göstermesi gerektiğini söylüyor ve AB Komisyonu'nu üye ülkelere kurallar dayatmakla suçluyor. Açıklamada Avrupa Parlamentosu içinde büyük bir ittifakın planlandığı da yer alıyor. Partiler halihazırda farklı siyasi grupların çatısı altında.
Sadece bir blöften ibaret
Népszava, bu ittifakın henüz herhangi bir önem arz etmekten uzak olduğunu düşünüyor:
“Cuma günü yayınlanan -nasıl desek- yamalı bohça misali açıklama, imzacıların ortak noktalar üzerinde ancak güç bela anlaşabildiklerini gösteriyor. ... Avrupa'nın reformu altında ne anladıkları sorusuna ise verecekleri bir cevapları yok. ... Burada söz konusu olan ortak bir popülist program değil. ... Şu anda yaşadığımız durum, siyasi bir blöften ibaret.”
Önleyici hamle
La Repubblica, açıklanan şartın hafife alınmaması gerektiğini söylüyor:
“Öncelikle, Avrupa Parlamentosu içinde -zor da olsa- aşırı sağın ortak bir siyasi grup kurmasına ön ayak olacak bir zemin teşkil edebileceği için. ... İkinci olaraksa AB karşıtı çağrının başardığı en önemli şey, soruları en büyüğünü, söylemeye korktuğumuz, yani AB'nin 1990'lı yıllardan bu yana, Maastricht Anlaşması itibariyle kendisine eşlik eden belirsizliği gündeme taşımış olması. Geçtiğimiz aylarda başlayan, hükümet ve parlamentoların katılacağı, Avrupa'nın Geleceği Konferansı düşünüldüğünde, aşırı sağın bu şartı, veto hakkının kaldırılması tartışmasını boşa düşürmek için atılmış, önleyici bir adıma benziyor.”
Brüksel için kaygılanma zamanı
Mediafax'ın aklına hemen ABD'deki mevzi savaşları gelmiş:
“Orada da uzunca bir süredir küreselciler ile yurtseverler (ya da liberaller ile muhafazakarlar, Demokratlar ile Cumhuriyetçiler) arasında bir ideoloji savaşı sürerken, Avrupa'da üst düzey siyasette cephelerin yeni yeni oluşmaya başladığını görüyoruz. Hizipçi ülkeler Macaristan ve Polonya, sonunda kendilerine bir müttefik bulmuş sanki. ... Bu çatışmanın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kadar sert ve acımasız geçeceği görülüyor. Açıklamanın imzacılarının, Eylül ayında Varşova'da buluşmak üzere sözleşmeleri, Brüksel için kaygılanma zamanının geldiğini gösteriyor.”